Bugün 30 Ağustos 2011. 30 Ağustos
1922'de işgalci güçleri yenilgiye uğratan her kökenden Türkiye
işçileri ve köylüleri, bu zafere dayanarak ulusal kurtuluş
savaşını başarıya ulaştırıp siyasal açıdan bağımsız bir
ülke kurmayı, padişahlığa son vermeyi, cumhuriyeti ilan etmeyi,
halifeliği kaldırıp laiklik ve kadın hakları alanında ilerici
reformlar yapmayı başardı.
Ne var ki, emekçi güçler, ulusal
kurtuluş savaşının önderliğini burjuvaziye kaptırdığı için,
ülkenin kapitalist rotada ilerlemesini engelleyemedi. Köylüye
toprak, Kürtlere ve diğer ezilen halklara özgürlük ve eşit
yurttaşlık, işçi sınıfına örgütlenme özgürlüğü
sağlayamadı. Sonuçta, ulusal kurtuluş savaşı demokratik
cumhuriyete dönüştürülemedi; CHP'nin tek partili kapitalist
diktatörlüğü, Türkiye proletaryasının temsilcisi TKP'yi ve her
türlü demokratik muhalefeti yasakladı.
Sermaye birikimini hızlandırmak
isteyen burjuvazi, işçileri ve köylüleri vahşice sömürürken
adım adım tekrar emperyalizmle işbirliğine yöneldi. İkinci
Dünya Savaşı yıllarında nazi-faşist blokuyla işbirliği yapan
burjuvazi, savaştan sonra Amerikan emperyalizminin en yakın
müttefiki oldu. Çok partili düzene geçerken TKP üzerindeki
yasağı sürdürdü, bağımsızlıktan vazgeçti, NATO'ya girdi,
"küçük Amerika" olmak için hırsla harekete geçti.
Böylece ekonomik ve siyasal gücünü
pekiştiren burjuvazi, Soğuk Savaş sırasında en azgın
antikomünizmi benimseyerek ülke içinde işçi sınıfının,
şehir ve köy emekçilerinin ve ezilen halkların demokrasi ve
sosyalizm özlemlerine karşı savaş açtı; bölgede ve dünyada
ise, sosyalist sisteme ve anti-emperyalist kurtuluş hareketlerine
karşı dünya kapitalist sisteminin sağlam üssü oldu.
Tekelleşerek işbirlikçi oligarşiye
dönüşen burjuvazi sıkıyönetimleri, katliamları, askerî
darbeleri, Kürt savaşını, kontrgerilla harekâtlarını içeren
uzun ve kanlı bir baskı süreciyle dinsel gericiliği ve faşizmi
besledi, Türk-İslam-NATO Sentezini yerleştirdi. Laiklikten ve
kadın haklarından uzaklaştı.
Bugün rejimin dinsellik dozunu gitgide
arttıran işbirlikçi kapitalist oligarşi, ülkede ve bölgede
bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizme karşı emperyalizmin sadık
hizmetkârı olarak savaş, vurgunculuk ve faşizm politikası
izliyor. Bu politika, ülkeyi ve bölgeyi kanlı bir felakete
sürüklüyor.
Türkiye işçi sınıfı, işbirlikçi
oligarşinin içte ve dışta savaş, vurgunculuk ve faşizm
politikasına karşı, bütün halkı ivedilikle barış, adalet ve
demokrasi için birleşmeye çağırıyor:
Türk ve Kürt gençlerinin
ölümüne yol açan kardeş kavgasına derhal son verilmelidir.
Kürt sorununun mutlaka barışçı yolla çözüleceği
açıklanmalıdır. Bu amaçla, operasyonlar durdurulmalı, genel af
ilan edilmeli, Terörle Mücadele Kanunu iptal edilmelidir.
KCK, Balyoz, Devrimci Karargâh,
Ergenekon davaları dahil, bütün siyasal davalar düşürülmeli,
özel yetkili mahkemeler kaldırılmalıdır.
Türkiye Libya 'ya karşı
savaştan derhal çekilmeli, Suriye'ye karşı savaş tehditlerine
ve savaş hazırlıklarına derhal son vermelidir. Türkiye NATO'dan
çıkmalı, İncirlik üssünü kapatmalıdır.
Bütün çalışanların ve
emeklilerin banka ve kredi kartı borçları silinmeli, çiftçilerin,
esnafın, küçük ve orta işletmelerin banka ve vergi borçları
iptal edilmelidir.
İşten çıkarma yasaklanmalı,
taşeron işçiler kadroya alınmalı, bankalar ve büyük
işletmeler çalışanların denetimine açılmalı, herkese iş ve
insanca ücret sağlayacak kapsamlı bir kalkınma seferberliği
başlatılmalıdır.
Gümrük Birliği'nden çıkılmalı,
yerli sanayi ve tarım korunmalıdır.
Dolar milyarderlerinin servetinin
üçte birine el konulmalıdır.
Seçim barajı kaldırılmalı,
düşünce, toplanma, örgütlenme, seçme seçilme özgürlüğü
sadece kâğıt üzerinde değil, uygulamada da tanınmalıdır.
Eğitim ve sağlık parasız
olmalıdır.
YÖK kaldırılmalı, eğitim
sistemi "halk için eğitim, halk için bilim" ilkesi uyarınca
yeniden düzenlenmelidir. Bilimsel, nitelikli, eşit, anadilde
eğitim kadın erkek her çocuğun ve gencin vazgeçilmez hakkıdır.
Çocuklar ve gençler geleceğinden emin olmalıdır.
Kadınlara toplumsal hayatın her
alanında tam eşitlik sağlanmalıdır.
Ülkeyi ve bölgeyi kanlı bir
felakete sürüklenmekten korumak için, yangına körükle giden
işbirlikçi oligarşinin yürütme komitesi AKP'yi ivedilikle
durdurmalıyız.