Tarih: 04.08.2011 |  Haberler
AKP hedefine ulaşamadı

Yüksek Askerî Şura'nın 1-4 Ağustos 2011 toplantısı sona erdi. Açıklanan kararlara göre, geçen hafta Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ile Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Erdal Ceylanoğlu, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Aksay'ın istifa etmesinden sonra kara kuvvetleri komutanlığına atanan ve genelkurmay başkan vekili olarak görevlendirilen Orgeneral Necdet Özel genelkurmay başkanı, 1. Ordu komutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu kara kuvvetleri komutanı, donanma komutanı Oramiral Emin Murat Bilgel deniz kuvvetleri komutanı, Hava Lojistik komutanı Korgeneral Mehmet Erten orgeneralliğe getirilerek hava kuvvetleri komutanı, kara kuvvetleri kurmay başkanı Orgeneral Bekir Kalyoncu jandarma genel komutanı oldu.

Ergenekon ve Balyoz davaları nedeniyle tutuklu bulunan 14 general ve amiral, terfi sıraları geldiği hâlde, bulundukları rütbede kaldılar.

Terfi ve atamalar topluca değerlendirildiğinde, AKP'nin ordunun olağan işleyişine göre, kara kuvvetleri komutanlığına getirilmesi gereken Orgeneral Saldıray Berk'i emekliye ayırarak, hava kuvvetleri komutanlığına getirilmesi gereken tutuklu Orgeneral Bilgin Balanlı'yı zaten üyesi olduğu Yüksek Askerî Şura üyesi sıfatıyla kızağa alarak tasfiye ettiği, ancak kuvvet komutanlıklarına yine hoşlanmadığı ve tasfiye etmek istediği komutanları getirmek zorunda kaldığı görülüyor. AKP, bütün çabasına rağmen, orduyu mutlak iktidarı altına alamadı; yine, kendisiyle işbirliği yapan ama biat etmeyen komutanlarla çalışmaya devam etmek zorunda kalacak.

AKP'nin kazancı, Orgeneral Necdet Özel'i iki yıl önceden genelkurmay başkanlığına getirmesi, en istemediği isimleri tasfiye etmesi ve özel yetkili mahkemeler aracılığıyla saldığı dehşetle terfi ve atamaları sistemli olarak etkilemeye devam edeceğini göstererek biat etmeyen generallere bir kez daha gözdağı vermesi oldu.

AKP'nin kaybı, kendisiyle işbirliğini sürdüren ama biat etmeyen ordu üst yönetiminin istifa ederek AKP'yi kamuoyu önünde suçlaması, buna rağmen yeni komuta kurulunu kendisini suçlayan çevreden olduğu belli komutanlardan oluşturmak zorunda kalması oldu.

Dolayısıyla, önümüzdeki dönemde AKP'nin orduyu da mutlak iktidarının aleti durumuna getirme çabalarının devam edeceğini, orduya yönelik yeni suçlama, tutuklama ve tasfiye çabalarının gündeme geleceğini bekleyebiliriz.

Daha iki yıl görevde kalabilecekken AKP'yi suçlayarak görevden ayrılan Işık Koşaner'in ve arkadaşlarının kamuoyuna verdiği mesajın yeni komuta kurulu ve bir bütün olarak silahlı kuvvetler tarafından ne kadar takip edileceği, kurumsal olarak AKP paşaları döneminin açılıp açılmayacağı veya ordu üst yönetiminin AKP'yle işbirliğinden vazgeçip geçmeyeceği sorularının yanıtlanmasında önemli bir paya sahip olacak. Tabii kapitalist iktidar bloku içerisindeki bu gelişmeleri, daha geniş bağlamda, ülkede işçi sınıfının, şehir ve köy emekçilerinin, başta Kürtler olmak üzere ezilen halk muhalefetinin mücadelesi, kapitalist ve emperyalist egemenler ile bölge ve dünya emekçi halkları arasındaki mücadelenin seyri belirleyecek.