Tarih: 29.01.2006 |  Sonuç Bildirgeleri
SONUÇ BİLDİRİSİ

ÜRÜN Okurları Türkiye Koordinasyonu, çeşitli bölgelerden gelen temsilcilerin katılımıyla İstanbul'da 29 Ocak 2006 tarihinde toplandı. Dünya, Ortadoğu ve ülkemize yönelik değerlendirmeler yaparak, emekçi halkımıza ve işçi sınıfımıza duyurma kararı aldı.

ABD emperyalizmi tek başına bir dünya imparatorluğu kurma projesine girişti. Bu hamle kesin olarak yenilgiye uğradı. Irak halkı ABD emperyalizminin bütün işgalci projelerini sekteye uğrattı. "Bir, iki, üç, daha fazla Vietnam" sloganıyla ifade ettiğimiz mücadele ile emperyalizmi dünya çapında geriletebilmiştik. Şimdi zaman, "Daha fazla Irak, daha fazla Ortadoğu" deme zamanıdır.

550 bin kişilik Amerikan ordusunun 138 bin askeri Irak'ta. Bu, Amerikan savaş makinesinin 33 muharip tugayından 17'sinin Irak'a çivilendiği anlamını taşıyor. ABD'nin dünya çapında aynı anda birden fazla savaşı yürütmesini öngören askeri stratejisinin çöktüğünü burjuva askeri sözcüleri dahi artık kabul ediyor ve ABD'nin şu anda Irak haricinde tek bir savaşı bile yürütebilecek güçten yoksun olduğunu itiraf ediyorlar.

Avrupa Birliği ülkeleri, ABD'nin bu talanına ortak olmak istiyor. Tüm dünyada olduğu gibi, AB'de de gericilik eğilimi güçlenmekte. İngiltere'de gözaltı süresi 28 güne çıkarıldı. Fransa, "terörist bir saldırıya karşı" nükleer silah kullanabileceğini ifade ediyor. Almanya'da yeniden milliyetçi dalga yükseliyor. AB ülkeleri Suriye, Lübnan, İran ve Afganistan üzerine oynanan oyunlara, daha pervasız bir şekilde ortak oluyorlar.

AB Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde, emekçilerin yegane kurtuluş ideolojisi komünizmle faşizmi eşit sayan anlayışın oylanması halkların mücadelesini engellemeye yöneliktir. Fakat kararı kabul eden Meclis, üçte iki çoğunluğu sağlayamadığı için, karar bağlayıcı nitelik kazanamadı. Kapitalizme, emperyalizme ve faşizme karşı insanlığın bütün kazanımlarının belkemiğini oluşturan sosyalist, komünist ideolojiyi halkların belleğinden silme girişimi başarıya ulaşamayacaktır.

Filistin seçimlerini Hamas'ın birincilikle kazanması, Filistin mücadelesinde uygulanmaya çalışılan uzlaşmacı politikalara yönelik, Filistin halkının bir tepkisi olarak yorumlanmalıdır. Ancak Hamas dinci bir çizgidedir. Bu durum, mücadeleyi daha da karmaşık hale getirmektedir. Komünistler, ilericiler diğer yurtsever milliyetçi ve anti-emperyalist güçlerle, Ortadoğu'da bir devrim perspektifinde buluşmayı sağlayacak araçları yaratmak zorundadır.

Latin Amerika'da, ABD'nin Irak'ta sıkışmasının yarattığı nesnel koşulların da yardımıyla, anti-emperyalist ilerici güçler iktidara geliyor. Küba'nın anti-emperyalist devrim yolunda ilerleyen Venezüella'ya, Venezüella'nın da Küba'ya verdiği destekle, ABD emperyalizminin ambargo politikası da fiilen kırıldı. Venezüella, Şili, Arjantin, Brezilya, Bolivya toplumsal ve ABD karşıtı anti-emperyalist hareketlerin yükseldiği ve sosyalizm mücadelesinin önünün açıldığı ülkelerdir. Bu mücadelenin kaderini Latin Amerika'daki işçi sınıfı ve devrimci halkların kararlılığı belirleyecektir.

Türkiye, ABD tarafından Ortadoğu'da savaşa sürülmek isteniyor. Irak, Suriye, Lübnan ve İran'a yönelik emperyalist saldırganlığa Türkiye asla alet olmamalıdır. Egemen burjuvazinin komşu halklara karşı yataklık rolünü üstlenerek kazanç sağlama politikasını kararlılıkla teşhir etmeliyiz. Ülkemizin emperyalistlerin üssü haline getirilmesine izin vermemeliyiz.

Kürt halkının eşitlik ve özgürlük mücadelesini Türkiye ve bölge halklarının kurtuluş mücadelesinin güçlü bir birleşeni haline getirmek ve emperyalistlerin Ortadoğu'daki emellerini boşa çıkarmak için işçi sınıfı enternasyonalizmi ile Kürt hareketinin ortaklaşmasını sağlama görevi önümüzde duruyor. Bunun için elimizden geleni yapmalıyız.

Kamuya, yani halka ait olan TÜPRAŞ, TELEKOM, ERDEMİR gibi kuruluşlar bir avuç özel şirkete devredildi. Üstelik, özelleştirilen bu kuruluşlara yabancı tekeller ortak oldu. Bu, AKP hükümetinin kamu mallarını satma konusunda ne kadar sınır tanımaz olduğunun bir göstergesidir. Bütün özelleştirilen işletmeler tekrar geri alınacak, kamuya devredilecektir.

Genel Sağlık Sigortası ve Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı ile sağlık ve sosyal sigorta sistemi daha da tehlikeye giriyor. Sağlık hizmetleri paralı hale geliyor, emeklilik yaşının daha da yükseltilmesi planlanıyor. Emekli maaşının insanca bir yaşamı sürdürmeye yetmeyecek düzeylere çekilmesi, sadece düşük bir ek gelire dönüştürülmesi amaçlanıyor. Bununla, özel hastane ve sağlık kuruluşları ile sigorta şirketlerine bu pastadan pay ayrılması hedefleniyor.

Türkiye işçi sınıfı ve emekçi halkları ABD'nin ve onun işbirlikçisi AKP hükümetinin planlarını bozacaktır. Örgütlülüğümüzü yükselterek, 28-29 Ocak 1921'de katledilen Mustafa Suphi ve 14 yoldaşımızın açtığı özgürlük, bağımsızlık ve sosyalizm yolundaki mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.

ÜRÜN Okurları Türkiye Koordinasyonu