Tarih: 28.12.2008 |  Bildiri
Sözün bittiği yer

İsrail 27 Aralık 2008 günü savaş uçakları ve füzelerle giriştiği saldırıda 270 Filistinli'yi öldürdü, 700'ünü yaraladı. Siyonist sömürgecilerin çok uzun zamandan beri dünyanın en büyük açık hava hapishanesi haline getirdikleri Gazze'ye 100 ton bomba yağdırarak gerçekleştirdikleri bu katliam, Filistin halkını imha etmeye yönelik uzun süreli soykırımın yeni bir halkasını oluşturuyor.

1948'de Filistin ülkesinin kalbine çöreklenen, 1967'de sınırlarını kat kat genişleterek koca bir halkı ükesi, kültürü ve kimliğiyle yok etmeye çalışan ırkçı-dinci sömürgeciler, her zaman olduğu gibi kapitalist dünya egemenlerinin acımasız suç ortaklığından yararlanıyorlar. Vicdan sahibi her insanı isyan ettirecek bu katliamı, ABD "teröre karşı İsrail'in kendini savunma hakkını tanıyoruz" diyerek mazur gösterdi. Avrupa Birliği dönem başkanı Fransa, İsrail'e "orantısız güç kullanmama çağrısı" yaptı. Birleşmiş Milletler de, Güvenlik Konseyi'nin sürekli üyeleri Rusya ve Çin de doğru dürüst bir kınamada bile bulunmadan lafı eveleyip geveliyor. Arap Birliği artık hiçbir fayda getirmediği belli göstermelik "acil toplantı" kararıyla yetindi. Hamas'la olan çelişkilerini aşamayan Filistin Cumhurbaşkanı Mahmud Abbas'ın sözcüsünün aklına "itidali kaybetmeyelim" demekten başka bir şey gelmedi. Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin İsrail sömürgecileriyle siyasal, askeri ve ekonomik ittifakına son vermeyi bir an bile düşünmeden "İsrail bizim diplomatik çabalarımıza saygısızlık etti" diyerek sözüm ona "tepki koyuyor".

Kapitalist dünyanın egemenleri, altına imza koydukları uluslararası belgelerin birini bile ciddiye alsalardı, saldırgan İsrail'e karşı kollektif savunmanın gereğini yapar ve Filistin halkının soykırıma uğratılmasını önlerlerdi. Bunu yapmıyorlar ve asla yapmayacaklar. Hepsi dört bir yandan kuşatılmış yoksul bir halkın tepeden tırnağa silahlı bir zorba tarafından katledilmesini boş gözlerle seyrediyor.

Sözün bittiği yerdeyiz. Filistin halkının önünde, ulusal birliğini yeniden oluşturmaktan, kurtuluş savaşını boyutlandırmaktan; bütün dünya halklarının önünde; enternasyonalist dayanışmayı ilerletmekten, kendi ülkelerinde ve bölgelerinde devrim mücadelesini yükseltmekten başka çare yok. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Ya kapitalizmi, emperyalizmi ve sömürgeciliği her biçimiyle reddedip işbirlikçi iktidarları bütün dünyada çöpe atacağız, ya da bu zulüm dünyasının onursuzluğuna katlanıp insanlıktan çıkacağız.

Soykırımcı İsrail'i cezalandıralım!
İsrail'le ittifaka son verelim!
Haydi Filistin halkıyla dayanışmaya!