
İşçi Köylü Gazetesi Kartal Temsilciliği çalışanı gazeteci Suzan
Zengin, 12 Ekim 2011'de hayatını kaybetti. Sosyalizm ve devrim mücadelesine daha bilinçle, daha büyük tecrübeyle sarılacağı 52 yaşında hayatını kaybeden Suzan Zengin, iki yıl boyunca bir iddianame bile hazırlanmadan atıldığı hapishanede hastalanmıştı.
İki yıl sonra 14 Haziran 2011'de tutuksuz yargılanmak üzere
serbest kalan Suzan Zengin bugün (14 Ekim 2011) Tuzla'da yoldaşları, dostları, sendikalar, farklı siyasi yapılar tarafından düzenlenen bir törenle son yolculuğuna uğurlandı.
Suzan Zengin iki çocuk annesiydi, edebiyatçıydı, araştırmacıydı, gazeteciydi, çevirmendi, İHD çalışanıydı, ama hepsinden
önemlisi, bir devrimciydi, bir sosyalistti. Tohum Kültür Merkezinde çalışmıştı. Defalarca göz altına alınmıştı. AKP'nin, onun yardakçılarının, sözde vesayetten kurtulan adalet
mekanizmasının Hizbullah katillerine, Deniz Feneri sanıklarına gösterdiği hoşgörünün yüzde birinin bile ona gösterilmemesinin en temel sebebi onun sosyalizm ve devrim için kendi doğru bildiği yolda mücadele etmesiydi. Suzan Zengin TKP/ML TİKKO örgütüne üye
olmak "suç"undan 15 yıla kadar hapis talebiyle İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanıyordu.
Yıllardır yaşadığı evine, yasal bir derginin temsilciliğini yapmasına, yeri yurdu belli bir insan olmasına rağmen evinin sabaha doğru basılarak göz altına alınmasına, sahte suçlamalarla
tutuklanmasına, hapishanede tedavi edilmemesine "hiç şaşırmadığını" söylüyordu Suzan Zengin. "Bizim memlekette adalet böyle işler, şaşırtıcı değil
yaşadıklarımız" diyecek kadar tanıyor bu ülkenin bütün faşist yapılanmalarını.
Bu noktada, yine bugünkü Radikal gazetesinde devrimci insanımız Suzan Zengin'in yaşam öyküsünü onun mektuplarından yola çıkarak yazan Oral Çalışlar'ın yazısını bir ibret vesikası olarak görmeliyiz. Sahte bir günah çıkarmadan ibaret bir yazı. Timsah göz yaşları dökmekten başka bir şey yok. Suzan Zengin'e
yapılanları yazmayı bilen, ama, ona bu faşist uygulamaları reva
görenleri ustaca gizleyen bir yazı. Holivut filmlerinde sebepsiz yere kötülük yapanların kapitalizmin ürünü olduklarının gizlenmesi gibi, Suzan Zengin'in bir devrimci, bir sosyalist, bir marksist, leninist olduğu için, bu düşüncelere düşman
ideolojilere sahip olan egemenlerce hapse atıldığını gizleyen,
faili gözden uzaklaştırıp sadece mağdura odaklanan bir sipariş
yazı. AKP'nin suçunu görmezden gelen bir yazı. Mevcut yasaların
10 yıldır iktidarda bulunan AKP tarafından onaylandığını ima
bile etmeyen bir yazı. Eski solcu Oral Çalışlar gibilerinin yeni
kapılandıkları yerde durarak vicdanlarını aklamaya çalışmaları kimseyi kandıramayacak.
Çoğalıyoruz git gide. Suzan Zengin'in ardında bıraktığı sosyalizm ülküsü
tüm dünyayı yeniden sarıyor. Sosyalizm yine hem ülkemize hem de
dünyaya egemen olacak. Faşizm, şovenizm, ırkçılık yenilecek. Kapitalizm yok olacak.
Dostumuz Suzan Zengin'in anısı önünde saygıyla eğiliyor, bütün
yoldaşlarına, arkadaşlarına, ailesine başsağlığı diliyoruz.