Mısır hükümeti 11 Ağustos 2011 Perşembe günkü
toplantısından sonra yazılı bir açıklama yaptı ve 30 yıldır yürürlükte olan Olağanüstü Hâl Kanununu seçimden önce kaldırmaya karar verdiğini duyurdu.
Hükümetin yaptığı açıklamada şöyle deniliyor: "Daha
göreve geldiği gün, Olağanüstü Hâl Kanununun kendisine tanıdığı olağanüstü yetkilerin hiçbirini kullanmayacağına dair söz veren, hukukun üstünlüğüne bağlı olan, olağan
yargıyı ve olağan hukuk kurallarını işleten, sokağa çıkma yasağını kaldıran, bütün siyasi ve adli tutukluları serbest bırakan hükümet, Yüksek Askerî Konsey'le koordinasyon içinde,
ilgili kanunu, parlamento seçiminden önce yürürlükten kaldırmaya karar vermiştir."
İşbirlikçi kapitalist diktatörlüğün temel yetki belgesi olan Olağanüstü Hâl Kanununun yürürlükten kaldırılması, devrimci güçlerin başlıca taleplerinden biriydi. Hüsnü Mübarek
yönetiminin asla vazgeçmediği bu kanunu kaldırmaya Yüksek Askerî Konsey de bugüne kadar yanaşmamıştı. Konsey, kanunun yürürlükten kaldırılması için sokak ve meydan gösterilerinin bütünüyle sona ermesi gerektiğini, Mısır'da "hayat normale dönmeden"
kanunun kaldırılmasının düşünülemeyeceğini açıklamıştı.
Kanunun yürürlükten kaldırılması, Mısır devrimci
güçlerinin Temmuz ayındaki ikinci büyük kitlesel atılımının ürünü olarak görülüyor.
Yine de, hükümetin kanunu düpedüz yürürlükten kaldırdığını
ilan etmektense, kaçamaklı bir dil kullanarak, "parlamento seçiminden önce" yürürlükten kaldırmaya karar verdiğini açıklaması kuşku uyandırıyor. Açıklamadaki bu belirsizliği
kınayan devrimci ve ilerici örgütlerin yorumuna göre, askerî yönetim, ya devrimci güçlere karşı elinde zayıf da olsa bir pazarlık kozu tutmak istiyor, ya da kelime oyunlarıyla halkı
aldatmaya çalışıyor.
Olağanüstü Hâl Kanunu, olağanüstü hâl ilan edildiğinde, hükümete bütün anayasal hakları askıya alma yetkisi veren,
hükümetin uygun bulmadığı bütün parti, örgüt ve dernekleri, her türlü muhalif siyasal çalışmayı, toplantı ve gösterileri yasaklayan, sansürü resmileştiren, polisin yetkilerini sınırsız biçimde arttıran bir kanundu. Olağanüstü hâl 1981'den beri her üç yılda bir düzenli olarak uzatıldığı için, Mısır'da tam bir polis rejimi yürürlükteydi. Kanun, polise, sırf şüphe üzerine insanları tutuklama ve bu kişileri mahkemeye çıkarmadan 15 gün tutma yetkisini tanıyordu. Polis bu yetkisini 15 günde bir yenilemek şartıyla istediği kadar uzatabiliyordu. Bu kanuna bağlı olarak, binlerce muhalif neyle suçlandığını bile bilmeden ve hiç mahkemeye çıkarılmadan yıllarca hapiste tutuluyordu.