Taraf gazetesi Mehmet Baransu imzasıyla 29 Temmuz 2011 günü "Yoldaş General" başlığı ile Hasdal Cezaevinde tutuklu bulunan Korgeneral Ziya Güler'le ilgili iki MİT belgesi yayınladı. MİT tarafından savcılığa gönderilen belgeden birinde Korgeneral Ziya Güler'in 1972 yılında THKP-C mensubu olduğu,
1989'da ise TBKP (Türkiye Birleşik Komünist Partisi) yöneticisi olduğu
iddia ediliyor. Böylece Ergenekon ile THKP-C ve TBKP arasında bağlantı
kurulmaya çalışılıyor.
Son dönemin flaş isimlerinden "önüne konanı yayar" gazeteci Mehmet Baransu imzasıyla yayınlanan haberde Ziya Güler'in binbaşı ya da yarbay
rütbesiyle TBKP Polit Bürosu'na yazdığı değerlendirme yazısı yer aldı.
Mehmet Baransu'yu tebrik etmek gerekiyor. Türk Silahlı Kuvvetleri içinde açık açık komünist faaliyet sürdüren subayın TBKP'nin Polit Bürosuna yazdığı değerlendirmeyi bulup yayınlayarak büyük bir iş başarmış. Baksanıza
adını saklama gereği bile duymamış, oysa böyle raporların daima parti
adıyla, müstear adla yazıldığını herkes bilir. Baransu keşke biraz daha
araştırma yapsaydı da TSK mensubu Ziya Güler'in Avrupa' nın çeşitli ülkelerinde yapılmış Komünist ve İşçi Partileri toplantılarına katıldığını da (yıllık izinlerini bu toplantılarda harcamayacağına göre mutlaka görevli gitmiştir. Alın size komünistlerle Ergenekon arasında
bir bağlantı daha.) ve buralarda yaptığı konuşmaları da bulup yayınlayabilseydi. Böylece hem haber güçlenir, hem de Ergenekon'u sola komünistlere bulaştırma çabası daha doyurucu, daha inandırıcı bir hale gelirdi.
Gazeteci
sıfatı taşıyan ama gazeteciliğin en basit kurallarını es geçerek, önüne
konan her belgeyi tereddütsüz doğru kabul eden Taraf bir kez daha faka
bastı. Çünkü TBKP'li Ziya Güler'in Korgeneral Ziya Güler'le uzaktan
yakından bir ilgisi yok. Ziya Güler, TBKP Merkez Komite üyesi ve Federal Almanya Yöre Sekreteri Feridun Gürgöz'ün parti adı.TBKP Polit Bürosuna Ziya Güler imzasıyla yazılan değerlendirme de ona ait. Feridun Gürgöz, TÜSTAV tarafından yayınlanan anılarında Ziya Güler adını kullandığını açıklamıştı.* (Feridun Gürgöz, Saat Geri Dönmüyor, TÜSTAV Sarı Defter Dizisi İstanbul, Nisan 2007)
Taraf gazetesi önüne konan belgeleri "ulaşılan belge" anonslarıyla yayınlarken o belgeleri doğrulatma ihtiyacı duymuyor. Ya kendisine belge
ulaştıranlara herkesten fazla güveniyor, ya da mesleğinin temel
kurallarına bağlı kalarak gazetecilik yapmayı zahmetli bir iş olarak
görüyorlar. "Ulaştırılan" bilginin doğruluğunu yanlışlığını araştırmak,
başka bir kaynaktan doğrulatmak zor zahmetli
olabilir; ama bu konuda kolayca başvurabileceği bir kaynağa başvurmamaları gerçekten düşündürücü. Haberi yazanlar, gazeteye koyanlar kendi gazetelerinde köşe yazarlığı yapan, TBKP eski Genel Sekreteri Nabi Yağcı'ya " Korgeneral Ziya Güler'in TBKP'nin üyesi, yöneticisi olup olmadığını" neden sormadılar acaba? Taraf Gazetesinin muhabirleri, editörleri "belge servisçilerine" kendi köşe yazarlarından daha fazla güveniyor olabilir mi?
