
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), 27 Haziran 2011 günü utanç verici bir karar
alarak, dünyanın ezilen halklarına karşı Batı emperyalizminin
hukuk kılıfını kullanan vurucu gücü olduğunu bir kez daha
kanıtladı. ABD'nin, AB'nin ve NATO'nun faşist sömürgeci
saldırısına karşı vatanlarını savunan Libya lideri Muammer
Kaddafi, oğlu Seyfülislam Kaddafi ve Libya istihbaratının başında
bulunan Abdullah El Senussi hakkında insanlığa karşı suç
işledikleri gerekçesiyle tutuklama kararı çıkardı.
Hollanda'nın Lahey
şehrinde bulunan UCM, soykırım, insanlığa karşı suç, savaş suçu ve henüz tanımı yapılmadığı için yürürlüğe girmemiş
olsa da saldırı suçunu yargılamak için kurulmuş uluslararası
bir mahkemedir. Bu suçların nitelikleri göz önüne alındığında,
dürüst bir insan, UCM'den, petrolüne, bağımsızlığına ve
toprak bütünlüğüne göz diktikleri Libya'ya karşı vahşi bir
savaş başlatan ABD başkanı Obama, Fransa cumhurbaşkanı Sarkozy,
İngiltere başbakanı Cameron, İtalya başbakanı Berlusconi gibi
emperyalist haydutlar hakkında tutuklama kararı çıkarmasını
bekler. Oysa, UCM, tam tersini yaparak, bu zalimlerle birlik oluyor
ve saldırıya uğrayan ülkelerini savunan Libya yöneticilerinin
üzerine hukuk bayrağını sallayarak çullanıyor.
UCM'nin ilk bakışta
şaşırtıcı görünen bu davranışı, kuruluşunu sağlayan Roma
Antlaşması'nın yürürlüğe girdiği 1 Temmuz 2002'den bu güne,
sadece Afrikalıları soruşturduğunu ve yargıladığını
öğrenince, anlam kazanıyor. UCM, soykırım, insanlığa karşı
suç ve savaş suçunun sadece Uganda, Demokratik Kongo Cumhuriyeti,
Sudan ve Orta Afrika Cumhuriyeti ve Kenya'da meydana gelen çatışmalarda
söz konusu olabileceği kararına vardı. 2002'den bu yana,
Amerika'nın ve Avrupalı müttefiklerinin Irak'ta ve Afganistan'da
milyonlarca insanın ölümüne, yaralanmasına, topraklarından
sürülmesine yol açan işgallerini, İsrail'in ve baş destekçisi
Amerika'nın Filistin'de ve Lübnan'da yüz binlerce insanı evsiz
barksız bırakan saldırı ve işgallerini, her nedense soykırımın,
insanlığa karşı suçun ve savaş suçunun işlendiği olaylar
olarak görmedi, soruşturmadı ve yargılamadı.
UCM, Batı
emperyalizminin, insancıl hukuku, zayıf ülkelerin iç işlerine
karışmak için kullanmalarını sağlayan bir maşadır; sömürgeci
zorbalığın aletidir. UCM, zengin haydutların emrinde sadece
yoksulları, zayıfları ve mazlumları kesen bir kılıçtır.
Uluslararası adalete değil, dünyayı haraca bağlamış
emperyalistlerin orman kanununa hizmet eden bir kurumdur.
UCM, emperyalizme karşı
direnen Libya yöneticileri hakkında tutuklama kararı vererek savaş
suçu işlemiştir. Zalimin hizmetindeki kararlarıyla kendi kendini
teşhir eden UÇM, daha şimdiden halkların vicdanında mahkûm
olmuştur. Fakat halkların vicdanında mahkûm olmanın devamı da
gelecektir. Dünya işçi sınıflarının ve ezilen halkların devrimci mücadelesi sonucunda hukukun h'sinin geçerli olduğu bir dünya kurulduğunda, hiç kuşkunuz olmasın, bu utanç verici kararları talep eden savcılar ve bu gayrimeşru kararları veren yargıçlar, emperyalist efendileriyle birlikte, savaş suçlusu olarak yargılanacaklardır.