İşçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. İşçi sınıfı ve dostları, 1 Mayıs'ı İstanbul'da Taksim meydanında
milyonluk katılım hedefiyle kutlayacak.
İstanbul'da ve ülkenin çeşitli
yerlerinde alanları dolduracak olan işçi sınıfı ve dostları,
emeğin kazanılmış
haklarına yönelik saldırıları, işsizliğin ulaştığı
kitlesel boyutları, yoksulluğu, kuralsız, güvencesiz, esnek
çalışma biçimlerini, taşeronlaşmayı, sendikal hak ihlallerini,
düşünce özgürlüğüne yönelik girişimleri, ekolojik çevrenin
katledilmesi ile emekçilerin uğradığı tüm haksızlıkları
protesto edecekler. Kapitalist sömürüye ve emperyalist zulme karşı
çıkıp bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm özlemini, onurlu
barışa ulaşma arzusunu dile getirecekler.
Yıllar
süren özverili mücadeleyle Taksim'de 1 Mayıs yasağını kıran
ve 2010 yılında görkemli bir miting gerçekleştiren 1 Mayısçılar,
bu yıl çok daha kitlesel bir miting için kolları sıvadılar.
Kapitalizmin otuz yıllık neoliberal saldırısına artık dünya
çapında kitlesel tepki gösteren uluslararası işçi sınıfının
ve başta Arap halkları olmak üzere ezilen halkların dipten gelen
devrimci dalgası, bu hedefi kolaylaştıracak. Yeni devrimci
yükseliş dönemi emperyalizmin ve işbirlikçilerinin savaş ve
karşıdevrim stratejisini çökertecek.
Tunus
ve Mısır halkları, gerçekleştirdikleri devrimlerin yarattığı
elverişli ortamı halk yararına gerçek kazanımlara dönüştürmek
için güç topluyor; hâlâ iktidarı bırakmamakta direnen
işbirlikçi kapitalist oligarşileri devirmek için örgütleniyor.
Bütün zorluklara rağmen Libya halkı NATO'nun faşist savaşına
boyun eğmiyor. Asya, Avrupa ve Amerika'da işçi sınıfının ve
emekçilerin grev ve protesto hareketlerinde belirgin bir canlanma
yaşanıyor. Japonya'daki nükleer felaket, kapitalist tekellerin
beyin yıkamasıyla tepkisizleştirilen halkların gözünü açtı,
doğayı korumak için yapılan mitinglerin sayısında ve çapında
büyük artış var.
Libya'da
emperyalizmin maşalığını kabul eden yerli kapitalist
egemenlerin, ülke içinde AKP eliyle yürüttüğü saldırılara
rağmen, metal işçileri, MESS'in grup sözleşmesindeki
dayatmalarını kırmayı başardı. Liseli gençler, ülke çapında
alanlara çıkıyor ve YGS sahtekârlığını protesto ediyor. Kürt
halkı sivil direnişin çapını büyütüyor. Kapitalizmin
mahvettiği doğayı, dereleri, yaylaları, tarım toprağını,
dağları korumak için "Anadolu'yu vermeyeceğiz" yürüyüşü
devam ediyor. Faşizme ve despotizme, gericiliğin karanlığına
karşı düşünce ve örgütlenme özgürlüğünü, kadın
haklarını, laikliği koruma ve geliştirme bilinci yaygınlaşıyor.
Liberal, milliyetçi ve dinci masalların büyüsü zayıflıyor.
1 Mayıs 2011, emperyalizmin işbirlikçisi TUSKON, MÜSİAD, TÜSİAD oligarşisini geriletmenin, oligarşinin yürütme komitesi AKP'yi
durdurmanın dönüm noktası olmalıdır. 1 Mayıs 2011, aynı
zamanda, emperyalizme ve kapitalizme karşı sömürüsüz, savaşsız
ve sınırsız bir dünya isteyenlerin birleşme iradesini
güçlendirmeli, likidasyonu ve şovenist isim hırsızlığını
mahkûm etmeli, Türkiye işçi sınıfının en değerli varlığı,
en büyük ustalığı, en ince hüneri olan partiyi siyaset
gündemine taşıyan dönüm noktası olmalıdır.
1 Mayıs'ta, işte bu amaçlarla, hep birlikte yürüyeceğiz.