Tarih: 11.02.2011 |  Haberler
Mısır devriminde bugün

17 Ocak 2011'de "Hüsnü Mübarek, Zeynel Abidin Bin Ali'nin Yanına Git" sloganıyla sokağa çıkan yüz kişinin gösterileriyle başlayan, bir hafta boyunca binleri harekete geçiren, 25 Ocak'tan bu yana ise milyonlarca işçinin, emekçinin, köylünün, gencin, şehir şehir, kasaba kasaba, köy köy sokakları ve alanları doldurmasıyla doruğa çıkan büyük halk ayaklanması, diktatörlük rejiminin kanlı terörüne ve başta Amerika olmak üzere emperyalist efendilerin bütün oyunlarına rağmen yoluna devam ediyor. Devrim ile karşıdevrim arasındaki boy ölçüşme sürüyor.


Kapitalizmin 30 yıldır süren neoliberal saldırısına karşı, nihayet, emekçi kitlelerin en derinlerinden fışkıran devrim dalgasını durdurabileceğini sanan Hüsnü Mübarek, bugün (10 Şubat), on binlerce işçinin grevleri ve ülkenin her yanında milyonlarca insanın gösterileri karşısında yeni bir manevraya başvurdu.

İşbirlikçi diktatör, Mısır devlet televizyonundan yayınlattığı bir haberle, bu gece halka sesleneceğini ve çok önemli bir konuşma yapacağını duyurdu. Cumhurbaşkanı yardımcılığına atamış olduğu Ömer Süleyman'ı kabul etti ve onunla uzun bir görüşme yaptı. Gün boyu uşaklarına yaptırdığı konuşmalarla bugün görevden ayrılacağı izlenimini oluşturdu. Tahrir meydanına giden Genelkurmay Başkanı Korgeneral Sami Enan, göstericilere "Merak etmeyin, bugün bütün istekleriniz karşılanacak" dedi. İktidardaki Ulusal Demokrasi Partisi'nin genel sekreteri Hüsam Badravi, CNN televizyonuna verdiği demeçte, Hüsnü Mübarek'in bugün çok yurtseverce bir karar vereceğini ve yetkilerini muhtemelen Ömer Süleyman'a devredeceğini söyledi. Başbakan Ahmet Şefik, Mübarek'in yetkilerini Ömer Süleyman'a devredeceğini ve yarın artık Mübarek'in cumhurbaşkanı sıfatını taşımayacağını sandığını belirtti. Savunma Bakanı Mareşal Muhammed Hüseyin Tantavi başkanlığında toplandığı bildirilen Yüksek Askerî Konsey toplantısından sonra ordu adına yayınlanan bildiride, "ordunun Mısır halkının meşru taleplerini desteklediği ve halkı saldırılara karşı koruyacağı ve bu amaçla Yüksek Askerî Konsey'in sürekli toplantı hâlinde kalacağı" açıklandı. Bu arada, Washington'da Amerikan Kongresi'ne bilgi veren CİA başkanı Leon Panetta, Hüsnü Mübarek'in yetkilerini Ömer Süleyman'a devrederek kenara çekileceğini söyledi. Hüsnü Mübarek'in konuşmasından hemen önce Michigan'da bir konferansa katılan Barack Obama, Amerikan yönetiminin Mısır'ın geleceğini temsil eden genç kuşağı desteklediğini ve demokrasiye düzenli geçişten yana olduğunu belirtti.

Hâlâ barışçı gösteriler yapan silahsız kitlelerin iradesine uyacağı izlenimini başarıyla yaratan Hüsnü Mübarek ise, gece yaptığı konuşmada, yabancı güçlerin dayatmalarına boyun eğmeyeceğini, Eylül ayındaki seçimlere kadar cumhurbaşkanı olarak başta kalacağını, Mısır halkına çok hizmet ettiğini, bu arada hatalar yapmış olabileceğini kabul ettiğini, fakat kendisinin ve oğlunun Mısır'da kalacağını, gösterileri yabancı ajanların çıkardığını, ülkeyi kaosa sürüklemek isteyen yıkıcılara uyulmamasını istediğini, hainlerin mutlaka cezalandırılacağını, anayasada değişiklik yapmak ve demokrasiye düzenli bir geçişi sağlamak için bazı yetkilerini yardımcısı Ömer Süleyman'a devrettiğini, onun muhalefetle gerekli diyalogu sağlayacağını söyledi.

