Tarih: 30.04.2010 |  Bildiri
Hava döndü, işçiden esiyor yel!

Çok uzun zamandır, bu sözler artık sadece bir şarkının dizesi değil. Bu ülkenin yüz akı komünistlerin, sosyalistlerin, devrimcilerin, yılmadan sokakları işgal eden ilerici gençlerin, en olmaz deneni olduran işçi sınıfımızın, emekçilerimizin, yoksul halkımızın "yeter artık" şiarıyla kapitalizme, emperyalizme, burjuva düzenine dur demeleridir.

2010 1 Mayıs'ında, "Taksim meydanı alt tarafı bir meydandır" diyenlere karşı, işçi sınıfının en küçük hakkını bile tırnaklarıyla söküp almak zorunda kaldığını görmek istemeyenlere karşı bugün, işçi sınıfımızın 1 Mayıs Meydanı olarak adlandırdığı Taksim'e girilecek.

Taksim'i kapitalist sömürücülerin elinden söke söke alarak kazananlar, taşeron işçiliğini de çöpe atacaklardır. 4-C kölelik düzenini de parçalayacaklardır. Tarımın ve sanayinin çökertilmesini, köylünün, çiftçinin topraklarından sürülmesini de durduracaklardır. Özelleştirmeleri iptal etmek, işsizliğe son vermek, Kürt halkına onurlu bir barış, eşitlik ve özgürlük imkânı sağlamak, şovenist, militarist ve dinci zulmü ortadan kaldırmak, NATO'dan ayrılmak, ABD ve AB köleliğini kırarak ülke bağımsızlığını sağlamak, herkese insanca bir yaşamı gerçekleştirmek de "1 Mayıs'ı kazandık sıra Taksim'de" diyen ve bugün bu hakkını alan iradenin olacaktır.

Bugün eğer tüm Türkiye işçi sınıfı 1 Mayıs Alanı Taksim'de ise, bu kapitalist egemenlerin bizlere bir lütfu değil, emekçilerin kuşaklar boyu yılmadan, bıkmadan, usanmadan sürdürdüğü özverili mücadelenin sonucudur.

2007'de, 2008'de, 2009'da Taksim diye ısrar eden sendikacılara, komünistlere, sosyalistlere, devrimcilere, ilerici gençliğe burjuvaziyle uzlaşmayı önerenlerin kutlamalarımızdaki yeri hep eksik kalacak. Sözde, 'şimdi vakti değil' diye işçi sınıfını bölmeye gayret edenlerin, bir orada bir burada yalpalayıp duranların, EMEP gibi, bir yıl kitlesinin yarısını Kadıköy'e, yarısını Taksim'e yollayıp, bir sonraki yıl tümüyle Taksim'deki mücadeleden kaçıp Kadıköy'e sığınanların, "oportünizmin ne olduğunu" yeniden sorgulamaya ihtiyacı vardır.

İşçi sınıfı tarihinin en şanlı ismi TKP'yi gasp eden SİP'in ise, 2009 yılında işçi sınıfını bölmek adına apar topar kaptıkaçtı mantığıyla Çağlayan meydanına talepte bulunmasını hiçbir işçi dostu unutmayacak. Devrimcilerin kararlı tutumlarını görünce son üç gün içinde manevra yapıp yeniden Taksim demelerini de unutmayacağız. 1 Mayıs günü, devrimciler polisin tüm gaz bombalı, coplu, panzerli, basınçlı sulu saldırısına rağmen adım adım meydana yaklaşırken, polisle pazarlık yapıp barikatların kaldırılmasıyla, tertemiz, üzerlerinde tek bir kırışık bile bulunmayan kıyafetleriyle Taksim'e buyur edilmelerini de asla unutmayacağız.

Hava döndü, işçiden esiyor yel. Sizler ne kadar çabalasanız da, işçi sınıfımız herkesi taraf olmak zorunda bırakacak.

Ya proletaryadan yana olacaksınız, ya burjuvaziden. Ya bağımsızlıktan yana olacaksınız ya emperyalist kölelikten. Ya Türk-İslam-Nato sentezcileri ile İslam-Türk-Nato sentezcileri arasında kalacaksınız ya da işçi sınıfının bağımsız kurtuluş ideolojisi ile donatılacaksınız. Ya Irak'ta işgalci Amerikan askerlerine karşı mücadele eden Arap, Kürt, Şii, Sünni Irak halkından yana olacaksınız, ya da bu mücadeleyi küçümsemek için elinizden geleni yapacaksınız. Ya şovenizmi ve militarizmi ortadan kaldıracak ve Kürt halkıyla, Alevilerle, eşitlik temelinde, sosyalist ülküler doğrultusunda yan yana, kardeşçe yürüyeceksiniz ya da egemenlerin 80 yıllık inkârcı politikalarına sözde sol bir sos bulayıp emekçilere satmaya çalışacaksınız.

Ortası yok.

Yaşasın Türkiye ve dünya işçilerinin birliği. Yaşasın emekçi halkımızın eşitlik ve özgürlük mücadelesi. Yaşasın dünya proletaryasının yeniden ayağa kalkışı.

Yaşasın ezilen halkların mücadelesi.

1 Mayıs'ta Taksim'deyiz, 1 Mayıs'ta 1 Mayıs Alanındayız.


YAŞASIN 1 MAYIS!
BİJİ YEK GULAN!
A'ŞA VAHİD EYYAR!

ÜRÜN SOSYALİST DERGİ
1 Mayıs 2010

Bildirinin PDF halini indirmek için tıklayınız. (75 kb)