Taraf ve Baransu'nun bu haberi asparagas ve dezenformasyonun zirvesini oluşturuyor. Devrimcileri ve komünistleri karalamak için hiç bir fırsatı kaçırmayanlar, yine tongaya düştü. Taraf'ın ve
Baransu'nun MİT'çi "yoldaşları" onları fena yanılttı. Bakalım bu kez minareye nasıl bir kılıf uyduracaklar...
30 Temmuz 2011 Cumartesi, Birgün
* Bahsi geçen kitapla ilgili Ürün Sosyalist Dergi sayı 25'de (Ocak 2009) çıkan yazı
Taraf'a servis edilen haber;
YOLDAŞ GENERAL - MEHMET BARANSU - Istanbul -
Hava Kuvvetleri Komutanlığı için sıradayken Balyoz'dan
tutuklanan Korgeneral Ziya Güler hakkında MİT yazı yazdı: 1972'de
THKP-C'den yargılandı, 1989'da TBKP'liydi...
Taraf, Balyoz soruşturması kapsamında tutuklanarak
Hasdal Kışlası'ndaki askeri cezaevine gönderilen Hava Eğitim Komutanı
Korgeneral Ziya Güler'le ilgili çok ilginç iki belgeye ulaştı. MİT'in,
Ergenekon soruşturmasını yürüten özel yetkili savcılara gönderdiği
belgelerde Korgeneral Ziya Güler'in, 1972 yılında yasadışı sol örgüt
THKP Cephesi mensubu olduğu için tutuklandığı belirtiliyor. 1989 tarihli
bir başka belgede ise Güler, "Değerli Yoldaşlar" diye seslendiği
Türkiye Birleşik Komünist Partisi (TBKP) Polit Büro'nun aldığı kararları
değerlendiriyor.
Ergenekon'da da takibe alınmış
Taraf'ın ulaştığı iki belge 6 Şubat 2009 tarihinde
MİT'ten Ergenekon soruşturmasını yürüten İstanbul Özel Yetkili
Cumhuriyet Savcılığı'na gönderildi. Gölcük Donanma Komutanlığı'ndan
çıkan yeni Balyoz belgelerinden sonra tutuklanan Korgeneral Ziya
Gülerin böylece Ergenekon'da da takibe alındığı ortaya çıktı.
Anarşik eylemlere karışmış
Adı Hava Kuvvetleri Komutanlığı için geçen Ziya
Güler'le ilgili ilk belge 1972 yılına ait. Bu belgede Güler'in Mahir
Çayan'ın lideri olduğu THKP C'ye mensup olduğu kaydediliyor. Belgede şu
ifadeler yer alıyor: "Ziya Güler, baba adı Ali, anne adı Zehra.
1952-Bandırma doğumlu. Hava Harp Okulu öğrencisi.
1- İstanbul Hava Harp Okulu 3. sınıf 2302 nolu öğrenci.
2- T.H.K.P. ve Cephesi mensubudur.
3- T.H.K.P. ve Cephesi adlı illegal örgüt
mensuplarınca meydana getirilen anarşik eylemlere adı karıştığı
iddiasıyla, İstanbul Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi'nce 29 Haziran 1972
günü tutuklanmıştır. İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri
Mahkemesinde açılan Mahir Çayan davası ile ilgili olarak
yargılanmaktadır."
