Tarih: 07.11.2007 |  Bildiri
Büyük Sosyalist Ekim Devrimi 90 yaşında!
Yeni Ekimler için ileri!


Dünya işçi sınıfının kurtuluşu için atılan adımların en önemlilerinden birinin Büyük Sosyalist Ekim Devrimi'nin 90. yıldönümünü kutluyoruz. Her türlü sömürü ilişkisine karşı yapılan Ekim Devrimi, yalnızca işçi sınıfının değil sömürülen ulusların, köylülüğün, kadınların, gençlerin, yoksulların da kurtuluşunun yollarını göstermesi ve sosyalizmin ilk somut denemesi olması bakımından tarihteki büyük yerini almıştır. Ne mutlu ki bize Ekim Devrimini gerçekleştirenlerin yoldaşları olarak, onların mücadelesini bugün de yılmadan, yorulmadan sürdürüyoruz.



Tarihler yazar bizi; biz tarih yazanlarız!
Bundan tam 90 yıl önce Lenin'in önderliğinde Çarlık zulmüne son veren Bolşevikler devrimi tüm dünyanın işçilerine ve ezilenlerine armağan etmişti. Köleliğe başkaldıran Spartaküsten, Demirci Kawa'dan, "yarin yanağından gayrı her yerde her şeyde" ortaklık diyen Şeyh Bedrettin'den damıtılıp gelen insanlığın kurtuluş özleminin örgütlü temsili olan Bolşevikler kısa sürede toprak ağalarının, patronların, işkencecilerin, emperyalistlerin korkulu rüyası haline geldi. Temel dokusu yoksul, topraksız köylülerden; coğrafyasının önemli bölümü ise verimsiz, kıraç topraklardan oluşan bir ülkeyi kısa sürede köylerine varana kadar tiyatrolar, gelişmiş kütüphanelerle donattılar. Bu daha önce tarihin hiç görmediği, hiç yazmadığı yeni bir uygarlıktı! Bolşevik önderlik insanlığın ortak bilincine adı kara harflerle yazılan Hitler faşizmine ve onun kana susamış ordularına karşı da özgürlüğü ve ana yurdu kahramanca savundular. Böylece devrimciler bir kez daha insanlığın onurunu canları pahasına korumuş oldular. Tepeden tırnağa ağır silahlarla, zırhlarla donanmış acımasız düşmana karşı genç, yaşlı kadın erkek Sovyet vatandaşlarının bu kahramanlığı devrimin ve onun arkasındaki büyük öğretiye olan inancın somut göstergesiydi aslında. Ne var ki sosyalizme olan inancın geliştirilememesi, emperyalistlerin yoğun baskıları ve sinsi saldırıları karşısında devrimci refleksin gösterilememesi sonucu Marksizm-Leninizm ideallerinden geri düşülerek devrim düşmanları karşısında parti silahsızlandırılmış oldu. Devrim, başlangıç referanslarına yeteri kadar sahip çıkılmadığı noktada geriye düştü ve karşı devrimciler köhnemiş ve çürümüş bir zafer kazandılar.

Ekim Devrimi'nin en büyük dersi: Parti devrimin gözbebeğidir!
Ekim Devrimi'nin önemi ve anlamı üzerine yazılabilecekler elbette sayfalar doldurur. Ancak devrimciler açısından devrimin en büyük dersi kuşkusuz parti olmuştur! Fabrikalarda, köylerde, okullarda ve yoksul mahallelerinde onlarca deneyden onlarca sınavdan geçmiş olan parti zaferlerinden öğrendiği kadar mağlubiyetlerinden de dersler çıkartmayı başarmış bunları kollektif aklın süzgecinde eleyerek sınıf siyasetini ve devrimci rotasını şekillendirmiştir. Ekim Devrimi'nin öncüsü, parlayan yıldızı Bolşevik Parti devrime giden yolda demokratik merkeziyetçilik, parti disiplini gibi konularda geliştirdiği programatik yapıyı gündelik yaşamada büyük bir ustalıkla aktarma başarısını göstermiş nihayetinde de örgüt içi demokrasiyi, üstün fedakarlık ve militanlığı ve bunların ayrılmaz parçası olarak da çelik gibi bir disiplin anlayışını hayata geçirmiştir. 

Kızıl ekimin öğretisi daha önce devrimcilik adına ortaya çıkmış tüm küçük burjuva yalpalamaları elinin tersiyle itmiştir. Devrimin ancak devrimci partiyle olabileceğini kanıtlamış, devrimin en büyük silahının parti olduğu gerçeğini teorisiyle ve pratiğiyle belgelendirmiştir.

Ekim Devriminin ışığı Türkiye Devrimini de aydınlatıyor!
Büyük devrimin 90 yıldır söndürülemeyen ışığı hem dünyamızı hem de kapitalizmin en kirli ve aşağılık yüzünün her gün tekrar tekrar kendini gösterdiği ülkemizde paralamaya devam ediyor. Devrimin önderi Lenin'in tezleri, Bolşevik Parti'nin örgütsel mirası ve nihayetinde Sovyetler Birliği deneyimi genç Türkiye Devrimi'nin yolunu da aydınlatıyor. Özgürlük isteyen Kürdün , parası olmadığı için eğitim hakkı elinden alınan gencin, fabrikada patron ve ailesi daha rahat yaşasın diye üç otuz paraya 14, 15 saat çalışan emekçinin kurtuluş yolu işte bu yoldur. Bugün samimi olarak ben devrimciyim diyen herkes bu ışığı büyütmek ve bu deneyime sahip çıkmak zorundadır.

İnsanlık tarihinde bazen geçici geri düşüşler yaşansa da kurtuluş tohumu insanlığın bilincine düştü bir kere. Şimdi o 90 yaşında bir çınar ve biz şimdi, 21. Yüzyıl'da, bu çınarın tohumlarıyla onu hem ülkemizi hem de dünyayı kaplayacak büyük bir ormana dönüştüreceğiz. Büyük Ekim Devrimi'nin 90. zafer yılını kutladığımız bugün partili yoldaşımız Nazım Hikmet'in "bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine" diye seslendiği mısrası daha da anlamlı oluyor.