TKP Merkez Komitesi 17 Eylül 1979 tarihinde, ara seçimlerle
ilgili bir çağrı yayınladı. TKP'nin sesi radyosundan alınan çağrıyı
yayınlıyoruz:
ÇAĞRI
14 Ekim'de saylav ara seçimleri ve Senato üçte bir yenileme
seçimleri oluyor. Bu seçimler, antidemokratik koşullarda, sıkıyönetim altında
yapılıyor. İşçi sınıfına, ilerici güçlere karşı çok yönlü baskılar, kanlı faşist
saldırılar yoğunlaşıyor. Halkımız için seçim güvenliği kalmamıştır. Seçim
yasasındaki gerici değişikliğin yanı sıra, sıkıyönetim, sosyalist partilere,
özellikle bağımsız adaylara karşı yeni engeller çıkarıyor. TKP üstünde yasak
sürüyor. Seçimler eşiğinde emperyalizmin ülkemiz üzerindeki baskıları üsteliyor.
Ekonomik, politik, askersel bağımlılığı artırma girişimleri yoğunlaşıyor.
Merzifon üssüne yeni Amerikan askerleri indirildi. Militarist çevrelerin ülke
yönetiminde ağırlığı artıyor. Hükümetin NATO'culuk, sıkıyönetimcilik ve
kemerleri sıkma politikası, faşizm tehlikesinin önünü daha da açıyor.
Holdingçiler altın yıllar yaşarken halkımızın yaşam koşulları hızla
kötüleşiyor.
İşbirlikçi tekelci burjuvazi, toplu sözleşme döneminde işçi
sınıfının yükselen aktifliğini kırmak, bunalımın yükünü emekçilerin sırtına
amansızca yüklemek istiyor. Hak isteyen işçileri sokağa atıyor. Köylülerin
durumu daha da ağırlaşıyor. Orta katmanlar yıkıma sürükleniyor. Seçimlere
katılan burjuva partilerinin, ulusal çıkarları koruyacak, halka esenlik
getirecek hiçbir programları yoktur. AP, faşist MHP ve öteki gerici partiler,
hükümetin halk çıkarlarına ters düşen politikasından alabildiğine yararlanıyor.
Yığınların artan hoşnutsuzluğunu yalanla dolanla, seçimlerde kendi partilerine
akıtmak istiyor. Gerici bir hükümet devirmesi ortamı hazırlıyor. Bunun yanı sıra
egemen çevreler, AP-CHP işbirliği yönünde girişimlerini de elden bırakmıyor. CHP
üst yönetimi, iki yıla yakın uygulamasıyla, halka verdiği sözleri tutmadı.
Seçimlerde sola karşı daha açık, aktif cephe alıyor. AP ile işbirliği, MHP'yi
aklama yoluna koyuluyor. Bu politika gericiliği daha da güçlendiriyor. Sol
güçlerin eylem birliğinin etkinlikle gerçekleşmemesi de bu manevraları
kolaylaştırıyor.
TKP seçime giremiyor. Ama seçim kampanyasına aktif katılıyor.
Bugünkü koşullarda, parlamentonun yapısında halktan yana bir değişme sözkonusu
değildir. Seçimler, ülkemizin içinde bulunduğu derin bunalımlardan bir çıkış
yolu getirmeyecektir. TKP, bu çıkış yolu için, Ulusal Demokratik Cephe'nin
gerçekleştirilmesini ve halkın ileri demokratik erkinin kurulmasını zorunlu
görüyor. Ancak, seçimlerde gerici faşist güçleri geriletmek olanağı vardır. Bu
yalnızca, seçim günü sandık başında değil, seçim öncesinde daha bugünden,
antiemperyalist, antifaşist demokratik güçlerin en geniş eylem birliğini
sağlamak, işçi ve emekçi yığınlarını savaş alanlarına çekmekle başarılı
olabilir.
