Bağımsız
Avrupa düşünce kuruluşu LEAP/E2020'nin araştırmacıları,
2008'in eylül ayında Amerikan ekonomisine büyük bir darbe vuran
şoku daha aynı yılın Şubat ayında öngörmüşlerdi.
Bir
yılı aşkın bir zaman önce aynı ekip 2011 yılının ikinci
yarısında küresel sistem krizinin gelişiminde önemli bir dönem
olacaktır öngörüsünde
bulundu. Şu ana kadar bütün göstergeler krizin
iki temel eğiliminin bir potada patlayıcı bir karışım haline
gelmek üzere olduğunu gösteriyor. Örneğin altın ve gümüş
gibi piyasalardaki oynaklık (volatilite) artıyor ve en güçlü
şirketler güç kaybediyorlar, Londra ve Washington kendi
sorunlarını gizlemek için Yunanistan sorununu öne çıkarıyorlar
ve Amerikan bankalarının merkezi olan Wall Street ile İngiliz
bankalarının merkezi olan City, Avrupa Merkez Bankasını (ECB)
kendi kontrolleri altına almak için son bir girişimde
bulunuyorlar.
GEAB (Globale Europe Anticipation Bulletin) 55 nolu Basın Açıklaması
(16 Mayıs 2011)
Son aylarda dünya hemen hemen kesintisiz bir dizi jeopolitik, ekonomik
ve mali şoklarla karşı karşıya kalmıştır. Bize göre bu
şoklar travmatik sonuçları olacak bazı olayların ön
işaretleridir.
Aynı zamanda uluslararası sistem yapısal
zayıflıklar dönemini geride bırakıp tümüyle genel bir çürüme
dönemine girerken eski ittifaklar dağılmakta ve hızla yeni çıkar
ortaklıkları oluşturulmaktadır. Son olarak, başta ABD olmak
üzere en önemli batılı ülke ekonomilerinin borç yükü ilk
kez, tarihsel olarak görülmemiş bir düzeye ulaşırken, küresel
ekonomide gözle görülür ve kalıcı bir iyileşme ümidi de
buharlaşmıştır.
Bu arada uluslararası ödeme işlemleri
için doların konumu çok önemli: dolar üzerinden yapılan
hesaplamalara göre Çin ekonomisinin 2030'da veya 2040'ta, belki de
2050'de Amerikan ekonomisini geçeceği bekleniyordu fakat gelişmekte
olan ülkelerin paralarındaki alımgücü değişimlerinden yola
çıkılırsa, İMF ye göre bu tarih çok yakına gelebilir ve 2016
olabilir.
Mevcut
küresel sistem krizinde en az iki temel eğilim görebiliyoruz:
küresel jeopolitik dengelerdeki bozulma ve küresel ekonomik ve mali
kriz. Bu yılın ikinci yarısında, biz bu iki eğilimin patlayıcı
bir karışım haline geleceğine inanıyoruz.
Bu süreçte
uluslararası para sistemi, daha doğrusu, uluslararası para kaosu
katalizör olacaktır. Japonya'da Mart ayında yaşanan son felaket
ve ABD'nin büyük borç yükünü önemli ölçüde azaltmak için
kısa vadede gerekli tedbirleri alacak kapasitede olmamasının
görülmesinden dolayı bu olasılık önemli ölçüde artmış
bulunmaktadır. Geçen Haziran ayında "parasal genişleme"nin
-ABD merkez bankası FED kendi devlet tahvillerini satın aldı ve
böylece dolaşıma daha fazla dolar getirdi- ikinci turu tamamlandı
ve bu da "ABD para birimi doların değeri dünyanın geri
kalanının sorunudur" anlayışı döneminin sonunu işaret
etmektedir. Temmuz ayından itibaren ABD doları dünyanın geri
kalanı ve ABD nin kendisi için en önemli tehdittir. Geçen on
sekiz yılda, avronun çöküşü hakkında gazete başlıkları
konusunda uzmanlaşmış İngiliz ekonomi gazetesi Financial Times
bile geçen ay (bir iç sayfada da olsa) bir makalede "dolar
avrodan daha büyük bir tehlike" başlığını attı.
Önümüzdeki
aylarda FED'in yanlış kumar oynadığı görülecektir: ABD
ekonomisi, ekonomiye pompalanan trilyonlarca dolara rağmen 2008
yılında girdiği çok derin resesyondan asla çıkamamıştır.