Hüsnü Mübarek'in ardından Ömer Süleyman da bir konuşma yaptı. Cumhurbaşkanından aldığı yetkilerle Mısır'ın birliğini ve bütünlüğünü korumak için görev yapacağını, gençlerin başlattığı devrime sahip çıkacağını, ama kaosu önlemek, can ve mal güvenliğini sağlamak için herkesin gösterilere son verip işine ve evine dönmesinin gerekli olduğunu, muhalefetle diyalog kapılarını açık tutacağını, demokrasiye ve özgürlüğe düzenli geçiş için başta ordu olmak üzere devlet kurumları ile muhalefetin ve halkın işbirliği yapması gerektiğini söyledi.

Hüsnü Mübarek, kendisinin ve işbirlikçi rejimin iktidara sıkı sıkıya sarılmasından başka bir anlam taşımayan bu bayat manevra öncesinde, Ömer Süleyman'a, Müslüman Kardeşler dahil burjuva muhalefet partilerinin temsilcileriyle bir görüşme yaptırmıştı. Hüsnü Mübarek'in defolmasını, rejiminin yıkılmasını, iktidarın halka devredilmesini, yoksulluğa, yolsuzluğa ve işsizliğe son verecek bir düzenin kurulmasını isteyen kitlelerin iradesini hiçe sayan bu teslimiyetçi görüşmenin yarattığı sis perdesi dağılmadan, hükümet, ücret ve maaşlara yüzde 15'lik bir zam yaptığını ilan etmişti.

Görüldüğü gibi, Mısır oligarşisi, kitleleri terörle yıldırmak, küçük rüşvet ve tavizlerle aldatmak, devrime saygı duyulduğu açıklamasıyla onların gururlarını okşamak, ordu dahil bütün devlet kurumlarının tek vücut olduğunu göstererek halkı bezdirmek, boş umutlar yaratarak milyonları hayal kırıklığına sürüklemek, muhalefeti bölmek gibi taktiklerin hepsini can havliyle kullanıyor.

Mısır Komünist Partisi, devrimci gruplar, ilerici ve yurtsever örgütler, bağımsız işçi sendikaları, köylü örgütleri, gençlik dernekleri, kadın örgütleri, meslek birlikleri ise, siyasal hayata uyanan ve kendi siyasal deneyimleri temelinde gitgide radikalleşen milyonları daha da bilinçli ve örgütlü hâle getirmek, ordunun tepesindeki militaristleri yalnızlaştırırken silahlı kuvvetlerin temel kitlesini veya en azından bir kısmını devrim saflarına çekmek, karşıdevrim cephesi içindeki çatlakları derinleştirmek, devrimin kendi iktidar organlarını oluşturmak, savunma durumundan hücum durumuna geçebilme becerisini göstermek göreviyle karşı karşıyalar. Egemen rejimin siyasal, askerî, ekonomik ve medyatik gücü felce uğratılmadan, devrimin hiçbir kazanımı kalıcı olamaz. Egemenler paraya, silaha, propaganda organlarına hükmetmeye devam ettikçe, devrim tıkanır ve boğulur.

Hüsnü Mübarek ile Ömer Süleyman'ın konuşmaları, meydanları mesken tutmuş devrimci Mısır halk kitlelerinde büyük bir öfkeye yol açtı. Öfkenin belli olmasından ve Hüsnü Mübarek'in yeni manevrasının sonuç getirmeyeceğinin anlaşılmasından sonra, ABD Başkanı Obama, "Mısır'da demokrasiye geçiş sürecinin başladığını gösterecek daha somut adımlara ihtiyaç olduğunu ve Mübarek'in yaptığı konuşmanın yetersiz kaldığını" söyledi.

Başta ABD olmak üzere dünya kapitalist sisteminin yöneticileri ile Mısır oligarşisinin temsilcileri arasında perde arkasında ne gibi pazarlıklar döndüğünü, devrimi boğmak için ne gibi karanlık planlar yapıldığını şimdilik bilmiyoruz. Ama bir şey çok açık: On milyonlarca sade Mısırlı'yı sokaklara ve alanlara sürükleyen devrimin büyük öfkesi karşısında Hüsnü Mübarek ve uşakları tutunamayacak.