Tunus'ta Cumhurbaşkanı Fuad Mebezaa
26 Temmuz 2011 günü imzaladığı kararnameyle olağanüstü hâli
süresiz olarak uzattı. Kararname açık hava toplantılarını ve
gösterileri yasakladığı gibi, polise ve silahlı kuvvetlere
emirlere uymayan herkesi vurma yetkisi veriyor.
Mebezaa'nın kararnameye gösterdiği
bahane ise gülünç: Muhammed Buazizi'nin geçen 17 Aralık 2010'da
kendini yakmasının ardından Zeynel Abidin Bin Ali'yi deviren halk
ayaklanmasının başladığı Sidi Buzid kasabasında 17 Temmuz
Pazar akşamı yapılan gösterinin polis tarafından dağıtılması
sırasında 14 yaşında bir çocuğun ölmesi ve iki kişinin ağır
yaralanması! Yani, göstericilere ateş açan polisin insanları
öldürmesi ve yaralaması, gösterileri yasaklamanın gerekçesi
oluyor!
Aynı gün, başkent Tunus dahil
ülkenin birçok şehrinde, hükümetin istifa etmesi, işsizlik,
yoksulluk ve yolsuzluklarla kararlı biçimde mücadele edilmesi,
halk devriminin hedeflerine sahip çıkılması talebiyle kitlesel
gösteriler yapılmış ve polis gösterilerin çoğunu gaz
kullanarak dağıtmıştı.
Tunus'ta işçiler, kamu emekçileri,
köylüler, gençler, kadınlar, günlük eylemlerin yanı sıra
hemen hemen her hafta sonu ülke çapında büyük yürüyüş ve
mitingler düzenliyor. Fuad Mebezaa yönetimi ise, orta tabakaları
korkutmayı amaçlayan sistemli bir taktikle "aşırı uçlar"
olarak adlandırdığı komünistleri ve İslamcıları kargaşa
çıkarmak ve şiddete başvurmakla suçluyor.
İşbirlikçi kapitalist düzeni ayakta
tutmak isteyen Fuad Mebezaa yönetiminin derdi, kitle eylemlerini
yasaklayarak devrimi sahipsiz bırakmak. Tunus emekçileri bu yasağı
tanımayacak.
Öte yandan, kitleleri yatıştırmak
için güya "halk devriminin özlediği demokratik anayasayı
yapacak" Kurucu Meclis seçimlerinin 23 Ekim 2011'de
düzenleneceğini açıklayan yönetim, yolsuzlukla mücadele ettiği
izlenimini vermek için, Zeynel Abidin Bin Ali'yi bugün gıyabında
16 yıla daha mahkûm etti. Böylece Bin Ali'ye verilen hapis
cezaları 50 yılı geçti.