Değerli Yoldaşlar
Altında Ziya Güler'in adı bulunan ikinci belgede
ise "13.10.198" tarihi var. Belgenin altındaki tarihin son rakamı belli
değil, ancak belgenin içeriğine bakıldığında 1989 yılına ait olduğu
tahmin ediliyor. Güler, binbaşı ya da yarbay rütbesindeyken ele aldığı
yazıda TBKP Polit Büro'nun aldığı kararları değerlendiriyor. İki sayfa
tutan yazıda Güler, "Değerli Yoldaşlar" diye başlıyor. Yazıda şu
noktalar dikkat çekiyor:
İktidar yasal komünistlere razı
"Sizlerin de karar tasarısında belirttiğiniz gibi,
ülkemizdeki geldiğimiz aşamada iktidarın komünistlerin fiili bir
yasallığı razı olması yönünde tavır içine girdiği izlenimimizin olduğunu
söyleyebiliriz. Bunun somutta az da olsa belirtileri vardır. Örneğin,
son ülkeye dönen iki yoldaşın TBKP üyeliğini deklere ettiği halde
bunların serbest bırakılması herhalde bu göstergelerden biri oluyor diye
düşünüyorum. Bu noktaya nasıl gelindi? Kazanımlarımızın iyi bir
değerlendirilmesi gerekiyor. Geldiğimiz noktadan sonra nasıl ileriye
adım atacağız, geçirdiğimiz iki sene içindeki nesnel ve öznel yanları
olan bu tutukluğumuzdan nasıl kurtulacağız?
Yasala çıkma çizgisi geliştirilmeli
Birlik-yasallık-yenilenme perspektiflerimizle uyum
içindedir, katılıyorum. Böylesi bir faaliyetle birlikte TBKP kurucular
hareketinin hazırlanması da doğrudur. PB'nin şu saptamasına yasallaşma
mücadelemizin özü komünistlerin ülkede demokrasinin yerleşmesine ve
rejim sorununun çözülmesine katkılarını koymalarıdır' katıldığımı da
belirtmek isterim. Bu saptamaya bağlı kalarak önümüze koyduğumuz S.ve K.
yoldaşların dönüşü ile başlayan ve nesnel, öznel nedenlerle geç olarak
da olsa yurtdışından dönüşlerle yeni bir aşamaya gelen yasala çıkma
çizgimizi kararlı bir geliştirmeliyiz.
S. ve K. yoldaşlar rejimi zorladı
S ve K yoldaşların başlattığı adım o günkü rejimi
zorlama eylemimizdi, kazanımları tüm demokrasi güçleri açısından bugün
biz daha iyi görebiliyoruz, bizim dışımızdaki maksist çevrelerde
inanıyorum ki bu görüşlerimize katılıyorlardır. (en azından bir bölümü).
Bu anlamda TBKP kurucular hareketinin başlamasıyla rejimi zorlamanın
yeni evresi yaratılabilir ve yaratılmalıdır da diye düşünüyorum. Bu
faaliyette şimdiye kadar, özellikle geri dönüşlerdeki ataletin içine
düşülmemesi dikkat merkezimizde olmalıdır diye düşünüyorum.
Marksist güçler farklı yorumlayabilir
Biz, yasallaşma sürecimizin değişik variyantlarını
düşünüp "adımlar kompleksi" hazırlamak zorundayız diye düşünüyorum.
Örneği, yığınsal TBKP üyeliğinin açıklanması, başka bir adım, bu
üyelerin davaya dahil edilmelerini isteme gibi bir girişim vb... Tüm
bunların sonucu geldiğimiz noktada TBKP'nin yasallığı girişimimiz yine
de marksist güçler arasında farklı yorumlanabilir, bunu göğüslemeliyiz,
diye düşünüyorum. Demokratikleşme yönündeki mücadeleye bizim özgün
katkımız, geçmişin günahları ve bazı önyargıları kapsayarak marksist
çevreler arasında hemen kabul görmüyor. Bunu bir süreç içinde aşacağız
diye düşünüyorum.
Gözlerinizden öperim
Karar tasarısında son bir yol içinde yenileme
anlayışına ve yasallaşma ve birlik hedeflerine uygun bir eylem hattının
ortaya konamaması, alınan kararların da uygulanamamasıdır. PB bu saptamayı yapıyor. Bu saptamaya katılıyorum.
Şimdi bu noktadan çıkarak MK bu hedeflere bağlı
somut kararlar alabilmeli önümüzde ki 4-5 aylık pratik faaliyetimizi,
atılacak adımları somutlamalıdır. Özetlersem, PB'nun karar tasarısına katılıyorum. Böylece MK, TBKP 1. Kongre kararlarını yaşama geçirme
yönünde somut bir adım daha atmış olacaktır düşüncesindeyim.
Çalışmalarınızda başarılar diler, gözlerinizden öperim."