Tarih: 27.06.2011 |  Haberler
Bu zorbalığa razı olacak mıyız?

AKP, halk iradesine yönelik darbesine devam ediyor. BDP ağırlıklı Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku listesinden Şanlıurfa milletvekili seçilen İbrahim Ayhan'ın ve Mardin milletvekili seçilen Gülser Yıldırım'ın tutukluğunu kaldırma talebi de bugün (26 Haziran 2011) reddedildi.

AKP, muhalif milletvekillerini hapiste tutmak için elinden geleni yapıyor. Ülkeyi seçimle, halk oyuyla, demokratik yöntemle değil; sermayenin, devletin ve dinin seçimsiz gücüyle yönettiğini gözümüze sokuyor. Yönetim ilkesi, insanları açlıkla terbiye etmek, baskı ve terörle yıldırmak, beyinlerini dogmalarla uyuşturmak ve yalanlarla yıkamak. AKP, işçi sınıfını, emekçileri, Kürt halkını aşağılıyor, onların oylarını çöpe atıyor; onların seçtiği milletvekillerini, sözcülerini gözünü kırpmadan siyasal ölüme yolluyor.

Ne var ki, halk iradesini katledenler, ne yaparlarsa yapsınlar, koskoca bir ülkeyi halk adına yönetemezler. Dünyanın hiçbir yerinde bu zorbalığa artık kimse razı olmaz. Tunus'tan ve Mısır'dan sonra, neoliberal karşıdevrimler döneminin ölü toprağını üzerinden atan ve hakkını sokaklarda, meydanlarda arayan işçilerin, emekçilerin, ezilen halkların yarattığı yeni devrimci dönemde, kapitalist oligarşilerin despotizmine kimse pabuç bırakmaz.

Sadece sosyalizmin ve devrimci demokrasinin değil, burjuvazinin çıkarlarına göre kötürümleştirilmiş liberal demokrasinin bile en temel kuralını (egemenlik halka aittir; siyasal yönetim halka dayanır; kimse kaynağını halktan almayan bir yönetim yetkisi kullanamaz; seçilenler yönetir, seçilmeyenler yönetemez) paramparça etmekte hiçbir sakınca görmeyen AKP, üstelik, bu gayrimeşru davranışını protesto eden kitleleri, bugün Şişli'de yaptığı gibi, gazlıyor, milletvekillerini yerlerde süründürüyor, apaçık haksızlığa uğradığını söylemek isteyen halkın ağzına kilit vuruyor.

Kısacası, 12 Eylül diktatörlüğünün mirasına konan ve bu mirası din dozunu gittikçe arttırarak geliştiren AKP rejiminde zulüm serbest, zulme uğradığını söylemek yasak. Ama işin tuhafı şu ki, irili ufaklı bütün AKP sözcüleri, bir de ileri demokratlık taslıyorlar.

Kerameti kendinden menkul bu ileri demokratlar, milletvekillerini siyasal ölüme mahkûm ettikleri, zulüm uyguladıkları ve aşağıladıkları bütün partilerin ağzına yalancı meme veriyorlar; onlara, bütün yaptıklarımızı sineye çekin, çünkü yeni anayasa yapacağız ve sizi de bu sürece katacağız diyorlar. AKP, yaptıklarının üstüne tüy dikiyor, herkesi düpedüz aptal yerine koyuyor.

AKP, kayıtsız şartsız halka ait olan egemenliği herkesin gözü önünde zor kullanarak gasbediyor. Dünyanın hiçbir yerinde kimsenin razı olmayacağı bu zorbalığa biz razı olacak mıyız?