James Petras
NATO kuvvetleri ile emirleri altındaki paralı askerlerinin, Libya'da Trablus'u işgal etmeleri nedeniyle siyasal açıdan çok trajik bir gün geçiriyoruz.
Her şeyden önce, Libya'ya ve Libya halkına karşı yürütülen bu savaşı 2000'li yılların en büyük suçlarından
biri olarak tanımlamamız gerekiyor. Gerçek şu ki, Kuzey Amerika, İngiltere ve NATO güçleri, 188 gündür bu ülkeye bomba yağdırıyor. 188 gündür süren terör ve imhanın yanı sıra NATO'nun karadaki paralı askerleri her tarafı yakıp yıkarak ilerliyorlar.
Bütün dünyada kitle iletişim araçları zafer şarkıları söylüyor ve yıkımı kutluyor.
Trablus'tan
gelen haberlere göre sadece bu hafta sonu, paralı güçler tarafından işlenen cinayetler dışında, hava kuvvetleri, 1300'den fazla insanı öldürdü ve 5000'den fazla da yaralı var.
NATO, Libya'nın kontrolünü bu paralı askerlerin elinden aldı. CNN,
BBC ve El Cezire gibi tüm televizyonlar ve bütün gazeteler, hep birlikte bu insanlık dışı savaşı kutluyor. Meksika'daki La Jornada gazetesinde bile, savaşı ve NATO'yu destekleyenlerin kutlama fotoğrafları var. Ve sadece bu da değil, başka bir
trajedimiz daha var; Avrupa'nın herhangi bir ülkesinde de, Amerika'da da, tek bir protesto bile görülmedi.
Huzurlu bir ülke ve Avrupa'daki en ileri sosyal yardım programından daha iyi bir programa sahip bir başkan imha edilirken, üzerlerine 188 gündür
bomba yağdırılırken, hiçbir barışçı veya solcu grup, bu katliama karşı protesto düzenlemedi. Fransa'da Komünist Partisi'nden, Troçkistlere ve sözüm ona anti-kapitalist partiye kadar onlarca örgüt var. Hepsi bu çatışma sürecini
"izleyeceklerini" belirterek paralı askerleri desteklediler ve
bombalamalara karşı tek bir parmaklarını bile oynatmadılar.
Arjantin, Uruguay ve Brezilya'daki solcu gazetelerde boy gösteren
ve Marksist diye bilinen bütün şu Fransız entelektüel
şahsiyetler, NATO tarafından finanse edilen, desteklenen,
yönlendirilen bu ayaklanmanın, bu oyunun parçasıdırlar.
Bu
durum büyük bir trajedidir, çünkü emperyalizm ve onun iletişim
araçlarının bu suçu desteklemelerini anlıyoruz; ama onlar
kutlamaları yaparken, solun -en iyi ihtimalle- sessiz kalışını,
hatta kutlamalara katılmasını anlamıyoruz. Sözüm ona zorbaya
karşı çıkıyorlarmış. İyi de, zorba kim? Sömürgeci bir güç,
bir ülkeye saldırıyor; bu gücün askerleri Trablus'a girmeden
önce, bu ülkenin kendi halkı tarafından desteklenen ve kendi
ülkesinde meşru olan bir hükümete yaklaşık olarak altı aydır,
binlerce, yüz binlerce füze ve bomba yağdırıyor. Ve şimdi bütün
halk, hayatını kurtarmak için elinden ne geliyorsa onu yapıyor;
hatta şayet işgali kutlamak için dışarı çıkıyorsa, bunun
nedeni, kovuşturmaya uğramamak ve cinayete kurban gitmemek
içindir.
Bu ülkenin yıkımını tamamlayıp bir sömürge
yönetimi kurduklarında, Kaddafi'nin -eğitimin ve ilacın
ücretsiz olduğu, işçilerin tatile gidebildiği- bütün sosyal
programlarını ortadan kaldıracaklar. NATO'nun hava ve deniz
terörizminden kaçmaya çalışırken birçoğu gemilerde ölen,
yarı hasarlı teknelerde görülünce terk edilen, sınır dışı
edilen binlerce göçmen var. Onlara yardımcı olmak için kollarını
bile kıpırdatmadılar. Onları görmezden geldiler, birçoğu
hayatını kaybetti. Ortada birçok suç var ve NATO'nun bu korkunç
sömürgeci savaşında, düşünmemiz gereken birçok nokta var.
Eğer kitle iletişim araçlarının ne yaptığını merak
ediyorsanız, ben size hepsinin onlardan yana olduklarını ve bu
zaferi kutlamakta olduklarını söyleyebilirim. Ama daha kötüsü
de şu ki, ne Uruguay'da, ne Arjantin'de, ne Avrupa'da, ne de
Meksika'da bu sömürgeci savaşın karşısında olan tek bir sol
gazete bulamıyorum. Uruguay'ın Brecha gazetesinin bu olay
karşısındaki tavrının ne olduğunu ve zamanımızın bu en büyük
suçu hakkında nasıl haber yaptığını bilmiyorum.
Eğer ünlü
Marksistlerin eskiden işgalleri kınayıp kınamadıklarını
soracak olursanız; evet, hepsi zamanında ülke işgallerini
kınamışlardı, Kaddafi'den çok daha gerici hükümetlere sahip
olan ülkelerin işgal edilmesini bile kınamışlardı. Troçki ve
bütün sol, Etiyopya'nın başında İmparator Haile Selasiye'nin
bulunmasına rağmen, 1935'te İtalya'nın Etiyopya'yı işgal
etmesini kınamışlardı. İmparator feodal karaktere sahipti,
fakat hiç kimsenin İtalyan faşizminin işlediği suçu kınama
konusunda şüphesi yoktu. Ama bizim dönemimizde, bütün sol, bu
işgal ve saldırıları kutluyor.
Dikkat edin, tam 188 gün
süren bir bombardımandan söz ediyorum, bir hükümet nasıl bu
kadar uzun süre ayakta kalabilir? Çünkü sadece kanıtlar
Kaddafi'nin lehindeydi.
Bir şey daha söyleyeyim, kalleş ABD
ve Avrupa ülkeleri, Libya'nın herhangi bir hava savunma gücünün
olmadığını biliyorlardı. Libya'nın deniz kuvvetlerine karşı
herhangi bir savunması olmadığını da biliyorlardı. Bu yüzden,
misilleme tehlikesi olmadan bomba yağdırmak için azgelişmiş bir
ülkenin zayıflığından yararlandılar.
Avrupa solu
Marksistler, sosyalistler, komünistler, Troçkistler ise,
herhangi bir protesto düzenlemedi. "Sol" diye adlandırdığımız
kesimlerin içinde bulunduğu durumu da derin derin düşünmek
zorundayız.
* Amerikalı sosyolog Prof. James Petras'ın Uruguay'dan yayın yapan Radio Centenario'da 22 Ağustos 2011 Pazartesi günü yaptığı yorum.