Tarih: 30.01.2011 |  Haberler
Hürriyetin kanadı 15'ler İstanbul'da anıldı

Onlar köküdür memleketin,
dallara yürüyen su,
Bu kökte saklıdır. 
Onlar umudun temeli,
Onlar kanadı hürriyetin,
Halkın aklıdır.

Türkiye işçi sınıfının öncü partisi Türkiye Komünist Partisi'nin kurucuları Mustafa Suphi, Ethem Nejat ve 13 yoldaşımızın Türkiye'de süren anti-emperyalist savaşa katılmak ve Türkiye'de bir işçi-köylü cumhuriyeti kurmak için yurda dönerlerken 28-29 Ocak 1921 gecesi Karadeniz açıklarında burjuvazi tarafından haince katledilmesinin 90. yılında, Onbeşleri İstanbul'da gerçekleştirdiğimiz etkinlikle andık...


Ürün Sosyalist Dergi olarak düzenlediğimiz "TKP'liler Buluşuyor! 15'leri Anma Etkinliği",  30 Ocak 2011 Pazar günü saat 14:00'de İstanbul'da, Ürün Sosyalist Dergi'nin toplantı salonunda  gerçekleştirildi. Etkinlik, başta Onbeşler ve TKP safında şehit düşenler olmak üzere tüm devrim ve sosyalizm şehitleri için saygı duruşunun gerçekleştirilmesi ve Enternasyonal marşının okunmasıyla başladı. Saygı duruşunun ardından etkinliğin sunumunu gerçekleştiren Ecem ve Bekir arkadaşlarımız geleneksel olarak İstanbul'da merkezi yapılan etkinliğin bu sene diğer yıllardan farklı olarak Ankara ve Mersin'de de yapılacağına değinerek, Mersin'deki etkinliğimizin aynı zamanda Mersin Ürün Temsilciliği'nin açılış etkinliği olduğunu ve bu sebeple ayrı bir öneme sahip olduğunu belirtti.

Mustafa Suphi, Ethem Nejat ve 13 yoldaşın Anadolu'ya geçiş sebepleri, burjuvazi tarafından haince katledilmeleri ve sonrasındaki süreç hakkında sunumun gerçekleştirilmesinin ardından etkinliğin panel kısmına geçildi.

"Siyaset ve Sosyal Hareketler Diyalektiği"

Panelistlerden ilk sözü Dr. Hikmet Kıvılcımlı'nın düşünce çizgisinin devamı ve takipçisi olan Sosyalist Dayanışma Platformu'nun (SODAP) temsilcisi Mert Büyükkarabacak aldı. Mert Büyükkarabacak, "Siyaset ve Sosyal Hareketler Diyalektiği" başlıklı sunumu esnasında son 40 yılda işçi sınıfında gerçekleşen kadrolu-taşeron, güvenceli-güvencesiz, sanayi işçisi-hizmet işçisi parçalanmalarına, işçi sınıfının silikleşen kolektif davranış özelliğine değinerek sınıf hareketini örgütleme iddasındaki bir örgütün sınıfın içine girmesi, işçi sınıfının çeşitli örgütlerini kapsayacak örgütlenme biçimleri geliştirmesi gerektiğini belirtti. SODAP olarak bu amaçla gerçekleştirdikleri faaliyetlerden de kısaca söz etti.

"Sendika ve Siyaset İlişkisi"

Büyükkarabacak'tan sonra söz alan Sosyal-İş Sendikası Genel Sekreteri Celal Uyar sözlerine, "Burjuvazi önderlerimizi katlederek yolumuzu kesmek istedi ama başarısızlığını bu salon kanıtlıyor" diyerek, TKP'nin kurucuları Mustafa Suphi, Ethem Nejat ve 13 yoldaşı katledenlerin mücadeleyi durdurmayacağını belirtti. Gerçekleştirdiği "Sendika ve Siyaset İlişkisi" başlıklı sunumunda sendikal mücadelenin sınıf ve kitle sendikacılığının kurallarına uygun şekilde örülmesi gerektiğini belirterek modern proleterin örgütlenmesinin ve eylemlerinde başarıya ulaşmasının işçi sınıfının üretimden gelen gücünü kullanarak gerçekleşeceğini dile getirerek, Devrimci yapılarla işçi sınıfının eylemde birleşeceğini belirtti.

