Almanya'da iktidarda bulunan Hristiyan Birlik partileri (CDU/CSU) ile Hür Demokrat Parti (FDP), Almanya halkının aylardır süren güçlü çevreci eylemlerine dayanamadı ve nükleer santrallerin en geç 2022 yılı sonuna kadar tümüyle kapatılmasını kararlaştırdı.
Koalisyon partilerinin temsilcileri, nükleer santrallerin 2021 yılında tümüyle kapatılmasını, ancak incelemeler için bir yıl daha süre tanınmasını karara bağladı. Almanya Başbakanı Angela Merkel Almanya'da, nükleer santrallerden vazgeçilmesinden sonra enerji alanında yepyeni bir mimarinin ortaya çıkacağını söyledi. Merkel, yenilenebilir enerji yatırımlarına daha fazla ağırlık verileceğini söyledi.
Nükleer santraller, bir avuç dev kapitalist şirketin kârlarına kâr katmak için, insan yaşamını, bütün canlıları ve doğayı mahvetmeyi göze almak demektir. Özellikle Japonya'daki Fukuşima santralinin yol açtığı felaketten sonra bu santralleri savunmak hükümetler açısından iyice zorlaştı.
Nükleer santralleri kapatma kararı, Almanya ve dünya halklarının uzun süreli muhalefetinin, kararlı kitle eylemlerinin doğrudan sonucudur. Bu muhalefeti genişleterek sürdürmek gereklidir. Çünkü Almanya'da kapitalist hükümetlerin 2021-2022'ye kadar olan süreyi, halkı oyalamak, bezdirmek, rehavete itmek için kullanacağı, kapatma kararından geri dönmek için her fırsattan yararlanacağı beklenmelidir.
Almanya'nın atom santrallerini kapatması, dünyanın en büyük kapitalist ülkelerinden birinde ciddi bir çevrecilik zaferi anlamına gelecektir. Bu zaferi, bütün ülkelerde nükleer enerjiden vazgeçme, insana, canlılara, doğaya saygılı enerji kaynaklarına yönelme, toplumları ve doğayı kapitalizme kurban etmeme hedefi için bir basamak olarak kullanmak gerekiyor. Alman hükümetinin kararı, Türkiye'de hükümetin Akkuyu ve Sinop'ta nükleer santral kurma kararını iptal ettirme mücadelesine de hız katacaktır.