Tarih: 11.03.2009 |  Bildiri
12 Mart darbesinin 38. yıldönümü

Bundan 38 yıl önce Amerikan emperyalizmi ve işbirlikçi tekelci burjuvazi askerî cuntaya 12 Mart 1971 Muhtırasını verdirerek silahlı kuvvetleri işçi sınıfının, emekçilerin, gençliğin, aydınların ve Kürt uyanış hareketinin üzerine sürmüştü.


12 Mart faşizmi, İstanbul ve çevresinde 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi'ni gerçekleştiren işçi sınıfının öncülerini, dönemin devrimci sendikal örgütü DİSK yöneticilerini, sosyalizme yönelen devrimci gençlik önderlerini, genç devrimci subayları, Kürt uyanışının öncülerini, ülkenin her yanında bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm isteyen öğretmenleri ve aydınları sıkıyönetim ilan ederek tutukladı ve işkenceden geçirdi. Komünizm düşmanlığını resmî felsefe hâline getirdi. Legal sosyalist parti Türkiye İşçi Partisi TİP'i kapattı. Devrimci öğrencilerin kitle örgütü Türkiye Devrimci Gençlik Örgütü DEV-GENÇ ile öğretmenlerin kitle örgütü Türkiye Öğretmenler Sendikası TÖS'ü yasakladı. Sinan Cemgil ve yoldaşları ile Mahir Çayan ve yoldaşlarını vurarak, Deniz Gezmiş ve iki yoldaşını asarak, İbrahim Kaypakkaya'yı işkence ederek öldürdü. 1961 Anayasası'nı kökünden budayarak özgürlükleri kuşa çevirdi. Başlangıçta sadece meslek okulu statüsünde olan İmam Hatip okullarına lise statüsü vererek dinci gericiliğin yaygınlaştırılması yolunda önemli bir adım attı.

1960'ların görkemli devrimci yükselişini boğmak üzere tezgâhlanan 12 Mart rejimi 1974'ten itibaren toplumun ve devletin en ince noktalarına kadar nüfuz eden çok daha güçlü ve kapsamlı yeni devrimci yükselişin başlamasıyla kalıcı olamadı.

Amerikan emperyalizmi ve işbirlikçi tekelci burjuvazi görkemli 1970'leri, dünya gericiliğinin neoliberal saldırısının eşliğinde ancak 12 Eylül 1980 faşist darbesiyle durduracaktı.

1960'ların devrimci yükselişinin işçi sınıfı ve dostları için 1970'lerin devrimci atılımının provası olması gibi, kapitalist egemenler açısından12 Mart rejimi çok daha köklü 12 Eylül rejiminin bir provası oldu.

Kapitalist krizin dünyada ve Türkiye'de ağırlaşarak büyük bir depresyona dönüştüğü günümüzde, işçi sınıfının öncüleri ve dostları 12 Mart ve 12 Eylül faşist darbelerinden dersler çıkarıyor. Ülkeyi ve dünyayı derin bir felakete sürükleyerek meşruiyetini yitiren kapitalizmin ve emperyalizmin kökünü kazıyacak devrim bilincini halk kitlelerine sabırla taşımaya çalışıyor.