1979'dan beri İstanbul'un
Taksim meydanını işçi sınıfına yasaklayan burjuvazi nihayet
işçi sınıfının ve dostlarının iradesine boyun eğmek zorunda
kaldı. Bugün Türk-İş, DİSK, Hak-İş, KESK, Kamu-Sen ve
Memur-Sen'den oluşan 6 sendika konfederasyonunun başkanlarıyla
bir araya gelen İstanbul Valisi Muammer Güler, Taksim'in 1 Mayıs
kutlamasına açılacağını duyurdu.
Taksim'in yeniden 1 Mayıs
gösterilerine açılması kararı, bir lütuf değil, işçi
sınıfının kuşaklar boyunca sürdürdüğü özverili mücadelenin
ürünüdür. Taksim yasağı, 1979'da sıkıyönetim eliyle
uygulamaya koyulan, 12 Eylül 1980 askerî diktatörlüğünün ve
ardından gelen bütün kapitalist hükümetlerin ısrarla sahip
çıktığı faşist bir yasaktı. Taksim yasağının iptali, bu
uğurda hayatı, sağlığı, özgürlüğü pahasına yılmadan
mücadelede eden bütün komünist, sosyalist, devrimci, ilerici
insanların, işçi sınıfının siyasal ve sendikal örgütlerinin
ortak başarısıdır. Özellikle 2007, 2008 ve 2009'da sözüm ona
"aklı başında" ve "gerçekçi" gerekçelerle Taksim'de 1
Mayıs hedefinden vazgeçen uzlaşmacıların önerilerini ellerinin
tersiyle reddeden herkese selam olsun. Polisin gaz bombalı, coplu,
basınçlı sulu, panzerli saldırılarına rağmen Taksim'de ısrar
eden devrimci güçlerin özverisi olmasaydı, 2010'da bu yasak
kaldırılamazdı.
Hatırlanacağı gibi, Türkiye
proletaryası geçen yıl 1 Mayıs'ın ücretli tatil günü olması
hakkını kazanmış, ayrıca Taksim'e sadece bir kısım
temsilcileriyle "vekâleten" girmişti. Bu yıl proletaryanın
Taksim'e büyük kitlesiyle "asaleten" girmesi ve burjuvaziye
karşı kazandığı simgesel zaferi, sömürülen ve ezilen bütün
halkın taleplerini gür biçimde haykıracağı siyasal bir mücadele
gününe çevirmesi gündemde olmalıdır.
1 Mayıs kutlaması, Türk -İş,
DİSK, KESK ve Kamu-Sen konfederasyonlarının 26 Mayıs'ta ülke
çapında genel direniş düzenleme kararı doğrultusunda genel
bilinçlenme ve örgütlenme kampanyasının önemli bir ayağı
olmalıdır. Bütün sendikalar Tekel işçilerinin kazanılmış
haklarıyla çalışmaya devam etmek için başlattıkları direnişi
desteklemek amacıyla verdikleri sözün gereğini yerine
getirmelidir.
Bu gerek yerine getirildiğinde,
AKP'nin halka yönelik saldırılarını püskürtmek; herkese iş,
parasız eğitim ve sağlık temin etmek; küçük çiftçileri ve
esnafı desteklemek, tarımın ve sanayinin çökertilmesine dur
demek; Kürt kardeşlerimize onurlu bir barış, eşitlik ve özgürlük
imkânını sağlamak; şovenist, militarist ve dinci zulmü ortadan
kaldırmak; NATO'dan ayrılmak, ABD ve AB köleliğini kırarak
ülke bağımsızlığını sağlamak yolunda daha elverişli bir
noktada olacağız.
2010 işçi sınıfının, ezilen
halkların, gençliğin mücadelesinin yükseldiği bir yıl olarak
sürüyor. Tekel işçilerinin uzun süreli mücadelesi 8 Mart Dünya
Emekçi Kadınlar Günü'nde ülke çapında yaygın kadın
gösterileriyle, 12 ve 16 Mart'ta faşist katliamlara karşı
gençliğin, Alevi ve Kürt kardeşlerimizin yaygın tepkileriyle,
Newroz'da milyonu aşkın Kürt kardeşimizin mitingleriyle devam
etti. 1 Mayıs'ı Taksim'de güçlü biçimde kutlamak işçi
sınıfının, emekçilerin ve ezilen halkların mücadelesinde yeni
bir halka olacaktır.