Tarih: 07.04.2011 |  Haberler
YGS sahtekârlığı örtbas edilemez

Yükseköğretime Geçiş Sınavı'nda yapılan büyük sahtekârlık, göz göre göre örtbas edilmek isteniyor.



Sınava giren bir milyon altı yüz doksan iki bin genci ve ailelerini mağdur eden yöneticilerin imdadına önce Abdullah Gül koştu. Gül, "ÖSYM Başkanı Ali Demir'den aldığım bilgiler beni tatmin etti" dedi. Ardından, hükümet sözcüsü Cemil Çiçek, "Cumhurbaşkanı'nın tatmin olduğu konuda biz de tatmin olmuşuzdur" dedi. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, "Sınavda hiç bir sorun yoktur, gençler rahat olsun. Yapılan açıklamaları tatmin edici buluyorum" dedi. ÖSYM'nin bağlı olduğu YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, "En güvenilir sınavdı. ÖSYM Başkanı'nın açıklamaları beni de tatmin etti" dedi. TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, "ÖSYM Başkanı'nın açıklamaları beni rahatlattı ve tatmin etti" diye buyurdu.

Eğer kişisel bir işten değil, bütün halkı ilgilendiren kamusal bir işten söz ediyorsak, Gül'ün ve diğer yetkililerin kişisel "tatmin"i, bir suça ilişkin yasal inceleme, soruşturma ve yargılama süreçlerinin yerine geçemez. Kamusal işlerde cumhurbaşkanı makamında bulunan kişinin ve yüksek görevlilerin kişisel tatminine göre değil, yasalara göre karar verilir.

Milyonlarca insandan oluşan koca bir kitlenin ağır biçimde aldatılması söz konusudur. Şifrenin boyutlarına ilişkin gerçekler art arda ortaya çıkıyor. Tarikatçı-cemaatçi çevreleri kayırmak amacıyla sınavı manipüle eden şebeke aslında falso yapmış, suçüştü yakalanmıştır. Yetkililere düşen görev, suçu örtbas etmek değil, liseli gençlerin geleceğini çalan suçluları yakalamak ve gençlerin, ailelerinin mağduriyetini giderecek önlemleri hızla almaktır.

Buna karşılık, ağır biçimde aldatılan gençler ve aileleri bütün ülkede kitlesel gösterilerle YGS sahtekârlığını protesto ediyor. İstanbul, Ankara, Van, Adana, Mersin, Balıkesir, Şanlıurfa, Muğla ve Antalya'da yapılan protestolarda AKP ve Fethullah Gülen çevresi kınandı. Gençler ve aileleri, bu rezaletten kimlerin sorumlu olduğunu içgüdüsel olarak biliyor.

Egemen kapitalist sistem, "Çalışan kazanır, tembeller elenir. Çok çalışın, istediğiniz okula ve bölüme girin" masalıyla üniversite sınavlarını yıllar boyunca bir meşruiyet zırhına büründürmüştü. Akıllara durgunluk veren bir pervasızlıkla yapılan sahtekârlık, dinci-tarikatçı kadroları hiç çalışmadan milyonlarca gencin önüne geçiririyor. Egemenler, kitlelerin adalet, liyakat, eşitlik duygularını ayaklar altında çiğnedi. Ele talkın verenler, salkımları yutmakta tereddüt etmedi. Merkezî kayırmacılık, emekçilere karşı zaten ayırımcı olan eleyici sınavın bin türlü beyin yıkamayla zar zor ayakta tutulan inandırıcılığını büsbütün ortadan kaldırmıştır.

Bir yandan baskı ve terörle, bir yandan propaganda ve beyin yıkamayla ayakta tutulan neoliberal kapitalist sömürü ve zulüm rejimi lime lime dökülüyor. YGS'de şifre sahtekârlığı egemen sistemin ne kadar çürüdüğünü gösteriyor. Çürümüşlükten kurtulmak, kendimize insanca yeni bir yaşam kurmak elimizdedir.

YGS iptal edilmelidir. Sınav şebekesi cezalandırılmalıdır. Üniversiteye giriş sınavsız olmalıdır. Bütün halkın eğitim hakkı tanınmalıdır. Parasız, kamusal, bilimsel, demokratik, laik, anadilde eğitim ilkesi hayata geçirilmelidir. ÖSYM ve YÖK kapatılmalıdır. Üniversiteler ve bütün okullar eşitliğin, özgürlüğün, araştırma ruhunun, yaşama sevincinin merkezi olmalıdır. Kapitalistler için değil, emekçiler için üniversite istiyoruz. Halk için bilim, halk için eğitim istiyoruz. Adaletin olmadığı yerde eğitim olmaz, bilim olmaz.

Sınav stresiyle mide sancıları çeken, hayata küsen genç arkadaşlar, biliniz ki, çare var. Elbirliği edersek, insanca bir eğitime ve insanca bir yaşama kavuşabiliriz. AKP'nin ve Gülen çevresinin hiçe saydığı milyonlarca genci ve ailelerini destekliyoruz.