Tarih: 30.9.2006 |  Haberler
İsrail saldırısına son!

İsrail, Gazze'nin ardından Lübnan'a da saldırdı. Filistin ve Lübnan halkına ölüm yağdırıyor. Çocuk, kadın, genç, yaşlı demeden sivilleri öldürüyor, yerleşim yerlerini bombalıyor, köprüleri, elektrik santrallarını, su arıtma tesislerini, hava alanlarını yıkıyor. Yakarak, yıkarak, öldürerek Filistin ve Lübnan direnişini yok etmeye çalışıyor. Amerikan emperyalizminin Ortadoğu'daki koçbaşı siyonist devlet böylece bugüne kadar işlediği insanlık suçlarına yenilerini ekliyor.

Uluslararası hukukun en temel kurallarını ayaklar altına alan İsrail'in saldırısına karşı direnmek bütünüyle haklı ve meşrudur. Filistin ve Lübnan direnişini desteklemek, hangi görüş ve eğilimden olursa olsun, Filistinli ve Lübnanlı yurtseverlerin halklarını ve vatanlarını savunma mücadelesine sahip çıkmak insanlık borcudur. Komünist, laik-milliyetçi ve İslamcı bütün direniş odaklarının birliğini ve dayanışmasını savunmalı, sömürgeciliğin "böl-yönet" oyununu, emperyalizme ve siyonizme karşı mücadele eden güçleri birbirine düşürme politikasını boşa çıkarmalıyız. İsrail'in vahşi saldırısına karşı koyan Filistin Kurtuluş Örgütü, Hamas ve Lübnan Hizbullah'ının kahraman savaşçılarını selamlıyoruz.

Türkiye, İsrail'le imzalanmış gizli açık bütün askeri anlaşmaları feshetmeli, İsrail'in kardeş halklara karşı işlediği suçlara hiçbir şekilde ortak olmamalıdır. İşgalcilerin ve saldırganların değil, yurdunu savunan mazlumların yanında yer almalıdır.

İsrail Filistin ve Lübnan halklarının direnişi karşısında çaresiz kalarak Lübnan'dan ve Gazze'den çekilmişti. Tekrar Gazze'ye ve Lübnan'a girmek, İsrail'e stratejik bir üstünlük sağlayamaz, onu yenilgiden kurtaramaz. Efendisi Amerika'nın Irak işgali nasıl bir fiyaskoya dönüştüyse, İsrail'in savaşı bütün bölgeye yayma politikası da ters tepecektir. Amerika ve İsrail'in "Ortadoğu'ya barış, demokrasi ve özgürlük getirmek" perdesi altında sahneye koydukları sömürgeci tezgâh artık bütün inandırıcılığını kaybetti. Emperyalizmin ve siyonizmin barış değil savaş, demokrasi değil faşizm, özgürlük değil kölelik olduğu, sömürü ve zulümden başka bir şey getirmeyeceği artık bölge halklarının en bilinçsiz kesimleri arasında da anlaşılıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail saldırganlığı karşısında "Büyük Ortadoğu Projesi'nin eş başkanlığından çekilebiliriz" demek zorunda kalması, bu kesimlerin paramparça olan hayallerinin bir dışavurumudur. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın, Filistin, Lübnan, Irak direnişi bütün bölgeye yayılacak, Ortadoğu devrimci çemberi gerçekleşecektir.

Kahrolsun emperyalizm ve siyonizm!
Yaşasın Filistin ve Lübnan direnişi!