Amerikan emperyalizminin ve işbirlikçi tekelci burjuvazinin kuklası 12 Mart 1971 cuntasının idam sehpasına çıkardığı üç yiğit devrimci, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, dün başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere ülkenin birçok yerinde düzenlenen yürüyüş, miting, basın açıklaması, panel ve
törenlerle coşkuyla anıldı. Ankara'daki anma töreni, bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinin avukatı Halit Çelenk'in Enternasyonal marşı eşliğinde toprağa verilmesi
töreniyle birleşti.
Deniz Gezmiş,
Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, 1960'ların devrimci yükseliş
döneminde gençlik mücadelesi içinde sosyalizme yönelmiş ve
Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu'nu kurmuşlardı. Kapitalizme ve
emperyalizme karşı ülke, bölge ve dünyada yeni bir devrimci
kabarmanın yaşandığı, bu kabarmayı boğmak üzere emperyalizmin
ve uşaklarının azgın bir saldırı, savaş ve işgal politikasına
yöneldiği günümüzde işçiler, emekçiler, gençler, ezilen
halklar devrimin bu üç kahramanını unutmadı, onların anısına
kitlesel şekilde sahip çıktı.
Kapitalizme ve
emperyalizme karşı devrim mücadelesine öncülük eden ve bu
mücadelenin belkemiğini oluşturan işçi sınıfı ile işçi
sınıfının yolunda yürüyen ilerici gençler, üç kahramanın
taktik ve stratejik hatalarından ders çıkarıyor. Onların
özlemlerini, onların amacını paylaşıyor; fakat onların
özlemlerini, onların amacını gerçekleştirmek için, sınıf ve
kitle örgütlenmesini, kitle mücadelesini, kitle içinde parti
çalışmasını esas alıyor.
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idam sehpasında haykırdıkları son sözler bugün de yolumuzu aydınlatıyor: "Yaşasın tam bağımsız Türkiye!
Yaşasın Marksizm-Leninizm yüce ideolojisi! Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği! Yaşasın işçiler, köylüler! Kahrolsun emperyalizm!"
Tam bağımsızlık, işçileri ve emekçileri sömüren, onları yoksulluğa, işsizliğe ve köleliğe mahkûm eden, halkları ezen, bölge halklarına karşı
emperyalizmin yardakçılığını yapan işbirlikçi kapitalist
oligarşinin iktidarına son verilmesini gerektiriyor.
Marksizm-Leninizmi yaşatmak, işçi sınıfının siyasal ve sendikal örgütlerinin, sermayeden,
devletten, dinden bağımsız dünya görüşünü benimsemesini ve
bu dünya görüşü doğrultusunda hareket etmesini gerektiriyor.
Türk ve Kürt halklarının
kardeşliği, enternasyonalizm temelinde tam eşitliğe ve özgürlüğe
dayalı bir mücadele birliğini savunmayı gerektiriyor. Bütün
dillerin, bütün halkların siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel
alanlarda tam eşitliğini ve özgürlüğünü benimsemeden
kardeşlik sağlanamaz.
Gerçek devrimcilik, toplumun temel
üretici gücü olan işçileri ve köylüleri, siyasal ve sosyal
yaşamın da yönetici gücü olarak kabul etmeyi gerektiriyor.
Üretenlerin kendi kendini yönetebilecek güçte olduğunu
benimsemeden, elitizmin kibrinden kurtulmadan sosyalizme ve sınıfsız,
sömürüsüz, devletsiz, sınırsız bir dünyaya varamayız.
Emperyalizme karşı mücadele etmeden, bağımsızlık, demokrasi, özgürlük, laiklik, kadın hakları, işçi hakları, çocuk hakları, adalet, hukuk, eşitlik, kardeşlik, yaşanabilir bir doğa asla gerçekleşemez. Emperyalizm barbarlıktır, gericiliktir, savaştır, gerçek bir mafya
düzenidir. Emperyalizme karşı ilkesel tavır almak, devrimciliğin
asgari koşuludur.
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan Türkiye işçi ve emekçilerinin, ezilen halkların yoldaşları
olarak hep aramızda yaşamaya devam edecek.