ABD'de konut fiyatları yeniden düşmektedir ve şu anda konut
fiyatları 2009 yılında kırılan düşük konut fiyatı rekorunun
da altına düşmüş bulunmaktadır. Sonuç olarak, yeniden on
milyonlarca Amerikalı trajik bir ekonomik ve finansal durumla karşı
karşıyadır. ABD ekonomisinin değeri gayrimenkul piyasası esas
alınarak hesaplandığından dolayı konut fiyatlarındaki düşüş
de bize resesyonun hala sürdüğünü göstermektedir.
Amerikalıların
büyük çoğunluğu bunun farkında: halkın yüzde 80'i ekonominin
hasta olduğuna inanıyor.
FED uluslararası finansal piyasaların baskısı altında olduğu için "parasal
genişleme"nin üçüncü turunu başlatacak durumda değildir;
bu yüzden de, faizlerin nasıl yükseldiğini, patlayan ABD kamu
borç maliyetini, dünyanın çok derin bir resesyona girişini,
menkul kıymetler borsalarındaki çöküşü ve bütün bu
gelişmelerin etkisiyle doların öngörülmesi mümkün olmayan bir
değişkenlik gösterişini (ki bize göre bu değişkenlik %30 luk
bir değer kaybıyla sonuclanacaktır) çaresizce izlemekten başka
bir şey yapamayacaktır. ABD devlet tahvillerinin en önemli
alıcısı FED'in ani yokluğu bu pazarın çökmesine ve ABD devlet
tahvillerinin dünyadaki en likit ödeme aracı olarak eşsiz
konumunu kaybetmesine neden olacaktır. (Çünkü ABD devlet
tahvilleri her zaman en hızlı sekilde paraya çevrilebiliyordu).
Şimdi ABD devlet tahvilleri sahipleri
bu tahvilleri hızla elden çıkarmak isteyeceklerinden dolara olan
talep ilk başta artacak; buna paralel olarak da, doların değeri
artacaktır. Ama dolar arzı dolar talebini geride bırakacağı için
de dolar yenıden değer kaybedecektir. Bu iki gelişme 2011'in
ikinci yarısında doların diğer önemli para birimleri ve altın
karşısındaki durumunu belirleyecektir.
Aynı zamanda avro bölgesi ülkeleri, BRICS ülkeleri (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin
ve Güney Afrika) ve emtia (hammadde) üreten ülkeler, kendi
aralarındaki işbirliğini güçlendirecek ve 1944 Bretton Woods
anlaşmasıyla kurulan ve ABD/İngiltere ikilisinin kontrolünde olan
uluslararası kurumları (örneğin IMF, Dünya Bankası ve Dünya
Ticaret Örgütü WTO gibi) kurtarmak için tekrar bir girişimde
bulunacaklardır. Bu kurtarma girişimi son bir girişim olacaktır,
çünkü bugüne kadar uluslararası alanda güçlü bir izlenim
bırakamayan Barack Obama'nın 2012 seçimleri öncesi birdenbire iç
politika sorunlarında risk almaya cesaret eden bir devlet adamı
oluvereceğini varsaymak gerçekçi değildir.
Gümrük Duvarları, ticaret kısıtlamaları, ihracat ambargoları, döviz
rezervlerinin çeşitlendirilmesi, hammadde avcılığı, genel
enflasyon ...yeni bir küresel ekonomik, sosyal ve jeopolitik şokun
ön işaretleri:
Çin son zamanlarda nakliyecilerin grev yapmasına yol açan yurtiçi akaryakıt
fiyatlarındaki artışı durdurmak gerekçesiyle tüm dizel
ihracatına son verdiğini duyurdu. Çin'in ihracatına bağımlı
olan Asya ülkeleri bu sorunu nasıl çözeceklerini araştırmakta.
Birkaç ay önce
tahıl ihracatını durduran Rusya şimdi de, ülke içindeki
sıkıntıları sona erdirmek ve fiyat artışlarını sınırlamak
gerekçesiyle bazı petrol ürünleri ihracatını durdurdu.
Bir yandan Suudi Arabistan'ın petrol rezervlerinin boyutları hakkında şüpheler ve
üretimi artırması tartışılırken, diğer yandan, temel gıda
fiyatlarının yükselmesine karşı tüm Arap dünyasındaki siyasi
ve toplumsal istikrarsızlık devam etmektedir.
ABD'de her anormal hava koşulu hemen meydana gelebilecek sıkıntı riskine sebep
oluyor son zamanlarda Mississippi'deki sel baskınında olduğu gibi.
Görünüşe göre ABD'de üretim ve taşıma dağıtım
sorunlarında esneklik yok, en ufak bir sorunda hemen stratejik
rezervlere başvuruluyor. Bu arada benzinin litresi 1 doları geçince
Amerikan halkı arabalarının deposunu doldurmak için gıda
harcamalarını kıstı.
