Yurtdışındaki TKP'liler giderek daha organize çalışmalar yapıyorlar. Partinin bir zamanlar en güçlü yurtdışı örgütlerinden biri olan Berlin, aynı zamanda likidasyon sürecinde en fazla hasar almış parti örgütüydü. Uzun yıllar boyunca Berlin'i yöneten ekipte etkin olan sağ kanat yöneticiler devrimcilerin, komünist çizgide ısrar edenlerin bir bölümünü tek tek tasfiye etmişlerdi. Partinin asıl darbe yediği 80'lerde ve 90'larda da, Berlin'in bu hale gelmesine sebep olan yöneticilerin ortalıktan toz olduğu, 20 yıl boyunca hiçbir şeye el atmadıkları da Almanya'da yaşayan komünistlerce biliniyor. Berlin, bu nedenle tasfiye sürecinin sebep olduğu yaraların en geç sarıldığı kentlerden biri oldu.

Bugünlerde, Berlinli komünistler, eskinin olumsuzluklarını geride bırakan, geçmişin gücüyle yeninin dinamizmini harmanlayacak taze bir başlangıç yapmayı başaracaklarını tekrar kanıtlıyorlar.

10 Eylül 2011'de Berlinli TKP'liler, dost bir kuruluşun salonunda kutlama yaptılar. Daha önceki yıllarda yapılan kutlamalar çoğunlukla bireysel insiyatif alınarak yapılıyordu. Bu yılki kutlamanın geçen yıllara oranla farkı ise organizasyonun ''Suphi'den Bilen'e Gelenek Yaşıyor Girişimi-Berlin'' adına hazırlanması oldu.

Etkinliğe Berlin ölçeğinde tanınan, sol siyasi çevrelerce kabul edilmiş geniş çevreler katıldı. Kutlama, doğal olarak tüm dünya komünistlerinin geleneksel marşı Enternasyonal Marşı ile başladı.

Misafirlere dönük kısa bir tanıtım konuşmasının ardından, TKP tarihiyle ilgili, beğeni ile karşılanan bir video filmi gösterildi.

Berlin'in emektar komünistlerinden Hasan Tezcan programı açarak, TKP'nin tarihinden ve bugününden kısa bir konuşma yaptı. Hasan Tezcan, bu etkinlikte yaptığı konuşmanın birkaç saat öncesinde, TKP'lilerin İstanbul'da yaptığı merkezi kutlamaya da telekonferans aracılığıyla katılmış ve Berlin'de gerici faşistler tarafından katledilen ilk TKP'li şehidimiz Celalettin Kesim'in anıtının bulunduğu parktan canlı bir konuşma yapmıştı.

Geçmişin gücü, yeninin dinamizmi demiştik. Yepyeni cevherler fırsat verildiğinde açığa çıkıyorlar. Günümüzde, grev ve sosyal patlamaların yaşandığı Yunanistan'da, 1952'de kurşuna dizilen Yunanistan Komünist Partisi üyesi Nikos Beloyannis için Nazım'ın yazdığı ''Beyaz Karanfilli Adam'' şiirini işte böyle bir genç kadın cevherimizin okuması, çok beğeni kazandı.

Şiirden sonra, Demokratik Almanya döneminde gençlik örgütü olan Özgür Almanya Gençliği'nin (FDJ) yayın organı olan Junge Welt (Genç Dünya) gazetesi yazarı ve Kürdistan Dayanışma Komitesi sözcüsü Nick Brauns arkadaş Almanca bir konuşma yaptı. Marksist İnsiyatif grubundan olan Nick Brauns arkadaşın konuşması ve tüm konuşmalar sürekli olarak diğer dillere de çevrildi.

Hasan Sağlam dostumuz sazıyla Anadolu'nun zenginliklerini katılımcılara gösterdi; Kürtçe ve Türkçe türküler söyledi. Güzelliklerimiz, kültürel zenginliklerimiz defalarca alkışlandı.

Müzik dinletisinden sonra Fethi İnan arkadaş, Nazım'ın, Osmanlıya karşı ilk sınıfsal tabanlı ayaklanmanın lideri olan Şeyh Bedreddin için yazdığı Destan'dan pasajlar okudu, herkese cankulağı ile dinletti. Komünist ozan Nazım'ın, şiirin ve dilin benzersiz gücünü bir kez daha kanıtladı.

Suphi'den Bilen'e Gelenek Yaşıyor Girişimi-Berlin imzasıyla yapılan etkinlik iki bölüme ayrılmıştı. Birinci bölümü kültürel, sanatsal etkinliği de içerecek, ikinci bölümü ise güncel tartışmalara yer verecek şekilde kurgulanmıştı. İlk bölümün bitmesinden sonra, programa uygun olarak açık tartışmaya geçildi.

Dostların, yoldaşların getirdiği eleştiri ve öneriler ciddiyetle ele alındı, değerlendirildi. Hem eleştiriler, hem de öneriler, Girişimin Berlin ayağının daha sağlam örülmesi için çok yol gösterici oldu. Ortak değerlendirmelerin ardından, kutlama, çok daha organize, çok daha yığınsal, çok daha dinamik etkinliklerde buluşma sözüyle sona erdirildi.

Suphi'den Bilen'e Gelenek Yaşıyor Girişimi
Berlin