TKP, son dönemde gelişen yığın eylemlerini daha da yükseltmek
yolundan yürüyor. TKP'nin çağrılarına karşın, sosyalist ve demokratik güçlerin
seçimlere, komünistlerle ortak adaylarda anlaşarak girememeleri, halkın ilerici
eğilimlerinin seçim sonuçlarına yansımasını zorlaştıran önemli bir etken oluyor.
Bu durumda TKP, bütün güçleri, gerici faşist partileri geriletmek, CHP üst
yönetiminin politikasını sergilemek için ortak eyleme çağırıyor. Bu yolda elde
edilen her başarı, tüm ilerici güçlerin ortak başarısı olacaktır. TKP,
halkımızı, antiemperyalist, antifaşist, demokratik istemleri en tutarlı bir
biçimde savunan adayları desteklemeye çağırıyor:
Sıkıyönetim kaldırılsın; İKD, TÜS-DER ve kapatılan tüm
demokratik örgütler açılsın; İlerici yayınlar üstündeki yasağa son verilsin;
141-142, tüm antidemokratik yasalar kaldırılsın; TKP'ye Özgürlük; Kürt halkı
üstündeki ulusal baskılara son; MHP kapatılsın, faşist yuvalar dağıtılsın, can
güvenliği sağlansın; faşist kırımların, cinayetlerin hesabı sorulsun; devlet
aygıtı faşistlerden arındırılsın; ücretler, maaşlar, küçük üreticilerin taban
fiyatları artırılsın; zamlara son, kiralar dondurulsun, vergi yükü tekellere,
işçilere referandum genel grev hakkı; işten atmalara son, işgüvencesi;
demokratik toprak reformu; NATO'dan çıkılsın, Amerikan ve NATO üsleri sökülsün,
ikili anlaşmalar yırtılsın; Uluslararası Para Fonu'nun, emperyalist tekellerin,
Ortak Pazar'ın dayatmalarına son; silâhlanma yarışına son; dünyada, bölgemizde
barış ve güvenlik güçlendirilsin; Sovyetler Birliği'yle, tüm komşularımızla
dostluk geliştirilsin; antiemperyalist, blok dışı, barışçı bir dış politika.
Bu istemleri savunan bağımsız TİP'li, TSİP'li, CHP'li, Kürt
demokrat adaylara verilecek her oy, gerici faşist partilere karşı olacaktır.
TKP, halkımızı seçimlerin yapıldığı her ilde, bu istemleri en tutarlı savunan
adaya oy vermeye çağırıyor. Yurttaş, Amerikan emperyalizminin, NATO'nun
uşaklarına eli kanlı katillere, Demirel'lere, Türkeş'lere, onlarla uzlaşanlara
oy verme.
Savaş Yolu - Haftalık Gazete, 23 Ekim 1979, Sayı 23
BERİA ONGER İŞÇİ SINIFININ GÜR SESİNİ DUYURUYOR
İstanbul bağımsız senatör adayı Beria Onger'in seçim
kampanyası, gerçek bir özveri, devrimcilik, inanç ve coşku örneği olarak
sürüyor.
Seçim progpagandasının resmen başladığı 23 Eylül'den bu yana,
her gün, İstanbul'un çeşitli semtlerinde kahvelerde ve meydanlarda, açık hava ve
kapalı salon toplantıları düzenli olarak yapılıyor. Bu toplantılarda "seçim için
program değil, devrim için program" diyenler, yığınlara işçi sınıfının
belgilerini, programını ve sosyalizm hedefini anlatıyorlar. İşçiler, emekçi
kadınlar, gençler, Onger'in seçim toplantılarını ilgi ve dikkatle
izliyorlar.
