Hüsnü Mübarek yönetimini yıkan
halk devriminin ilk aşamasında yaptığı eylemler ve genel grevlerle önemli bir rol oynayan Mısır işçi sınıfı, eylemlerine devam ediyor. Devrim güçlerinin, halkın temel
taleplerini savsaklayarak işbirlikçi kapitalist düzeni küçük değişikliklerle sürdürmek isteyen askerî yönetime karşı Temmuz 2011'de gerçekleştirdiği kitlesel atılımda da işçi
sınıfının payı büyük oldu.
İşçi eylemlerini gözleyen "İnsan Hakları İçin Yeryüzünün Çocukları Merkezi" adlı demokratik
kitle örgütünün verdiği bilgilere göre, Temmuz ayında işçiler 22 fabrikayı veya işyerini terketmeme eylemi (oturma eylemi), 19 grev, 20 miting, 10 protesto gösterisi ve 4 kısa süreli protesto toplantısı yaptı.
Üstelik bu grev, direniş ve eylemler askerî yönetimin Mart ayında çıkardığı kanunla grev, direniş
ve gösterileri yasaklamasına rağmen yapılıyor. İşçi sınıfı
askerî yönetimin çıkardığı bu faşist kanunu tanımıyor ve
eylemleriyle yok sayıyor. Aynı zamanda, kanunun iptali ve grev
hakkının resmen kabul edilmesi talebiyle çalışmalarını
sürdürüyor.
Askerî yönetim, grev yasağını
Hüsnü Mübarek'in 11 Şubatta devrilmesinden sonraki ilk 20 gün
içinde 168 terketmeme eylemi, 77 grev, 51 miting, 48 protesto
gösterisi, 27 protesto toplantısı yapan işçi sınıfının
eylemlerinin "ekonomiye zarar verdiği" ve "iş barışını
bozduğu" bahanesine dayandırmıştı. İş barışının
bozulmasına örnek olarak da, grev ve direnişler "yüzünden"
patronların 4200 işçiyi işten çıkarmasını göstermişti.
İşçi sınıfının sözü edilen 20
gün içinde yaptığı grev, direniş ve gösteriler, 2010 yılının
bütününde yaptıkları aynı tür eylemlerin toplamını aşmıştı. Bu olgu, devrimci bir dönemde işçi sınıfının mücadele gücünün olağan zamanlara göre ne kadar yüksek olabileceğini gösteriyor.
Temmuz ayının başında Kahire'de bir askerî mahkeme, grev ve direnişleri yasaklayan kanuna dayanarak 5
işçiyi birer yıl hapse mahkûm etmiş, ancak cezayı "suçun bir daha işlenmemesi şartıyla" askıya almıştı. Petrojet Petrokimya İşletmesinde çalışan bu 5 işçi, Petrol
Bakanlığı'nın önünde iş arkadaşlarıyla birlikte protesto
gösterisine katılmakla suçlanıyorlardı.
İnsan Hakları İçin Yeryüzünün
Çocukları Merkezi'nin verdiği bilgilere göre, Haziran ayı da
işçi eylemleri açısından hareketli bir ay olmuştu. İşçi
sınıfının en etkili eylem türü olan grevlerin sayısı Temmuz
ayına göre daha düşük olsa da, fabrikayı veya işyerini
terketmeme, miting, protesto gösterisi ve protesto toplantısı gibi
eylemlerin çokluğu nedeniyle Haziranda toplam işçi eylemi sayısı 97'yi bulmuştu.
Mısır proletaryasının egemen burjuvaziye karşı sınıf mücadelesi sürüyor. Aralıksız grev, direniş ve gösterileriyle askerî yönetimin grev yasağını her gün geçersiz kılan Mısır işçi sınıfı, grev hakkını kısa sürede yasal güvenceye kavuşturmayı da bilecek, devrimin halk
iktidarıyla taçlanması ve kapitalist düzenin aşılması hedefine de er geç ulaşacaktır.