Tarih: 13.04.2010 |  Bildiri
İşçi sınıfı Taksim'de 1 Mayıs hakkını kazandı

1979'dan beri İstanbul'un Taksim meydanını işçi sınıfına yasaklayan burjuvazi nihayet işçi sınıfının ve dostlarının iradesine boyun eğmek zorunda kaldı. Bugün Türk-İş, DİSK, Hak-İş, KESK, Kamu-Sen ve Memur-Sen'den oluşan 6 sendika konfederasyonunun başkanlarıyla bir araya gelen İstanbul Valisi Muammer Güler, Taksim'in 1 Mayıs kutlamasına açılacağını duyurdu.


Taksim'in yeniden 1 Mayıs gösterilerine açılması kararı, bir lütuf değil, işçi sınıfının kuşaklar boyunca sürdürdüğü özverili mücadelenin ürünüdür. Taksim yasağı, 1979'da sıkıyönetim eliyle uygulamaya koyulan, 12 Eylül 1980 askerî diktatörlüğünün ve ardından gelen bütün kapitalist hükümetlerin ısrarla sahip çıktığı faşist bir yasaktı. Taksim yasağının iptali, bu uğurda hayatı, sağlığı, özgürlüğü pahasına yılmadan mücadelede eden bütün komünist, sosyalist, devrimci, ilerici insanların, işçi sınıfının siyasal ve sendikal örgütlerinin ortak başarısıdır. Özellikle 2007, 2008 ve 2009'da sözüm ona "aklı başında" ve "gerçekçi" gerekçelerle Taksim'de 1 Mayıs hedefinden vazgeçen uzlaşmacıların önerilerini ellerinin tersiyle reddeden herkese selam olsun. Polisin gaz bombalı, coplu, basınçlı sulu, panzerli saldırılarına rağmen Taksim'de ısrar eden devrimci güçlerin özverisi olmasaydı, 2010'da bu yasak kaldırılamazdı.

Hatırlanacağı gibi, Türkiye proletaryası geçen yıl 1 Mayıs'ın ücretli tatil günü olması hakkını kazanmış, ayrıca Taksim'e sadece bir kısım temsilcileriyle "vekâleten" girmişti. Bu yıl proletaryanın Taksim'e büyük kitlesiyle "asaleten" girmesi ve burjuvaziye karşı kazandığı simgesel zaferi, sömürülen ve ezilen bütün halkın taleplerini gür biçimde haykıracağı siyasal bir mücadele gününe çevirmesi gündemde olmalıdır.

1 Mayıs kutlaması, Türk -İş, DİSK, KESK ve Kamu-Sen konfederasyonlarının 26 Mayıs'ta ülke çapında genel direniş düzenleme kararı doğrultusunda genel bilinçlenme ve örgütlenme kampanyasının önemli bir ayağı olmalıdır. Bütün sendikalar Tekel işçilerinin kazanılmış haklarıyla çalışmaya devam etmek için başlattıkları direnişi desteklemek amacıyla verdikleri sözün gereğini yerine getirmelidir.

Bu gerek yerine getirildiğinde, AKP'nin halka yönelik saldırılarını püskürtmek; herkese iş, parasız eğitim ve sağlık temin etmek; küçük çiftçileri ve esnafı desteklemek, tarımın ve sanayinin çökertilmesine dur demek; Kürt kardeşlerimize onurlu bir barış, eşitlik ve özgürlük imkânını sağlamak; şovenist, militarist ve dinci zulmü ortadan kaldırmak; NATO'dan ayrılmak, ABD ve AB köleliğini kırarak ülke bağımsızlığını sağlamak yolunda daha elverişli bir noktada olacağız.

2010 işçi sınıfının, ezilen halkların, gençliğin mücadelesinin yükseldiği bir yıl olarak sürüyor. Tekel işçilerinin uzun süreli mücadelesi 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde ülke çapında yaygın kadın gösterileriyle, 12 ve 16 Mart'ta faşist katliamlara karşı gençliğin, Alevi ve Kürt kardeşlerimizin yaygın tepkileriyle, Newroz'da milyonu aşkın Kürt kardeşimizin mitingleriyle devam etti. 1 Mayıs'ı Taksim'de güçlü biçimde kutlamak işçi sınıfının, emekçilerin ve ezilen halkların mücadelesinde yeni bir halka olacaktır.