Amerikan ve Avrupa emperyalizminin
yanlarına korucu uşak devletleri alarak NATO eliyle Libya'ya yönelttiği faşist saldırı, Rusya, Çin, Hindistan, Brezilya gibi büyük devletlerin sessiz suç ortaklığıyla, katliam boyutlarında
devam ediyor. NATO uçakları 7 Haziran günü savaşın başlangıcından bu yana en ağır bombardımanı gerçekleştirerek Trablus'u yakıp yıktı. Gündüz saatlerinde yapılan saldırıda
29 kişi öldü.
Hava saldırılarından kısa bir süre
sonra bir radyo konuşması yapan Libya lideri Muammer Kaddafi
şunları söyledi: "Tek bir seçeneğimiz var: vatanımızı savunmak. Sonuna kadar vatanımızda kalacağız. Ölü, diri, muzaffer, farketmez. Asla teslim olmayacağız. Asla diz
çökmeyeceğiz. Şehit olmak teslim olmaktan milyon kere daha iyidir."
Emperyalist sömürgecilerin vahşi saldırısına karşı
hiçbir devletten yardım almadan tek başına vatanını savunmayı seçen Libya halkı ve yönetimi, 19 Mart'tan bu yana direnişini
sürdürüyor. Savaşın başlangıcında, "Kaddafi'nin işi 3 günde bitecek" diye kestirip atan küstah emperyalistler, NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen'in ağzından "Daha 4 aya ihtiyacımız olabilir" demeye başladılar.
İçeride emperyalizmin kuklası
gerici hainlerin çıkardığı isyanla, dışarıda dünya kapitalist sisteminin ekonomik ve siyasal ambargosuyla boğuşurken, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük askerî gücü olan NATO'ya karşı kahramanca savaşan Libya, daha şimdiden emperyalizmin kibrine ağır bir darbe indirdi. Libya'nın bu en elverişsiz koşullarda bile emperyalizme karşı direnmeyi seçmesi, bütün dünya halklarına esin kaynağı oluyor. En zor durumdayken bile direnmeye karar veren halklar eninde sonunda zafere ulaşırlar.
Kahraman Libya halkına karşı
emperyalizmin safında yer alarak bir kez daha Arap ve İslam halklarına ihanet eden kapitalist egemenlerden ve iktidardaki temsilcileri AKP'den utanıyoruz. Bu utanç kaynağını kurutmak, alnımıza sürülen lekeyi silmek için kapitalizme ve emperyalizme karşı mücadelemizi yükseltmek zorundayız.