Tarih: 21.12.2010 |  Bildiri
Barış bölmez, birleştirir

Demokratik Toplum Kongresi'nin geçen hafta sonu (18-19 Aralık 2010) Diyarbakır'da düzenlediği Demokratik Özerklik Çalıştayı'nda sunulan Demokratik Özerklik Taslağı üzerinde estirilen şovenist fırtına ifade özgürlüğünün ayaklar altına alınmasıdır. Meclis Başkanı'nın, Cumhurbaşkanı'nın, AKP sözcülerinin, Genelkurmay'ın, MHP'nin koro halinde bir linç havası yaratma tutumunu kınıyoruz. Demokratik Özerklik Taslağı, suçlu ilan edilerek savcılara havale edilemez.



Adı üzerinde, bu Taslak, Türkiye toplumuna Kürt sorununun barışçı çözümü için bir tartışma metni olarak sunulmuştur. Parçalanması, boğulması, değil; tartışılması, eleştirilmesi, zenginleştirilmesi, somutlaştırılması gerekir. Demokratik Özerklik Taslağı, uzun yıllardır süren kanlı çatışmaya son verebilecek, Türk-Kürt barışını sağlayabilecek, ülkeyi demokratikleştirebilecek bir siyasal proje olarak değerlendirilmelidir.

İşçi sınıfı devrimcileri eşitlik ve özgürlük felsefesini esas alır ve enternasyonalizmi savunur. Bütün halklar eşittir, bütün diller eşittir. Her dil toplum hayatının her alanında serbestçe kullanılabilir. Hiçbir dil hor görülemez, yasaklanamaz veya ev hapsinde tutulamaz. Toplum hayatının hiçbir alanı Kürtçe veya herhangi bir dil için yasak bölge ilan edilemez. Türkçenin hiçbir ayrıcalığa ihtiyacı yoktur. Bütün diğer dillerle birlikte eşitlik ve özgürlük içinde kardeşçe var olabilir ve gelişebilir.

Halklar arasında bir sorun ortaya çıktığında, sorunun diyalog yoluyla, barış içinde çözümü aklın gereğidir. Kürt ulusal hareketi barışçı çözüm için teklifini sunmuştur. Barışçı çözüm fırsatını elinin tersiyle itmek, Türk ve Kürt gençlerini birbirlerini sonsuza kadar tüketecek bir kardeş kavgasına mahkûm etmek cinayettir. Barış ülkeyi bölmez, halkları birleştirir.