Avrupa'da, sosyal güvenlikteki sınırlamalar ve İngiltere, Yunanistan, Portekiz,
İspanya ve İrlanda'da aşırı tasarruf tedbirleri nedeniyle yoksul
sayısı patlayarak artacak.
Avrupa Birliği (AB), özellikle Asya'dan ithalatı yavaşlatmak için, kendi
cephaneliğinde olan tüm gümrük silahlarını kullanıma hazır
hale getirdi. AB bütün gelişmekte olan ülkeler için tercihli
tarife sistemini revize etti, özellikle de BRICS ülkelerini
(Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) dışlamak için.
Ayrıca 2010 yılı sonunda anti-damping ve güvenlik tedbirlerinin
uygulanmasını kolaylaştırmak için yasalar sessizce çıkarıldı:
Şimdi bu yönde karar almak için üye devletlerin salt çoğunluğu
yeterli, oysa önceden nitelikli çoğunluk gerekliydi.
Bu arada, merkez
bankaları dünya çapında altın satın almaya devam ediyorlar ve
kendi rezervlerinin çeşitlendirilmesini hedeflediklerini az veya
çok açıkça ilan ediyorlar.
ABD devlet tahvillerinden ve dolardan çekilerek doların bizce bu durumda
kaçınılmaz olan devalüasyonunu ve ABD'nin ticari avantaj
sağlamasını engellemeye uğraşıyorlar.
2008 ve 2010 arasında en önemli merkez bankalarının (FED, ECB, Japonya ve
İngiltere Merkez Bankası) doğrudan küresel ekonomiye 5 tirilyon
dolardan fazla para pompalamalarından dolayı, dünya çapında
enflasyon yükselmeye başladı. Merkez bankaları ne yapacaklarını
bilmiyorlar gibi görünüyor: onlar giderek tutarsız ve tehlikeli
tedbirleri almaktalar. Birçok ülkede ekonomi son derece zayıf ya
da resesyondayken enflasyonla mücadele için faiz oranlarını
artırıyorlar. Bu arada Asya'da 2008 Eylülü benzeri bir şoka
karşı silahlanmak amacıyla ülkelerin kendi aralarında mali
düzenlemeler yaptığını ve 2008 öncesi ABD güdümlü finansal
sistemden uzaklaştığını görüyoruz.
Ayrıca, bütün bölge Çin önderliğinde bölge ulaşım ağlarının da dahil
olduğu bir entegrasyon süreciyle meşgul.
Ve ABD tamamen yolunu kaybetmiş durumda: ülke sürdürülemez bir borç düzeyine
sahipken, Washington'daki politikacılar bunu bir seçim malzemesi
haline getiriyorlar. Mayıs ayında, ulusal borç tavana ulaştı, bu
yüzden tüm Amerikan hükümeti hiçbir şey yapamaz duruma gelmekle
karşı karşıya ama buna rağmen Cumhuriyetçiler borç limitinin
yükseltilmesi için hükümete yetki vermeyi reddediyorlar. Amerikan
basınında ve uluslararası basında bol bol Clinton dönemiyle
kıyaslamalar yapılıyor çünkü o dönemde de aynı problem vardı
ve çok büyük sonuçlar doğurmamıştı. Ancak Amerikan
bankerlerinin ve elit kesimin büyük bir bölümü 90'lı yılların
tersine, ABD nin şu anda "dünyanın hasta adamı" olarak
görüldüğünün farkında değiller. Herhangi bir zayıflık
işareti veya tutarsızlık, kontrol edilemez bir paniğe yolaçabilir
(ve o zaman da artık Usame bin Ladin suikastı gibi son zamanlarda
düzenlenen medya yutturmacası bile fayda etmeyebilir).
Umutsuz merkez
bankaları, hiçbir görüşü ya da planı olmayan dünya liderleri,
resesyonda ya da depresyondaki ekonomileri, yükselen enflasyon,
tehlikeli para birimleri, uçuşa geçmiş emtia fiyatları, batının
kontrol edilemeyen borçları, rekor düzeyde işsizlik, baskı
altındaki topluluklar ... hiç şüphesiz, tüm bu gelişmelerin
patlayıcı birleşimi, 2011 yılının ikinci yarısının
belirleyici olayları olacaklar!
Louis Wilms tarafından Hollandacaya çevrilmiş ve uyarlanmıştır.
Türkçeye çeviren: Sedat Satılmış
Kaynak http://www.leap2020.eu