Tarih: 15.08.2011 |  Haberler
İran'ın gözünden Türkiye'nin Suriye politikası

Amerika ve Avrupa emperyalistleri, Türkiye'yi Suriye'ye karşı savaşa sürmek için AKP yönetimini kışkırtmaya devam ediyor. Dinci-milliyetçi ve yayılmacı eğilimleri açık olan AKP yönetimi, bölge halkları arasında bütün bölgeyi emperyalizme ve siyonizme yem edecek yüz yıl savaşları başlatacağı besbelli olan bu kışkırtmalardan uzak durmalıdır. Ana muhalefet partisi CHP'nin, Suriye macerasına karşı tutum almasını önemsiyor ve destekliyoruz. Bütün devrimci, ilerici ve barışçı güçler, emperyalist savaş kışkırtıcılığına karşı aktif mücadele etmeli, bu mücadeleyi bölge halklarının özgürlüğü ve eşitliği temelinde emperyalizme ve siyonizme karşı birliğin ilk adımı durumuna getirmelidir.

Suriye düşürüldüğünde müttefiksiz kalacağını, bu durumun da kendisine yönelik emperyalist bir işgalin önsözü olacağını düşünen İran, Türkiye'nin Suriye politikası konusunda ilginç bir değerlendirme yaptı. İran'ın AKP ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yaklaşımları arasındaki farka dikkat çeken bu değerlendirmesi, AKP yönetimini, emperyalist savaş politikasının sonuçları konusunda uyarıyor.

* * *

Ankara Müslüman Kardeşler'in iktidarını istiyor

Hasan Beheştipur(*)

Esad iktidarı sürerse Suriye-Türkiye ilişkileri gerginleşecek.

Uluslararası bakış açısından Türkiye oynadığı oyunda, insan hakları taraftarıdır, baskı yapılmasına karşıdır ve bu yüzden Şam yönetimine bu denli kızgındır. Ancak bu işin görünür tarafıdır, arka planda Türkiye ilk olarak Suriye'deki Alevilerin devrilmesini istiyor. Bu mesele Türkiye'deki sayıları 12 ile 20 milyon arasında tahmin edilen Alevileri güçsüzleştirecek.

Şam çok zor günler geçirmekte. Suriye şehirlerindeki kargaşa olayları uluslararası ve bölgesel çoklu tepkilere neden olmakta, ancak komşu ve dost ülke olan Türkiye'nin bu konudaki negatif tepkisi tartışılmaktadır. Türkiye'nin bu tavrı çok tehlikelidir ve eğer Beşşar Esad iktidarı Suriye'de devam ederse, Şam-Ankara ilişkileri bundan sonra çok gergin geçecek.

Erdoğan hükümeti, Suriye'ye yönelik dış politikasında görünürde bastırılan halka destek vermektedir ve bu destek ABD ve müttefikleri tarafından bölgede takip edilen politika ile paraleldir. Amerika ve müttefikleri, görünüşte, Suriye'de insan hakları ihlalleri yaşandığını ve oradaki halkı savunma yönünde bir politika izlemekteler.

Tehlikeli oyun

Uluslararası bakış açısından, Türkiye oynadığı oyunda, insan hakları taraftarıdır, baskı yapılmasına karşıdır ve bu yüzden Şam yönetimine bu denli kızgındır. Ancak bu işin görünür tarafıdır, arka planda Türkiye ilk olarak Suriye'deki Alevilerin devrilmesini istiyor. Bu mesele Türkiye'deki sayıları 12 ile 20 milyon arasında tahmin edilen Alevileri güçsüzleştirecek. Bundan daha önemlisi Ankara, merkezleri Suriye'nin Hama şehrinde bulunan Müslüman Kardeşler'in (İhvan-ı Müslimin) Suriye'de iktidara gelmesini ve Beşşar Esad'ın yerini almasını umut ediyor. Bu gerçekleşirse uzun vadeli olarak Türkiye'nin Suriye'deki konumu güçlü olarak tespitlenecek.

Türkiye hükümeti, Suriye'nin geleceği ve bu ülkedeki Müslüman Kardeşler üzerine yatırım yapmaktadır. AKP, Müslüman Kardeşler ile aynı eğilimi taşıdığından onu desteklemektedir. Erdoğan'ın imam hatipten gelme olduğu unutulmamalıdır. Bugünkü konjonktürde Türkiye, Suriye'deki Müslüman Kardeşler ile daha rahat çalışabileceğini düşünmektedir, ancak bu çok riskli ve tehlikeli bir oyundur. Çünkü eğer Ankara hesaplamalarında yanlış yaparsa ve Şam durumu kontrol altına almayı ve sakinleştirmeyi başarırsa, Türkiye-Suriye ilişkileri aşırı düzeyde gerginleşecek. Daha birkaç sene önce iki ülke askeri savaşın eşiğinden döndü.

Türk ordusu milli çıkarları önemsiyor

Suriye'deki gelişmelerde Türk ordusunun görüşü hükümet ile paralel değil. Türk ordusu uluslararası ve bölgesel sahnede rol oynayacağına Türkiye'nin milli çıkarlarını önemsemektedir. Bu yüzden, NATO faaliyetleri çerçevesinde Libya savaşına girmek, orduyu istemediği bir savaşa sokmaktan başka Türkiye için herhangi bir sonuç getirmemiştir. Bundan daha tehlikeli olanı, Suriye oyununa girmek olacak. Türkiye, son on yılda pozitif bir ekonomik büyümeyi tecrübe etti, Suriye üzerindeki tehlikeli oyuna girerse, özellikle eğer askeri çatışmaya yol açacaksa, bu Türkiye'nin hiç kârına olmayacaktır. Türk ordusu, Esad'ın devrilmesini isteyen ABD ve İsrail ile işbirliği yerine, ulusal çıkarların gözetilmesini istiyor. Orduya göre, Türkiye'nin çıkarları yabancı bir ülke ile savaşa girmekte değil. Diğer taraftan Türkiye'de Kürt sorunu var ve Suriye'ye karşı yapılacak askeri müdahalede muhtemelen Şam kendi Kürtlerini silahlandırarak Türkiye'deki silahlı Kürt grupların yardımına gönderecek.

(*) İran devlet televizyonu Ortadoğu uzmanı.

Farsçadan derleyen: Ekber Karabağ (Kanun gazetesinin internet sitesi, İran, 10 Ağustos 2011)