Tarih: 02.03.2010 |  Bildiri
Tekel işçilerinin direnişinde yeni aşama

Tek Gıda-İş sendikası Tekel işçilerinin AKP iktidarının saldırısına, işsiz bırakma tehditlerine ve yalanlarına boyun eğmeden sürdürdüğü direnişin 78. gününde Ankara'daki eylem çadırlarını kaldırmaya karar verdi. Tekel işçileri dün (1 Mart 2010) Danıştay'ın 4C'ye geçiş için hükümetin dayattığı başvuru süresinin yürütmesini durdurmasıyla zaman kazandı. Tekel işçileri böylece iş kaybı tazminatını almaya devam edecek ve kazanılmış haklarıyla birlikte kamu işletmelerine geçme taleplerini sürdürebilecekler. İşçiler sendikanın bugün (2 Mart) aldığı mola kararıyla kendi bölgelerine dönüyor. Bu molayı yeniden güç toplamak için kullanmak, halkın vicdanında meşruiyetini sağlayan Tekel direnişini daha da yaygınlaştırıp derinleştirerek 4C köleliğine son vermek ve sırada bekleyen özelleştirme vurgunlarını durdurmak görevi ise hâlâ önümüzde duruyor.


Bilindiği gibi, 4 Şubat genel dayanışma eyleminden sonra 20 Şubat'ta ülkenin her yerinden 40 bin sendikalı işçi Ankara'da Tekel işçileriyle buluştu. 25 ve 27 Şubat'ta yurdun dört bir yöresinde meşaleli yürüyüşler ve oturma eylemleri yapıldı. Tekel işçilerinin mücadelesi bütün dünyada işçi sınıflarının kapitalist krizin yükünü taşımama mücadelesinin önemli bir parçası oldu. Almanya, Hollanda, Fransa, İngiltere, İsveç gibi çeşitli ülkelerde Türkiye kökenli işçi dostları harekete geçti. O ülkelerdeki kardeşleriyle birlikte dünya proletaryasının  enternasyonalist karakterini ortaya koyan dayanışma eylemleri gerçekleştirdiler. Avrupa ve dünya sendikaları Tekel işçileriyle dayanışma günü düzenledi.

Tekel işçileri ülke içinde ve dışında komünist, sosyalist, devrimci parti ve çevrelerin, gençlik derneklerinin candan desteğini kazandı. Bütün ülkede işsizlikten, pahalılıktan, sömürü ve baskıdan bezmiş emekçilerin, emeklilerin, küçük esnafın, yoksul köylülerin, kadınların, aydınların, sanatçıların dayanışma ruhunu uyandırdı. AKP iktidarının kuyrukçusu Hak-İş ve Memur-Sen konfederasyonları Tekel işçilerini açıkça kaderlerine terk ettiler. Türk-İş, KESK, DİSK ve Kamu-Sen konfederasyonlarının desteği ise belli bir sınırın ötesine geçemedi; tek tek fabrikaları, işyerlerini örgütlü olarak harekete geçirecek, genel grevi gerçekleştirebilecek genel bir seferberliğe dönüşemedi. Bu koşullarda AKP iktidarının "2 Mart'ta çadırlarınızı başınıza yıkarız" tehdidi cepheden karşılanamadı, mola kararı alındı.

Sonuç olarak, AKP iktidarı (ve arkasındaki kapitalist egemen sınıf) Tekel direnişine son veremedi, ne yaptıysa 4C köleliğini Tekel işçilerine kabul ettiremedi. Tekel işçileri (ve arkalarındaki işçi sınıfı) ise 4C köleliğini henüz ortadan kaldıramadı. Mücadele sürüyor. AKP elindeki bütün baskı ve yalan aygıtlarına rağmen kazanamadı; demek ki, yenilgisinin yolu açıktır. İşçi sınıfı nesnel ve öznel bütün zorluk ve olanaksızlıklarına rağmen yenilmedi; demek ki, zafere ulaşmasının yolu açıktır. Yarın bugünden daha iyi mücadele edeceğiz. Daha bilinçli, daha örgütlü, daha becerikli, daha kaynaşmış, daha güçlü olarak yolumuza devam edeceğiz. Sendikalarımızın, derneklerimizin, partilerimizin kitlemizle daha bütünleşmiş olmasını sağlayacağız. Teorimizle pratiğimizi daha iyi birleştireceğiz. Bugün kabul etmek zorunda kaldığımız molayı yarın daha kapsamlı mücadele etmek için bugünden başlayarak elbirliğiyle değerlendireceğiz. Bu molayı Tekel direnişinde yeni bir aşamanın hazırlık dönemi sayıyoruz.