Amerikan emperyalizmine yön veren dev kapitalist şirketlerin liberal karşıütopyası, bütün
dünyayı sebestçe at koşturdukları tek bir alana çevirmektir. Bu dünyada Amerikan tüketimciliğini benimsemiş, kapitalist piyasaya
iman etmiş ücretli köleler, kapitalist sömürüyü doğal görecek, dolar milyarderlerinin emrinde onların hayatına gıpta
ederek yaşayacak, yoksul ve işsiz kaldıklarında bunun kendi
kabahatleri ve beceriksizlikleri olduğunu düşünerek kaderlerine razı olacaklardır.
Güçlü bir ordu, güçlü bir istihbarat örgütü, her yerde hazır ve nazır bir baskı ve
kontrol sistemi, kitle aldatma silahına dönüştürülmüş bir
medya düzeni, beyin yıkayan üniversiteler, beyinleri uyuşturan
tapınma kurumları, beyinleri oyalayan eğlence sanayii, bu
kapitalist karşıütopyanın başlıca gerekleri arasındadır. Sözü
edilen karşıütopyaya ulaşmanın önemli bir ayağı, aydınları,
devrim ve sosyalizm mücadelesinden uzaklaştırıp halkın acılarına
ilgisiz, yurdunun ve dünyanın sorunlarını dert edinmeyen, tek
gayesi mümkün olduğu kadar haz peşinde koşmak olan mülkiyetçi bireylere dönüştürmektir.
Taraf gazetesi, liberal kapitalist karşıütopyanın gerçekleştirilmesi için sefer görev
emri Türkiye'ye çıkmış kişilerin yönettiği bir Amerikan
projesidir. Amerikan emperyalizminin güdümünde yayın yapan bir
psikolojik savaş aygıtıdır. Amerikan militarizminin sesi olan
Taraf, Amerika'nın bölgede hâkimiyet planları doğrultusunda
sistemli olarak kontrgerillanın yanıltmaca kampanyalarını
yürütür. Taraf antikomünisttir; devrime, sosyalizme,
bağımsızlığa, halk egemenliğine, halkın kapitalizme ve
emperyalizme karşı örgütlü mücadelesine düşmandır. Amacı
ülke aydınlarını, üniversite gençliğini Amerikan planlarına
bağlamak, onları kapitalizmin gönüllü köleleri yapmaktır.
Taraf, bu amaçla, komünizmden ve sosyalizmden dönmüş aydınları, devrimcilikten
vazgeçmiş yazarları, komünizmle faşizmi bir tutan ekşimiş
akademisyenleri, okurlarını ifsat etmek için kullanırken;
kokuşmuş gericilere, görevli polislere, kulağı kesik
istihbaratçılara, hiçbir etik kaygısı olmayan hırs küpü yeni
yetmelere Amerikan savaş planları doğrultusunda nokta atışları
yaptıran bir gazetedir. Bir sansasyon gazetesi olan Taraf, sol
gösterip sağ vurabilmek için kendisine sözüm ona özgürlükçü
bir görünüm vermeye de dikkat eder. Taraf, bu özgürlükçü
cilayla sömürgeci savaşları özgürlük seferi olarak pazarlar;
en utanmazca yalanları büyük bir ciddiyetle sunar, akı kara
gösterir; en azgın iftiralara başvururken herkese ahlak dersi verir.
Taraf, militarizme, darbelere, soykırımlara, katliamlara karşı olduğunu iddia eder,
ama bu karşıtlık ilkesel değildir. Geçmişle veya artık
Amerikan emperyalizminin hedef tahtasına oturttuğu çevrelerin
eylemleriyle sınırlıdır. Taraf, Amerikan emperyalizminin
savaşlarını, soykırımlarını, katliamlarını, işgallerini
kural olarak eleştiri dışı bırakır; Amerika'ya karşı çıkan
çevreleri ve yönetimleri ise her kötülüğün yaratıcısı kanlı
diktatörler, faşistler, halk düşmanları olarak tasvir eder.
Türkiye'yi Amerika'nın ve İsrail'in çıkarları için Arap ve
İslam halklarıyla savaş noktasına getirmeye özel olarak ağırlık verir.
ANF'nin
26 Haziran 2011'de verdiği bilgiye göre, Öcalan; Ahmet Altan,
Yasemin Çongar, Cengiz Çandar ve Hasan Cemal'e selamlarını
iletti: "Ahmet Altan ve Yasemin Çongar'a selamlarımı iletiyorum.
