İşçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs, 22 Nisan 2009 tarihinde Millet Meclisi genel kurulunda yapılan görüşme ve oylamadan sonra "Emek ve Dayanışma Günü" adıyla ücretli resmî tatil günü olarak kabul edildi. Mecliste temsil edilen bütün partilerin ve bağımsız milletvekillerinin oybirliğiyle işçilerin ve emekçilerin uluslararası bayramının kabul edilmesi, Türkiye işçi sınıfının egemen burjuvaziye karşı büyük bir sembolik zaferidir.
1 Mayıs gününün kutlanmasını 1925'ten beri yasaklayan, yasağı sıkı sıkıya sürdürürken 1935'te Bahar Bayramı adıyla içini boşaltarak tatil ilan eden burjuvazi, 50 yıllık yasağının 1975'te DİSK tarafından Tepebaşı'nda düzenlenen yasal kapalı salon toplantısıyla aşılmasını engelleyemedi. İşçi sınıfı yine DİSK'in öncülüğünde 1976'da Taksim'de düzenlenen büyük 1 Mayıs mitingiyle burjuvazinin yasağını kitlesel olarak deldi. Burjuvazinin 1977'de Taksim'de düzenlenen, yarım milyon kişinin katıldığı 1 Mayıs mitingini kontrgerilla tertibiyle kana bulayıp 36 işçiyi katletmesiyle yılgınlığa düşmedi ve bu katliama 1978'te yine DİSK'in Taksim'de düzenlediği bir başka dev mitingle cevap verdi.
1979'da ve 1980'de sıkıyönetim kararıyla Taksim'de 1 Mayıs'ı yasaklayan burjuvazi 1 Mayıs'ın, İzmir'de, Mersin'de ve ülkenin dört bir yanında kitlesel olarak kutlanmasını önleyemedi. Burjuvazinin 1 Mayıs'a düşmanlığı 12 Eylül 1980 faşist darbesiyle Bahar Bayramı'nı bile tatil günü olmaktan çıkararak 1 Mayıs'ı bütünüyle belleklerden silme boyutlarına ulaştı.
12 Eylül 1980 askerî diktatörlüğünün faşist yasaklarına rağmen işçi sınıfının ve dostlarının 1 Mayıs'ı yasal olarak kutlama ve burjuvaziye kabul ettirme mücadelesi durmadı. Burjuvazi 1 Mayıs kutlamalarını yasaklama, yasağa uymayanları tutuklama, yasal kutlamaları engelleyemediğinde göstericileri coplama, gazlama ve hatta 1989, 1990 ve 1996'da olduğu gibi onlara ateş açıp sakatlama veya öldürme politikalarını hep sürdürdüyse de başarılı olamadı. Özellikle 2007 ve 2008'de 1 Mayıs'ı Taksim'de kutlamak isteyen işçi sendikaları, partileri, örgütleri ve dostları üzerinde uyguladığı terörle sonuç alamadı, aksine ülkeye ve dünyaya rezil oldu. En sonunda, bu yıl işçi sınıfının uluslararası gününü artık tanımak zorunda kalıyor.
Ne var ki, burjuvazi bu gönülsüz tanımayı işçi sınıfını Taksim'de 30 yıldır süren 1 Mayıs yasağına razı etmek için rüşvet olarak kullanmaya çalışıyor. Kuşkusuz işçi kitleleri egemen kapitalist sınıfın bu ikiyüzlü taktiğini ellerinin tersiyle iteceklerdir. 1925'ten beri süren yasaklar 1975-1980 arasında nasıl aşıldıysa, 1980'den sonra her türlü baskı ve teröre rağmen 1 Mayıs nasıl kazanıldıysa, 1979'dan beri 30 yıldır sürdürülen Taksim yasağı da aynı şekilde aşılacaktır.
İşçi sınıfı kapitalist şirketlere, polis teşkilatına, egemen burjuvazinin mübah gördüğü her türlü törene ve kutlamaya açık olan Taksim'in kendisine kapalı olmasını kabul etmeyecektir. Büyük bir utanmazlıkla TKP adını gasp eden SİP'in burjuvazinin oyununa en önden katılarak Taksim'den çark etmesi ve devlet icazetli Çağlayan'a yönelmesi, bu devlet işbirlikçisi ulusalcı partinin yeni bir marifeti olarak ibretle hatırlanacaktır. Türk-İş yönetiminin yasağa boyun eğerek yine devlet icazetli Kadıköy'e yönelmesi, EMEP'in de Türk-İş'in peşine katılması, işçi sınıfını Taksim hedefinden vazgeçiremeyecektir.
Kapitalist krizin ağır bir depresyona dönüştüğü, işsizliğin ortalığı kasıp kavurduğu, burjuvazinin yönetme meşruiyetinin gün geçtikçe daha fazla sorgulandığı günümüz koşullarında işçi sınıfı, işten atılmaların yasaklanması, bankaların ve holdinglerin işçi denetimine açılması, büyük kapitalistlerden servet vergisi alınması, 6 saatlik çalışma günü uygulanarak işsiz kitlelere iş sağlanması, yoksul işçi, köylü ve emekçilere destek verilmesi, halklara, dillere, kültürlere özgürlük tanınması ve Kürt halkının eşitliğinin kabul edilmesi, silahlanma ve savaş politikalarına son verilmesi, siyasal genel af ve barış, NATO'dan çıkılması ve İncirlik üssünün kapatılması, eşit işe eşit ücret ve her alanda kadın-erkek eşitliği, çocukların ve gençlerin istismarına son verilmesi
talepleriyle 1 Mayıs'ı başta Taksim olmak üzere bütün ülkede kendine yakışan şekilde birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak kutlayacaktır.