Emperyalistlerin, onlara doğrudan
bağlı olarak halkı kandırma işlevi gören uluslararası medya tekellerinin ve ülkemizde AKP iktidarının Suriye'ye karşı nasıl bir komplo içinde olduğu bir kez daha açığa çıktı. Cumhuriyet gazetesi, 7 Ekim 2011 tarihli nüshasında, birkaç hafta önce
Suriye'ye gidip Beşşar Esad ile görüşen CHP heyetinin izlenimlerini aktardı. Böylece, Suriye rejiminin görüşleri de geniş biçimde büyük basında yer almış oldu.
Bilindiği gibi, Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyi'nde 4 Ekim 2011 günü yapılan oylamada, Suriye'ye emperyalist müdahaleyi yasallaştıracak karar tasarısı Çin'in ve Rusya'nın vetosuyla reddedilmişti.
Bu vetoya da en sert tepkiyi dünyada bir tek AKP hükümeti vermişti. Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin Suriye'ye karşı tek taraflı yaptırımlar uygulayacağını belirtti. Aynı Başbakan'ın, onlarca yıldır bazen bir tek ABD'nin vetosu sonucu İsrail'e karşı uygulanamayan yaptırımları zorla uygulatacağına dair tek kelime bile etmediğini hatırlatalım.
Cumhuriyet gazetesinin haberine göre, Suriye lideri Beşşar Esad, Suriye'deki durumu incelemek üzere
ülkeye giden CHP heyetine, "ben değil, Erdoğan değişti" dedi.
Bütün görüşme boyunca, Suriye'nin asıl olarak üzerinde durduğu en kritik iki eleştirisinden birisi
"laiklik", diğeri ise teröristlerin elindeki Türk menşeli silahlar olmuş.
Esad, Erdoğan ile AKP sözcülerinin yaşananları mezhep çatışması olarak tanımlamasından büyük
rahatsızlık duyduklarını aktarmış.
Laik ülkede mezheple uğraşılmaz
"Suriye laik olan tek Müslüman Arap devleti. Laik ülkede mezheple uğraşılmaz. Çıkın sokakta istediğinizle görüşün, halkımın gündeminde böyle bir şey yok. Suriye'yi karıştırmak için olayı mezhep boyutuna
indiriyorlar." görüşünü belirtmişler.
Şeriatçı partiye izin verilmez
Beşşar Esad farklı siyasi partiler için de benzer bir yaklaşım getirmiş. "Her adımı atarım ama din eksenli, şeriat partilerine izin vermem. Laikliğe zarar verecek
örgütlenmeye izin vermem. Bana baskı yapan devlet adamları aynaya bakıp kendi laikliklerini sorgulasın."
Eylemcilerin elinde Türk silahı
Beşşar Esad, ayrıca "Silahlı
eylemcilerin elinde bol miktarda Türkiye menşeili silah bulduk." diye bir ekleme yapmış.
Mesele kaynaklarımızı ele
geçirmek
"Ben değişmedim Başbakanınız değişti" diyen Esad, konuşmasına şöyle devam ediyor: "Türkiye-Suriye dostluğunu ABD istemedi. Ne Tunus, ne Libya, ne
de Suriye'de dertleri demokrasi. Asıl mesele kaynaklarımızı kontrol etmek."
AKP'liler Obama'nın sözcüsü gibiler
Esad'ın AKP ile emperyalizmin ilişkisi konusundaki sözleri ve tespitleri ise Ürün'ün tespitleriyle örtüşüyor. "Türkiye'den gelenler Obama'nın sözcüsü gibiler. 'Obama şöyle istiyor, böyle istiyor' diye geliyorlar.
Oysaki ABD'nin Şam'da büyükelçisi var. Gelip söylüyor zaten bize. Türk kardeşlerimizin aynı sözleri tekrarlaması bizi üzüyor."
Haberin bütünü çok öğretici.
Okunması zihin berraklığı için gerekli. Ayrıntılı habere göre Esad'ın son tespiti çoğunluğu geri dönen mültecilere dair olmuş.
"Türkiye sınırında kurulan
kamplara giden vatandaşlarım dönüyor. Ancak burada dikkat çekici
bir unsur var: Daha mülteciler gelmeden Türkiye Hatay'da çadır
kent kurdu. Merak ediyorum, nasıl oldu da bildiler mülteci geleceğini." diye soru sorarak aslında Türkiye'nin Suriye'de yapılanlardan haberdar olduğunu belirtmiş.