Tarih: 16.03.2008 |  Bildiri
AKP'yi halk kapatacak

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya 14 Mart 2008 Cuma günü akşama doğru Anayasa Mahkemesine AKP'nin kapatılması istemiyle dava açtı. Başsavcı'nın gerekçesi AKP'nin laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline gelmesi. Başsavcı AKP'nin temelli kapatılmasını ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eski Meclis Başkanı Bülent Arınç dahil 71 AKP'linin 5 yıl süreyle siyasetten yasaklanmasını istedi.

Davanın zamanlaması çok dikkat çekici. 13 ve 14 Mart günleri işçi sınıfı, kamu emekçileri ve emekliler, emeklilik ve sağlık alanında kazanılmış haklarını kökten budayan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası SSGSS tasarısını yasalaştırma girişimine karşı harekete geçti, alanlara ve sokaklara çıktı. İMF'nin ve kapitalist sınıfın AKP iktidarı aracılığıyla gerçekleştirdiği neoliberal saldırıyı püskürtmek için ülkenin dört bir yanında yüz binlerce işçi ve emekçi Cuma günü iki saatlik iş bırakma eylemini başarıyla tamamladı. Aynı saatlerde Başbakan Erdoğan, işçi sendikalarını yalancılıkla, iş bırakan emekçileri zalimlikle suçluyor, Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik derslere girmeyen öğretmenler hakkında soruşturma açacağını açıklıyordu.

22 Temmuz 2007 seçimini açık farkla kazanmanın, Cumhurbaşkanlığını ele geçirmenin, YÖK'ün komutasını devralmanın, Cumhurbaşkanlığı seçiminde ve türban yasasında MHP'yi yanına almanın, Kürt kardeşlerimize karşı savaş açmayı kabul ederek Genelkurmay'la ittifakını pekiştirmenin kibri ve küstahlığıyla daha da pervasız davranan işbirlikçi AKP'nin, SSGSS'yi geçirmeye çalışırken halk tarafından suçüstü yakalandığı ve kendisine oy verenler dahil halkın gözünden düştüğü bir anda Başsavcı kapatma davasını açtı.

İddianame, AKP'nin kapitalist sömürüyü şiddetlendirmesini, özelleştirme talanını, emperyalizmin işbirlikçiliğini yapmasını, bağımsızlık ve demokrasi düşmanlığını, Kürt ve Alevi haklarını inkâr etmesini, Şemdinli, Hrant Dink ve diğer kontrgerilla cinayetlerini örtbas etmesini, halkları birbirine kırdıran savaş politikasını, Irak, Filistin ve Afganistan halklarına ihanetini hiçbir şekilde sorun etmiyor.

Başsavcının iddianamesi AKP'yi sadece laikliğe karşı eylem ve söylemleri nedeniyle suçluyor; ama bunu yaparken bile, Diyanet'in varlığı, zorunlu din dersleri, İmam Hatip Liseleri gibi laikliği kökünden sakatlayan uygulamaları söz konusu etmiyor.

Dolayısıyla, açılan dava işçi sınıfının ve sömürülen, ezilen diğer halk kesimlerinin kapitalizme ve emperyalizme, egemen sınıfların sömürü ve baskısına karşı mücadelesini esas almıyor, bu temel üzerinde yükselmiyor. Kapitalizme ve emperyalizme bağlılıkta işbirliği yapan ve birbirleriyle uzlaşan, işçi sınıfına ve emekçi halklara karşı birlikte saf tutan; buna karşılık, sömürüden ve iktidardan daha fazla pay almakta birbirlerinin ayağını kaydırmaya uğraşan egemen sınıflar içi bir kapışmanın ifadesi olarak gündeme geliyor.

Zalimi mazlum sayamayız: AKP işçilerin ve emekçi halkların en küçük sempatisini bile hak etmiyor. AKP'nin işçi ve emekçi düşmanı bütün temel politikalarına ortaklık edenlere de sırf son derecede sınırlı bir alanda AKP'ye karşı çıktıkları için destek olamayız ve onların peşine takılamayız: AKP'yi işçi ve emekçiler alaşağı edecek, halk kapatacak.

Bir tarafta TÜSİAD'ın, öteki tarafta MÜSİAD ve TUSKON'un; bir tarafta yerleşik büyük sermayenin, öteki tarafta git gide palazlanan yeni sermayenin; bir tarafta Genelkurmay'ın, öteki tarafta Emniyet'in; bir tarafta Türk-İslam-NATO Sentezinin, öteki tarafta İslam-Türk-NATO sentezinin; bir tarafta Doğan medyasının, öteki tarafta Fethullah medyasının zaman zaman alevlenen, zaman zaman küllenen, ama her zaman kapitalizme ve emperyalizme bağlılık temelinde halklara karşı ortaklaşan iç kavgasında taraf olmayacağız. Bizim işçi sınıfının ve emekçi halkların temel çıkarlarını yansıtan kendi tarafımız, kendi ideolojimiz, kendi yolumuz, kendi politikalarımız var. Bu yolda devam edeceğiz, bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesini kararlılıkla sürdüreceğiz. Yeni dünyayı eski dünyanın egemenleriyle birlikte değil, bu egemenlerin hepsine karşı, halkı sömürüp ezerek sürekli suç işleyen bütün kesimlere karşı ilkeli biçimde mücadele ederek kuracağız.