Ahmet Altan'ın yazılarını okuyorum. Özgürlükçü yanının
güçlü olduğunu biliyorum. Onların Taraf gazetesiyle önemli bir
özgürsel yol açtığını biliyorum. Bunu çok değerli ve önemli
buluyorum. En değme solcudan daha yararlı ve cesur buluyorum. Taraf
gazetesinin Türkiye'deki hegemonik yapıya eleştiriler yaparak
özgürlüksel bir duruş sergilediler. Benim Taraf gazetesine
eleştirilerim de var. Onları zaman zaman eleştirdim de. Ama benim
bu eleştirilerim onların bu değerli, özgürsel yanını ortadan
kaldırmaz. Eleştirilerim var ve bunu da anlasınlar. Zaten Kürt
sorununa, toplumsal konularda da eleştirisel yaklaşmak gerekir.
Yasemin Çongar'ın da yazılarını aynı çerçevede buluyorum.
Değerlidir, özgürlük yanı gelişkindir. Onun edebi yanı da,
yönü de var, gelişmiştir. Daha önce edebiyat üzerine yazdığı
yazıları okuyordum. Son zamanlarda yazmıyor ya da ben alamıyorum.
Cengiz Çandar ve Hasan Cemal'e selamlarımı iletiyorum."
Taraf gazetesi de 27 Haziran günü bu selama, "Ve aleykümselam Apo!"
diye karşılık verdi.
Devrimciliğe ve sosyalizme duyduğu nefreti Sudaki İz romanından bu yana hiç eksiltmeden sürdüren Ahmet Altan, Taraf gazetesinin genel yayın yönetmenidir. Doğan Holding medya grubunun Vaşington
muhabiri iken, Türkiye'yi Irak işgaline razı etmek için CİA'nın ve Pentagon'un ürettiği her yalanı gerçeğin ta kendisiymiş gibi
Türkiye'ye boca eden Yasemin Çongar, Taraf'ın genel yayın yönetmeni yardımcısıdır. Cengiz Çandar ve Hasan Cemal,
Türkiye'nin Irak işgaline katılması için sistemli kampanya yürüten iki medyaşordur. Bu dörtlü, medya, diplomasi ve
istihbarat çevrelerinde Amerikan elemanları olarak bilinir, "sahibinin sesi" olarak değerlendirilir. Bu takımın
2002-2003'lerde neler yaptığını hatırlamak isteyenler, Ürün Yayınları'nın çıkardığı Mahşerin Kapısında kitabına, özellikle de, "ABD'nin Kamuoyu Oluşturma Gücü" başlıklı makaleye bakabilirler. (s. 96-111).
Öcalan'ın "En değme solcudan daha yararlı ve cesur buluyorum" dediği
Taraf yöneticilerinin dünyada, bölgede ve Türkiye'de emperyalist-kapitalist hegemonyaya nasıl hizmet ettiklerini gösteren
habercilik politikalarından sadece üç örnek verelim.
|
PKK iki halkın da düşmanı
Taraf / FARUK BALIKÇI, ADEM TAYAN, SELİM KEMALOĞLU, ABDURRAHMAN ERMİŞ, MUSTAFA ARISÜT -
Istanbul - 11.12.2009
Kürtlerin de mesafeli yaklaşarak 'provokasyon' endişesi
taşıdığı Tokat'taki katliamı üç gün sonra üstlenen PKK,
barış sürecini sabote etti |
|
Anıtkabir'i vurabilirler
BBC/AP - Istanbul - 29.09.2009
G-20 Zirvesi'nde ikinci nükleer tesisinin varlığını açıklayan, ardından da kısa menzilli füze deneyen İran, dün iki bin 250 kilometre menzile sahip Şahab-3 füzelerini fırlattı. İsrail ve ABD'nin Körfez'deki üslerinin yanı sıra, başkent Ankara ve İstanbul da Şahab-3 füzelerinin menzili içinde bulunuyor |
Emperyalizme ve kapitalizme karşı örgütlü bir halk hareketi yaratmaya çalışan çevreler, son yıllarda Amerika'nın Türkiye'ye ve bölgeye yönelik psikolojik savaşında kullandığı en yararlı medya organlarından biri olan Taraf'ı teşhir edebilme ve böylece etkisini kırma başarısını elbirliğiyle gösterebilmişlerdi. Taraf'a kefil olmak, onu övgülere boğmak ve aklamak, bu çevreler için kendi ayağına kurşun sıkmak demektir. Taraf'a selam vermek, Amerikan emperyalizmine selam vermektir. Hukukun h'sinin geçerli olduğu bir dünyada savaş suçlusu olarak yargılanmaktan kurtulamayacak olan medyaşorlara bizim verecek selamımız yok.