Tarih: 20.06.2011 |  Haberler
15-16 Haziran 1970'in dersleriyle yürüyoruz

Suphi'den Bilen'e Gelenek Yaşıyor Girişimi'nin düzenlediği "15-16 Haziran 1970'ten Günümüze Dersler" etkinliği dün Şişli'de Haldun Dormen Sahnesi'nde güçlü bir katılımla yapıldı. Etkinlik, kapitalist sömürüye karşı mücadele eden genç işçilerin, birlik dayanışmacı sendikacıların, TKP geleneğiyle yetişen komünistlerin, ilerici gençlerin ve kadınların canlı fikir alışverişine ortam sağladı.



Etkinliğin panel bölümünde Cemal Kıral, Gökhan Düren ve İsmail Kaplan konuştu.

Cemal Kıral, işçi sınıfının hakları için kararlı bir şekilde mücadele etmesinin ülkeyi ve dünyayı değiştirecek temel etken olduğunu vurguladı. Kapitalist sınıfın DİSK'i yok etmeyi amaçlayan yasayı çıkardığı ve artık buna karşı hiçbir şeyin yapılamayacağının düşünüldüğü bir dönemde, Kemal Türkler başkanlığındaki DİSK yönetiminin, işçi temsilcilerini toplayarak durumu onlarla tartıştığını, demokratik zeminde alınan kararlar ışığında fabrikalarda direnişin başlatıldığını belirtti. DİSK'li işçilere Türk-İş'li işçilerin de katıldığını, en doğal hakları için yürüyüşe geçen işçi sınıfına halkın çeşitli kesimlerinin ve aydınların da destek verdiğini, Türkiye tarihinin en demokratik iki gününü yaşatan bu eylem sonucunda Meclis'te kabul edilen yasanın uygulanamadığını ve sonunda iptal edildiğini anlattı. Sözü günümüze getirerek, işçi sınıfının mücadele azmiyle bugünkü karanlık tabloyu tersine çevirebileceğini, umutsuzluğa yer olmadığını belirtti. Komünistlerin, devrimcilerin işçi sınıfıyla birleşmek ve kaynaşmakla görevli olduğunu, sendikal ve siyasal örgütlenmeden vazgeçilemeyeceğini söyledi. Yeni yetişen kuşağın, her koşulda mücadele etme anlayışının ürünü olan 15-16 Haziran'ın temel dersini benimsediğinde, günümüz dünyasında çok daha büyük başarılar yaratacağına emin olduğunu vurguladı.

Gökhan Düren, egemen kapitalist sınıfın en güçlü kesimlerinden birini oluşturan Metal Sanayicileri Sendikası MESS 'in dayattığı grup sözleşmesine karşı Birleşik Metal-İş sendikasının yürüttüğü son mücadele kampanyasının deneyimini anlattı. MESS ve patron işbirlikçisi Türk Metal sendikasının oluşturduğu 30 yıllık toplu sözleşme düzeninin yol açtığı hak kayıplarını hatırlattı. Birleşik Metal-İş sendikasının bu dayatmaya karşı çeşitli yollarla karşı koymasına rağmen 20 yıl boyunca greve gitmeden toplu sözleşme imzalamak zorunda kaldığına değindi. Yeni örgütlenme hamlesiyle genç işçileri harekete geçiren sendikanın grev kararı alarak MESS-Türk Metal dayatmasını kırmak için üyelerinin mücadele azmine bel bağladığını belirtti. Patronların bütün baskı ve tehditlerine rağmen grev oylamasında olumlu oy veren ve greve çıkan işçilerin mücadele azminin, sonunda, patronların iradesini kırdığını söyledi. MESS dayatmasının kırılmasının, en az kazanılan ücret artışı ve sosyal haklar kadar önemli olduğunu vurguladı. MESS dayatmasını kıran grev kararının ve grevlerin sendikal mücadelede yeni bir dönemi başlattığını, bu başarının asıl tasıyıcısının genç işçiler kuşağı olduğunu belirtti. İşçi sınıfının siyasal alandaki örgütlenmesi ile sendikal örgütlülüğün birbirini destekleyeceğini ve bunun da 15-16 Haziran ruhuyla yeni atılımların yolunu açabileceğini söyledi.

İsmail Kaplan, 15-16 Haziran 1970'te henüz doğmamış olan gençlerle bu eylemin içinde yer almış işçi emektarlarının bu salonda buluşmasının önemine değinerek, 15-16 Haziran'a salt akademik bir ilgiyle değil, kapitalizmin, emperyalizmin, AKP iktidarının yarattığı sorunlarına bugün çare arayan insanlar olarak yaklaştığımızı belirtti. 1965'te yüzde 52 oy alan kapitalist Adalet Partisi (AP) iktidarına karşı mücadele eden işçi sınıfının ve emekçi halkın 1969'da sosyalistlerin, devrimcilerin öncülüğünde DİSK'i kurduğunu, 1969'da bu kez yüzde 46 oy alan AP hükümetine karşı görkemli 15-16 Haziran direnişini yarattığını hatırlattı. Geçen Pazar günü yapılan seçimde yaklaşık yüzde 50 oy alan AKP'yi de aşacağımızı, karamsarlığa, yılgınlığa, bezginliğe yer olmadığını belirtti. Neoliberalizm adı verilen vahşi kapitalizmin meşruiyetini sağlamak için kullanılan bütün masalların iflas ettiğini, kapitalist krizin yükünü taşımak istemeyen işçi sınıfının ve ezilen halkların sokaklara ve alanlara çıktığını, Türkiye'de ve dünyada nesnel olarak yeni bir devrimci dönemin başladığını belirtti. Bu dönemde Suphi-Bilen geleneğine bağlı kadroların tekrar birleşmesinin kaçınılmaz bir görev olduğunu, bilimsel sosyalizmin gücüyle işçi sınıfı eylemini birleştirmenin muazzam bir enerjiyi ortaya çıkaracağını vurguladı.

Soru ve cevapların ardından 15-16 Haziran emektarları, iki güne ilişkin anılarını ve bugüne yönelik beklentilerini anlattılar, ilerici gençlere duydukları güveni belirttiler. Sosyal-İş sendikası genel başkanı Metin Ebetürk, Rusya fedrasyonu ticaret ve büro sendikalarıyla yaptıkları görüş alışverişinde ortaya çıkan gerçekleri, çok-uluslu kapitalist tekellerin Türkiye'de ve Rusya'da izledikleri ortak politikaları anlattı ve ve kapitalist tekellere karşı işçi sınıfının enternasyonalist dayanışmasının önemini vurguladı.

Etkinlik, Güneşli Dünya müzik emekçilerinin coşkulu konseriyle tamamlandı.

Suphi'den Bilen'e Gelenek Yaşıyor Girişimi'nin düzenlediği "15-16 Haziran 1970'ten Günümüze Dersler" etkinliği, sendikal alanda, devrimci bir emek odağı yaratma; siyasal alanda, likidasyonun yol açtığı dağınıklığa son verme, komünistlerin birliğini sağlama yolunda önemli bir adım oldu.