Tarih: 09.09.2011 |  Haberler
Sis perdesi

Amerika, Avrupa Birliği, İsrail ve NATO'nun savaş planları açısından kritik öneme sahip füze kalkanı projesine yataklık etmeyi kabul ettiğini resmen açıkladıktan birkaç saat sonra, büyük bir tantanayla İsrail'e karşı 5 yaptırım uygulayacağını ilan eden AKP hükümetinin, bu yaptırım kararıyla neyi amaçladığı tartışılıyor.

Bu karar kuşkusuz tek bir nedene bağlanamaz. Birinci ve doğrudan nedenin, İsrail'in Mavi Marmara katliamı konusunda hak ve adalet duygusunu isyan ettiren, bu arada AKP hükümetinin hiçbir politik beklentisine yanıt vermeyen faşist tutumu olduğu söylenebilir.

Amerikan emperyalizminin Türkiye masası sorumlularından Henri Barkey, 3 Eylül 2011 günü Anadolu Ajansı'na yaptığı değerlendirmede, Türkiye'nin, İsrail'e yönelik yaptırımlarla, "Libya ve Suriye konularında Arap dünyasında hasara uğrayan imajını da düzeltmek istediğini" belirtiyor. Bilindiği gibi, AKP yandaşları, Türkiye'nin Libya ve Suriye'de emperyalizmin safında kılıç sallayarak Arap halklarının gönlünü kazandığını ve saygınlığını arttırdığını iddia ediyor. Barkey, emperyalizme taşeronluk politikasının saygınlık kazandırmadığını, saygınlığın kırıntılarını bile yok ettiğini biliyor. AKP'nin, Filistin'i ve Suriye topraklarının bir kısmını işgal altında tutan, Lübnan'a saldıran, emperyalizmin karakolluğunu yapan İsrail'e karşı mücadele görüntüsü vererek Arap halklarının aklını çelmek istediği düşünülebilir. Dinci-milliyetçi bir yaklaşıma sahip olan, ABD ve Avrupa'nın bölgedeki kâhyalığına soyunarak yeni Osmanlıcı yayılma hevesini açığa vuran AKP'nin ve temsil ettiği kapitalist oligarşinin, işbilir patronlar olarak, İsrail karşıtı görüntü vermenin Arap kitleleri arasında saygınlık kazanmak için önemli olduğunu sezdikleri bellidir.

Üçüncü neden, İsrail'in Kıbrıs'la münhasır ekonomik bölge anlaşması imzalaması ve bu bölgede doğalgaz çıkarmak için işbirliği yapmasıdır. AKP hükümetinin, İsrail'i ve doğalgazı çıkarmaya talip olan Amerikan Noble Energy şirketini sıkıştırmayı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye'nin bu projeden dışlanmasını engellemeyi amaçladığı söylenebilir.

Dördüncü neden, gün geçtikçe Türkiye halklarını daha çok işsizliğe, daha çok yoksulluğa, daha çok yolsuzluğa mahkûm eden AKP'nin İsrail karşıtı söylemle bütün bunları gözlerden gizlemeyi amaçlamasıdır. AKP, "Batı'nın şımarık oğlanı İsrail'e kafa tutan kahraman hükümetimiz" imajıyla halk kitlelerinde sahte bir tatmin duygusu yaratma çabası içindedir.

Beşinci neden, AKP'nin, füze kalkanı projesine yataklığı kabul ederek Türkiye ve bölge halklarına karşı çok ağır bir savaş suçu işlediğini örtbas etme kaygısıdır. Öncelikli hedeflerinden biri İsrail sömürgeciliğini ayakta tutmak olan füze kalkanı projesi, AKP'nin sadece genel olarak emperyalizmin değil, özel olarak siyonizmin de işbirlikçisi olduğunu açık seçik ortaya koyuyor. AKP bu gerçeğin kitlelerce kavranmasını şu ya da bu ölçüde engellemeden ayakta kalamaz.

AKP'nin İsrail'e karşı yaptırım kararı, esas olarak ülke ve bölge halklarını yanıltmayı amaçlayan bir manevra olsa da, Amerika, Avrupa Birliği ve NATO'nun bölgedeki en önemli uzantısı olan İsrail ile Türkiye egemenleri arasındaki bu anlaşmazlık, bölgede kaosu derinleştiriyor ve belirsizlikleri çoğaltıyor.