Yüksek Seçim Kurulu,
DEP genel başkanı ve milletvekili iken 2 Mart 1994'te bir komplo
ile tutuklanan ve 10 yıl hapis yatırılan Hatip Dicle'nin
milletvekilliğini yine düşürdü. Hatip Dicle, hapishaneden
çıktıktan sonra da Kürt halkının eşitlik ve özgürlük
mücadelesine katkı koymaya devam etmişti. En son Demokratik Toplum
Kongresi eş başkanlığı yaparken 26 Aralık 2009'da KCK davası
gerekçesiyle yeniden tutuklanmıştı. Hapiste iken Emek, Demokrasi
ve Özgürlük Bloku'nun bağımsız milletvekili adayı yapılan
Hatip Dicle, 12 Haziran 2011 genel seçimlerinde Diyarbakır'dan
77.700 oy alarak milletvekili seçilmişti.
İşbirlikçi AKP
iktidarı, oyları artmasına rağmen azalan milletvekili sayısını
hukuk garabetleriyle yükseltmeye çalışıyor. Domuz bağı ile
insanlarımızı öldüren şeriatçıları salıveren hukuk, halkın
oylarıyla seçilenlere geldiğinde faşist yüzünü açığa
çıkartmaktan çekinmiyor. Elleri kanlı katillerden oluşan
Hizbullahçıların salıverilmesi karşısında dosya yoğunluğunu
gerekçe gösterebilen Yargıtay, ne hikmetse Hatip Dicle'ye
konuşmalarından dolayı verilen 1 yıl 8 aylık cezayı seçimlerden
alt tarafı 3 gün önce apar topar onaylayabildi.
Seçimden önce, Hatip
Dicle'nin seçimlere sokulmaması doğrultusunda iktidara yakın
kesimlerin yaptığı çağrılar YSK tarafından kabul edilmemişti.
Biz de, Ürün olarak YSK'nın komploya alet olmamasını olumlu
bulduğumuzu belirtmiştik.
Ne var ki, bugün yapılan
açıklamalar, şovenist bir komplonun uygulamaya konulduğunu
gösteriyor: Hatip Dicle seçimlere girecek, muhtemelen en yüksek
oyu alacak, ardından milletvekilliği düşürülecek ve sıradaki
AKP adayı milletvekili yapılacak.
Yürütme ve yargının
iç içeliğini gösteren başka bir delil aramaya gerek var mıdır
bilmiyoruz? Ortada demokrasilerde olması gereken kuvvetler
ayrılığının emaresi bile bulunmamaktadır.
Hatip Dicle, Kürt
halkının özgür iradesiyle seçilmiş bir milletvekilidir. Recep
Tayyip Erdoğan veya Kemal Kılıçdaroğlu veya Devlet Bahçeli
milletvekili olarak hangi haklara sahiplerse, Hatip Dicle de o kadar
haklara sahiptir. Hatip Dicle'nin fikirlerini ifade ettiği için,
AKP'nin asla değiştirmeyi düşünmediği faşist yasalarca verilen
"cezalar" halkın milletvekillerinin parlamentoya girmesini
engelleyemeyecek.
Yurttaşların temel
hakları arasında yer alan düşünce ve ifade özgürlüğünü
kullandırtmayanlar bunun bedelini öderler. İşçi sınıfını,
emekçileri, ezilen halkları zorla dilsiz ve örgütsüz bırakmaya
çalışan, yurttaşlarını düşünce, ifade ve örgütlenme
özgürlüğünü kullandıkları için sistemli olarak cezalandıran
rejimler, despotik ve faşist rejimlerdir.
YSK'yı ve AKP'yi derhal
bu hukuksuz, adaletsiz ve faşist uygulamadan vazgeçmeye
çağırıyoruz. İktidar mensupları "karar YSK'nın" diyerek
kendilerini kurtaramazlar. Hatip Dicle bizim de milletvekilimizdir ve
onu parlamentoda görmek istiyoruz.