"Devrimci Bir Emek Odağı Yaratmanın Olanakları"

Son sözü alan Petrol-İş Sendikası'ndan Sendikal Eğitim Uzmanı Erhan Kaplan gerçekleştirdiği "Devrimci Bir Emek Odağı Yaratmanın Olanakları" sunumunda bir çağın kapandığını artık dünya için yeni bir döneme girildiğini belirtti. Yaşananların sonucunda bir sosyalist devrim mi, yoksa daha halkçı bir yönetim mi olup olmayacağı henüz çok net belli olmasa da, yeni bir devrimler çağının başladığını görmekteyiz  diyerek sürece ilişkin çeşitli değerlendirmelerde bulundu. Yeni döneme damgasını vuran neoliberal anlayışı irdeleyen Kaplan, başlangıçta "Devlet hiçbir şekilde iktisadi alana müdahele etmez" diyerek propaganda edilen neoliberal anlayışın özünde işçi sınıfının zararına, sosyal devletin tüm gereklerini yok eden bir anlayış olduğunu belirtti. Bu anlayışla egemenlerin işçi sınıfının kazanılmış haklarına yönelik saldırılar düzenlediği ve bu saldırıların farklı ülkelerde farklı sonuçlara yol açtığını dile getiren Kaplan, Tunus ve Mısır örnekleri eşliğinde Türkiye'yi değerlendirerek bugün Türkiye'de de işçilerin, köylülerin, öğrencilerin, Kürt halkının, alevilerin, yoksul kesimlerin eskisi gibi yönetilmek istemediğinden bahsederek bu gücün devrimci bir emek odağı yaratılmasıyla başarıya ulaşacağını belirtti. Sovyet deneyiminden örnek sunan Kaplan, Lenin'in 1914 yılında bir yazısında "biz devrimi göremeyeceğiz" demesinin ardından 1917 yılında Sovyet Devrimi'nin gerçekleştiğini, bu  örnekten hareketle sürecin yaratacağı değişikliklere karşı devrimcilerin her türlü duruma hazır olması gerektiğinin altını çizdi.

Konuşmaların ardından gerçekleşen soru-cevap bölümünün sonrasında verilen arayla etkinliğin panel bölümü sona erdi.

Panelin ardından İsveç Komünist Partisi'nden, Ürün Sosyalist Dergi Hollanda Temsilciliği'nden, Ürün Sosyalist Dergi Mersin Temsilciliği'nden, Zonguldak'taki maden işçilerinden, TÜM-İGD Genel Merkezi'nden, İlerici Liseliler'den gelen mesajlar okundu. "Suphilerden, Nejatlardan, Bilenlerden bayrağı hiç yere düşürmeden bugünlere taşıyanlara" diyerek mesajlarını yollayan İlerici Liseliler "Vardık, Varız, Varolacağız" şiarının gerçekliğini bir kez daha ispatlamaktaydı.

Kızıl bayrak çekilecek senin yeni burçlarına!

Okunan mesajların ardından adını İsmail Bilen'in kitabından alan ilerici gençliğin sesi Güneşli Dünya müzik grubu Türkçe, Kürtçe şarkılardan, marşlardan oluşan bir dinleti gerçekleştirdi. Güneşli Dünya'nın dinletisi, söyledikleri bir şarkının sözlerinde olduğu gibi kızıl bayrakların burçlara çekileceği hissini tüm dostlara taşımayı başardı.
Güneşli Dünya'nın müzik dinletisinin ardından Türkiye Komünist Partisi Marşı'nın söylenmesiyle etkinliğimiz sona erdi.