YÖK, 27-28-29 Mayıs 2011 günleri İstanbul'da, "Cumhurbaşkanının himayesinde" Uluslarası Yükseköğretim Kongresi düzenliyor. Kongrenin amacı, yükseköğretim sistemini emperyalizmin ve işbirlikçi kapitalist oligarşinin istemleri doğrultusunda doğrudan doğruya kapitalist sınıfın temsilcilerinin emrine verme planı için kamuoyu oluşturmak.
Kongre fiilen akademisyenlere, öğrencilere ve üniversite çalışanlarına kapalı. Yerli ve yabancı sermaye temsilcileri, yüksek bürokratlar, büyük patronlar, kapitalizme iman etmiş dinciler kendi aralarında, emeğin ve bilimin temsilcilerine söz hakkı tanımadan tartışıyor.
Öğrenciler ve eğitim emekçileri ise, kongre sürerken, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanarak durumu protesto etmek, sendikalarının ve derneklerinin "halk için eğitim, halk için bilim" temel hedefi doğrultusunda gençliğin, emeğin ve bilimin sesini duyurmak istiyor. AKP hükümeti, polise en temel demokratik haklarını kullanmak isteyen kitleye saldırma emrini veriyor. Gaz bombaları, cop ve plastik mermilerle kitle dağıtılıyor, gençler vahşice dövülüyor ve 13 genç gözaltına alınıyor.
AKP'nin "ülkeye çağ atlatan ileri demokrasisi" işte bu. AKP, kapitalist sahtekârlık ve ikiyüzlülük alanında yeni bir rekor kırıyor. Demokrasi sloganları atarken despotizmi ve faşizmi hiçbir muhalefete izin vermeden dayatmak istiyor.
Ne var ki, gençlere saldıranlar iflah olmaz. Gençlik kitlelerine düşmanlıkta sınır tanımayan iktidarların halkın nefretini nasıl topladığına ilişkin geçmişten ve gelecekten sayısız örnek var. Gençlik düşmanlığıyla temayüz eden Bayar-Menderes diktatörlüğü, Hüsnü Mübarek diktatörlüğü, Zeynel Abidin Bin Ali diktatörlüğü ayakta kalamadı.
Gözaltına alınan gençler derhal serbest bırakılmalıdır. AKP, gençliğin ve eğitim emekçilerinin iradesini kıramayacak, üniversiteleri doğrudan doğruya sermayeye teslim edemeyecektir.