Tarih: 16.03.2011 |  Haberler
Japonya'da felaket

Japonya halkı, 11 Mart 2011 günü büyük bir felakete uğradı. Richter ölçeğiyle 8.9 büyüklüğündeki depremin ardından gelen tsunami, binlerce insanın ölümüne yol açtı. Doğal felaket, kapitalizmin yarattığı toplumsal felaketle ikiye katlandı.


Çevrecilerin bütün muhalefetine rağmen kurulan ve işletilen atom reaktörleri ardarda patladı ve radyoaktif sızıntı daha şimdiden yüzbinlerce insanı etkilemeye başladı. Milyonlarca kişinin ağır hastalıklara tutulabileceği ve ölebileceği bildiriliyor. Nükleer santrallerde ölümü göze alan işçiler ve mühendisler, kahramanca bir mücadeleyle, sızıntıyı durdurmaya, felaketin daha da derinleşmesini engellemeye çalışıyor. Büyük şehirlerde milyonlarca insan, hâlâ susuz, elektriksiz ve yiyeceksiz.

Doğa ve toplum açısından bakıldığında sadece felaket üreten ve atıklarının saklanması zorunluluğu yüzünden, yüzlerce yıl boyunca gelecek kuşakları bile rehine alan nükleer santraller, kapitalist enerji tekellerinin en kârlı oyuncakları arasında yer alıyor. İtalyan ANSA ajansının verdiği bilgiye göre, şu anda dünyada 442 aktif nükleer santral var. 65 nükleer santral ise inşaat hâlinde. Bütün bu santraller sadece 10 şirket tarafından inşa edilmiş. Nükleer santrallerin 104'ü ABD'de, 58'i Fransa'da, 54 'ü Japonya'da bulunuyor.

Bilindiği gibi, AKP iktidarı, halkın bütün itirazlarına rağmen, Akkuyu ve Sinop'ta iki atom santrali kurmayı kararlaştırmıştı. Santrallerin birini Rusya, birini Japonya inşa edecek. Japonya'daki felaket, tehlikenin boyutlarını pratikte bir kez daha gösterdiği hâlde, Başbakan Erdoğan, karardan dönmeyeceklerini söyledi. İnanılmaz bir mantıkla, tehlikeyi evlerdeki piknik tüplerin tehlikesiyle eşdeğer tuttu. Kapitalist enerji tekellerinin ve işbirlikçilerinin çıkarı uğruna, bütün halkı ve doğayı felakete atmaktan çekinmeyen AKP iktidarına dur demek boyun borcumuzdur.

Deprem, tsunami ve kapitalist tekellerin dayattığı nükleer santral felaketine uğrayan Japonya halkının acısını paylaşıyoruz.