Polonya Cumhurbaşkanı Bronislaw Komorowski'nin davetlisi olarak bu ülkeye resmî bir ziyarette bulunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Varşova'da halkla ilişkiler çerçevesinde imaj parlatmak için gittiği bir okulda sorgulandı. Türkiye'de düşünce ve ifade özgürlüğünün ayaklar altına alınmasını eleştiren bir öğrenci, Gül'den, Türkiye'de gazetecilerin niçin tutuklandığını açıklamasını istedi.
Sinirlenen Gül, "Tutuklanan kişiler yurt dışında gazeteci olarak geçiyor ama aslında şiddet kullanan örgütlerin üyeleridirler. Yazdıklarından dolayı tutuklanmıyorlar, kendileri de şiddetin içinde bulundukları için tutuklanıyorlar" diyerek tutuklu gazetecileri terörist ilan etti.
Sadece yazı yazdığı, haber yaptığı, kitap hazırladığı, araştırma yaptığı, kitap çevirdiği, görüş
belirttiği, kısacası, düşünce ve ifade özgürlüğünü kullandığı için hapishanelere tıkılan devrimcileri,
ilericileri, yurtseverleri, demokratları terörist ilan etmek, Gül'ü ve baş sorumlularından biri olduğu rejimi kurtarmaz. Güneş
balçıkla sıvanmaz. Demokratlık görüntüsü vermek için yurtdışında gittiğiniz bir okulda bile rejiminizin despotik ve
faşist karakteriyle yüzleşmek, gepegenç bir öğrenciye hesap vermek zorunda kalırsınız.
Düşünce ve ifade özgürlüğüne, örgütlenme özgürlüğüne, toplantı ve gösteri hakkına saygı göstermeyen
bir rejim, burjuva anlamda bile demokrasi değildir; despotik ve faşist bir yönetimdir ve gayrimeşrudur.
Komünistler, sosyalistler, devrimciler, ilericiler, emperyalizmin taşeronluğunu yapan bir avuç kapitalist şirketin
işçileri ve emekçileri sömürme, halkları ezme, doğayı mahvetme pahasına durmadan zenginleşmesini, gitgide büyümesini tabii ki kabul etmeyeceklerdir. Bu adaletsiz sistemi kökten eleştirecek, siyasal, sosyal ve ideolojik muhalefetlerini sürdürecek, sistemi değiştirmek için örgütlenecek ve emekçi kitlelerle birleşeceklerdir. İşbirlikçi kapitalist oligarşinin kâhyalığını yapanlara düşen, bu gerçeği içlerine sindirmektir.
Her türlü zorbalığı yaparken demokrasi, hele hele ileri demokrasi maskesi takınmak gülünç bir çabadır. Hiç
ummadığınız anda bir genç gelir, maskenizi yüzünüzden alıverir. Maskeniz sıyrılınca gerçeği itiraf etmek yerine, yalanlara, iftiralara sarılmak da derdinize çare olmaz. Hem zalim, hem rezil olursunuz; rezil bir zalim olarak tarihe geçersiniz.