Onger'in seçim kampanyasında, en çok söylenen, en içten
duyulan, en coşkulu haykırılan belgi "İşçi Sınıfının Partisi Önder, Adayımız
Beria Onger" oluyor. Seçim kampanyası boyunca, Onger'in toplantılarına katılan
emekçiler "Umudumuz İşçi Sınıfının Partisi, Bakiye Beria Onger Emekçinin
Meclisteki Sesi" diyorlar. "Bağımsızım, ama asla tarafsız değilim" diyen Beria
Onger ise, işçi sınıfının sesini, istemlerini ve programını dile getiriyor.
ONGER SEÇİM BİLDİRGESİNDE DİYOR Kİ:
İstanbul Bağımsız senatör adayı Beria Onger'in "Türkiye İşçi
sınıfının bağımsız politikası temelinde" seçim bildirgesi yayınlandı.
Onger Türkiye'deki durumu, emekçi yığınların emperyalizm ve
tekelller tarafından nasıl sömürüldüğünü, bu sömürünün alın yazısı olmadığını ve
faşist tehlikeyi anlattığı bildirgesinde, işçi sınıfının önerdiği çıkış yolunu
gösteriyor ve işçi sınıfının programını yığınlara iletiyor. İşçi sınıfının
partisinin üzerindeki yasağın sürdüğü bir seçimin antidemokratikliğini belirten
Onger "TKP'siz demokrasi, TKP'siz seçim olmaz" diyor ve seçimleri antidemokratik
kılan diğer nedenleri sıraladıktan sonra neden aday olduğunu şöyle
açıklıyor:
NEDEN ADAY OLDUM
Bu seçimlere bağımsız aday olarak katılıyorum. Bağımsızım. Ama
tarafsız değilim.
Yolum işçi sınıfının devrimci yoludur.
İşçi sınıfının
örgütlü gücünün gösterdiği yoldur.
Türkiye'de ve Dünya'da sosyalizmin zaferi için savaşsız
sömürüsüz sınıfsız bir dünya kurulması için savaşım veriyorum.
Seçim çalışmalarını bu savaşımın bir parçası olarak görüyorum.
Seçim çalışmalarını işçi sınıfının siyasi hareketini güçlendirmek, bağımsız
programını devrimci çıkış yolunu geniş yığınlara duyurmak, onun yığınlar
içindeki etkinliğini ve örgütlülüğünü artırmakta,
* İşçi sınıfının birliğini, ulusal demokratik güçlerin eylem
birliğini güçlendirmekte,
* Gerici faşist güçleri geriletmekte,
* Genel
olarak emperyalizme, tekellere, faşizme, şovenizme karşı savaşımı, özel olarak
da yoğun toplu sözleşmeler döneminde işçi sınıfının savaşımını
güçlendirmekte,
* Parlamenter savaşımı, yığın savaşımına bağlamakta araç
olarak görüyorum.
Eğer seçilirsem, savaşımımı parlamento içinde de
yürüteceğim.
Parlamentoda işçi sınıfının, emekçilerin, halkımızın ve emekçi
kadın hareketini sesi, gözü, kulağı olmaya çalışacağım.
Savaş Yolu - Haftalık Gazete - 12 Ekim 1979 Sayı: 23
SEÇİM ÇALIŞMALARI ÖNEMLİ DENEY VE KAZANIMLAR GETİRDİ
Kampanya Nasıl Yürütüldü
TKP'nin desteklediğini açıkladığı bağımsız aday Bakiye Beria
Onger'in seçim kampanyası, bir Merkezi Seçim Bürosu'na bağlı 7 bölge bürosu, 29
ilçe-semt bürosu ve bunlara bağlı çok sayıda mahalle ve işyeri bürosunca
yürütüldü. Merkez seçim bürosunda, ajitasyon-propaganda, örgütlenme, teknik
işler, koruma hukuk ve mali alt bürolar vardı ve bu alt bürolar çalışmalarını
belli bir eşgüdüm altında sürdürdüler. Tüm seçim çalışmaları boyunca bu
bürolarda 50'den fazla avukat, 5000'den fazla işçi, genç, emekçi kadın
çalıştı.
