Amerika ve Avrupa emperyalistleri, Türkiye'yi Suriye'ye karşı
savaşa sürmek için AKP yönetimini kışkırtmaya devam ediyor.
Dinci-milliyetçi ve yayılmacı eğilimleri açık olan AKP
yönetimi, bölge halkları arasında bütün bölgeyi emperyalizme
ve siyonizme yem edecek yüz yıl savaşları başlatacağı besbelli
olan bu kışkırtmalardan uzak durmalıdır. Ana muhalefet partisi
CHP'nin, Suriye macerasına karşı tutum almasını önemsiyor ve
destekliyoruz. Bütün devrimci, ilerici ve barışçı güçler,
emperyalist savaş kışkırtıcılığına karşı aktif mücadele
etmeli, bu mücadeleyi bölge halklarının özgürlüğü ve
eşitliği temelinde emperyalizme ve siyonizme karşı birliğin ilk
adımı durumuna getirmelidir.
Suriye düşürüldüğünde müttefiksiz kalacağını, bu
durumun da kendisine yönelik emperyalist bir işgalin önsözü
olacağını düşünen İran, Türkiye'nin Suriye politikası
konusunda ilginç bir değerlendirme yaptı. İran'ın AKP ile Türk
Silahlı Kuvvetleri'nin yaklaşımları arasındaki farka dikkat
çeken bu değerlendirmesi, AKP yönetimini, emperyalist savaş
politikasının sonuçları konusunda uyarıyor.
* * *
Ankara Müslüman Kardeşler'in iktidarını
istiyor
Hasan Beheştipur(*)
Esad iktidarı sürerse
Suriye-Türkiye ilişkileri gerginleşecek.
Uluslararası bakış
açısından Türkiye oynadığı oyunda, insan hakları taraftarıdır, baskı yapılmasına karşıdır ve bu yüzden Şam yönetimine bu denli kızgındır. Ancak bu işin görünür tarafıdır, arka planda Türkiye ilk olarak Suriye'deki Alevilerin devrilmesini istiyor. Bu mesele Türkiye'deki sayıları 12 ile 20 milyon arasında tahmin edilen Alevileri güçsüzleştirecek.
Şam çok zor günler geçirmekte. Suriye şehirlerindeki kargaşa
olayları uluslararası ve bölgesel çoklu tepkilere neden olmakta,
ancak komşu ve dost ülke olan Türkiye'nin bu konudaki negatif
tepkisi tartışılmaktadır. Türkiye'nin bu tavrı çok
tehlikelidir ve eğer Beşşar Esad iktidarı Suriye'de devam
ederse, Şam-Ankara ilişkileri bundan sonra çok gergin geçecek.
Erdoğan hükümeti, Suriye'ye yönelik dış politikasında görünürde bastırılan halka destek vermektedir ve bu destek ABD
ve müttefikleri tarafından bölgede takip edilen politika ile paraleldir. Amerika ve müttefikleri, görünüşte, Suriye'de insan hakları ihlalleri yaşandığını ve oradaki halkı savunma
yönünde bir politika izlemekteler.
Tehlikeli oyun
Uluslararası bakış açısından, Türkiye oynadığı oyunda,
insan hakları taraftarıdır, baskı yapılmasına karşıdır ve bu
yüzden Şam yönetimine bu denli kızgındır. Ancak bu işin
görünür tarafıdır, arka planda Türkiye ilk olarak Suriye'deki
Alevilerin devrilmesini istiyor. Bu mesele Türkiye'deki sayıları
12 ile 20 milyon arasında tahmin edilen Alevileri güçsüzleştirecek.
Bundan daha önemlisi Ankara, merkezleri Suriye'nin Hama şehrinde
bulunan Müslüman Kardeşler'in (İhvan-ı Müslimin) Suriye'de
iktidara gelmesini ve Beşşar Esad'ın yerini almasını umut
ediyor. Bu gerçekleşirse uzun vadeli olarak Türkiye'nin
Suriye'deki konumu güçlü olarak tespitlenecek.
Türkiye hükümeti, Suriye'nin geleceği ve bu ülkedeki
Müslüman Kardeşler üzerine yatırım yapmaktadır. AKP, Müslüman
Kardeşler ile aynı eğilimi taşıdığından onu desteklemektedir.
Erdoğan'ın imam hatipten gelme olduğu unutulmamalıdır. Bugünkü
konjonktürde Türkiye, Suriye'deki Müslüman Kardeşler ile daha
rahat çalışabileceğini düşünmektedir, ancak bu çok riskli ve
tehlikeli bir oyundur. Çünkü eğer Ankara hesaplamalarında yanlış
yaparsa ve Şam durumu kontrol altına almayı ve sakinleştirmeyi
başarırsa, Türkiye-Suriye ilişkileri aşırı düzeyde
gerginleşecek. Daha birkaç sene önce iki ülke askeri savaşın
eşiğinden döndü.
Türk ordusu milli çıkarları önemsiyor
Suriye'deki gelişmelerde Türk ordusunun görüşü hükümet
ile paralel değil. Türk ordusu uluslararası ve bölgesel sahnede
rol oynayacağına Türkiye'nin milli çıkarlarını
önemsemektedir. Bu yüzden, NATO faaliyetleri çerçevesinde Libya
savaşına girmek, orduyu istemediği bir savaşa sokmaktan başka
Türkiye için herhangi bir sonuç getirmemiştir. Bundan daha
tehlikeli olanı, Suriye oyununa girmek olacak. Türkiye, son on
yılda pozitif bir ekonomik büyümeyi tecrübe etti, Suriye
üzerindeki tehlikeli oyuna girerse, özellikle eğer askeri
çatışmaya yol açacaksa, bu Türkiye'nin hiç kârına
olmayacaktır. Türk ordusu, Esad'ın devrilmesini isteyen ABD ve
İsrail ile işbirliği yerine, ulusal çıkarların gözetilmesini
istiyor. Orduya göre, Türkiye'nin çıkarları yabancı bir ülke
ile savaşa girmekte değil. Diğer taraftan Türkiye'de Kürt
sorunu var ve Suriye'ye karşı yapılacak askeri müdahalede
muhtemelen Şam kendi Kürtlerini silahlandırarak Türkiye'deki
silahlı Kürt grupların yardımına gönderecek.
(*) İran devlet televizyonu Ortadoğu uzmanı.
Farsçadan derleyen: Ekber Karabağ (Kanun gazetesinin
internet sitesi, İran, 10 Ağustos 2011)