Mahalle seçim kampanyası komitelerine bağlı görevliler sokak
sokak, ev ev dolaşarak propaganda ve örgütlenme çalışmaları yürüttüler. Evlerde
ve işyerlerinde çeşitli toplantılar düzenlendi.
Merkez seçim bürosu, seçim çalışmalarını, örgütlenme,
propaganda - ajitasyon ve yasal açıdan yönlendiren üç temel belge hazırladı.
Kampanyada kullanılacak ana belgiler saptandı. Ayrıca, çeşitli düzeylerde
yapılan toplantılarda, çalışmalar sürekli denetlendi, deney alış verişi yapıldı,
kolektif bir yönetim sağlandı. Seçim günü 7500 sandığın pek çoğunda gözlemciler,
ayrıca gezici gözlemciler görev yaptı. Gözlemcilere yardımcı olmak üzere 10 bin
adet gözlemci kılavuzu basılıp dağıtıldı. Seçim sonuçlarını değerlendirmek üzere
özel bir örgütlenme ve kayıt sistemi geliştirildi. Böylece İstanbul seçim
sonuçları çok hızlı izlenebildi.
Üç hafta boyunca, çeşitli emekçi semtlerinde, günde ortalama
on, toplam 210 kahve ve kapalı salon toplantısı yapıldı. Bunların kimileri, semt
halkından 500-1000 kişinin katılımıyla gerçekleştirildi. Pek çok yerde, teyp
bantından sürekli sesli yayın yapıldı. Ayrıca kampanya boyunca, çeşitli
semtlerde 10 açık hava mitingi düzenlendi. Mitinglerden ikisi, 6 Ekim Şişli ve
13 Ekim Sultanahmet mitingleri, TSİP ve Devrimci Demokratlarla eylem birliği
mitingleri oldu.
Seçim kampanyası boyunca çeşitli yayınlar yapıldı.
Birlik-Dayanışma adlı tek sayfalık haftalık bir gazete üç sayı yayınlandı.
Birinci sayısı Onger'in tanıtılması ve programının açıklanması, diğer iki sayısı
da "çizgi makale" biçminde çıkan Birlik-Dayanışma gazetesinin her sayısı 300 bin
adet basıldı ve dağıtıldı. İşçi sınıfı partisinin devrimci politikasını
açıklayan ve programatik bir belge niteliğinde olan seçim bildirgesi de 300 bin
adet basıldı ve yayıldı. Ayrıca merkezi olarak toplam 7 milyon tirajlı 36 çeşit
bildiri, el ilanı ve pul ile İstanbul halkına ulaşılmaya çalışıldı. Bu
bildiriler arasında, genel içerikli olanların yanı sıra, çeşitli sınıf ve
kesimlerin sorunlarına ayrı ayrı değinen, onlara seslenen, konut, kuyruk, ulaşım
vb. gibi sorunları ele alanlar da vardı. Ayrıca, seçim kampanyası boyunca,
Onger'in günlük basın açıklamalarını yaymak için Birlik Dayanışma adlı bir ajans
bülteni çıkarıldı. Ajans, kampanya boyunca toplam 45 sayı çıktı.
Bunlara ek olarak, 6 bin CHP İstanbul delegesine posta ile
Beria Onger imzalı bir mektup ve propaganda malzemesi gönderildi. Mektupta, CHP
yönetiminin, NATO'culuk, kemerleri sıkma ve sıkıyönetimcilik politikasının
çıkmazı açıklandı. CHP'li yurtseverler bu politikaya karşı göreve, gerici-faşist
tehlikeye karşı eylem birliğine çağrıldı. İlerici demokrat aydınlara, basın
üyelerine ve örgüt yöneticilerine de yine postayla birer mektup ve yazılı
malzeme gönderildi.
..
Savaş Yolu - Haftalık Gazete - 1 Kasım 1979 Sayı: 24