Van'da 23 Ekim 2011'de meydana gelen depremin üzerinden tam 3 gün geçti. 7.2 büyüklüğündeki deprem, sermayenin kâr hırsıyla yükselttiği binaların bir bir
çökmesiyle doğal bir afetten toplumsal bir felakete dönüşüyor.
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı AFAD'ın
dün yaptığı açıklamaya göre bugün itibariyle yıkılan
binaların altında kalan yüzlerce insan öldü, binin üzerinde
insan yaralandı, binlerce insan evsiz barksız kaldı. En üst
yetkililerin "depreme karşı hazırlıklıyız" şeklindeki
sayısız demecinin boş laftan öteye gitmediği bir kez daha apaçık
ortaya çıktı. Sermaye devletinin depremle ilgili kurduğu uzun
isimli kurumların depreme karşı maalesef en ufak bir hazırlıktan
yoksun olduğu acı biçimde bir kere daha ortaya çıkıyor.
İnsan kurtarma çalışmaları
açısından en kritik zamanlar ilk 48 saattir. Bu süre boyunca
sivil ve askeri yetkililer sadece bölgeyi ziyaret edip şov yapmakla
yetindiler. Üstelik sınırlı bir bölgeyi ziyaret ettiler. Van'nın
köylerinde nasıl bir yıkım yaşandığı, insanların depremin
yıkımından dolayı ne acılar çektiği hiçbir yetkiliyi
ilgilendirmedi. Halkın yardımına koşan yine muhalif gönüllü
kuruluşlar oldu. Bu süreçte kamu adına iktidar koltuklarına
oturan yüksek görevliler inanılmaz bir sorumsuzluk ve
beceriksizlik gösterirken ilericiler, devrimciler, sendikalar,
demokratik kitle örgütleri doğrudan ellerinden geldiğince arama
kurtarma çalışmalarına katılıyorlar, depremin daha ilk
saatlerinden itibaren can kurtarmak için didiniyorlar.
Sermayenin temsil ettiği değerler
yüzünden bundan 12 yıl önce Marmara bölgesinde binlerce
yurttaşımızı kaybetmiştik. Deprem konusunda hiçbir hazırlık
yapmadığı apaçık bir şeklide ortaya çıkan sermayenin
hizmetkârı hükümet 17 Ağustos 1999 depreminden hiçbir ders
almamış. O gün meydana gelen facianın sıcaklığıyla alınacağı
söylenen önlemlerin bugün hiçbirinin alınmadığı bir kez daha
acı biçimde anlaşıldı. Üstelik 17 Ağustos Depreminden sonra 26
Kasım 1999'da Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve
geçici olduğu belirtilen Deprem Vergisi yoksullara düşman AKP
hükümeti döneminde, 2003 yılında kalıcı hale getirildi. Peki
emekçi halkımızın alınteri deprem vergileri bugün tam da lazım
olduğu dönemde nerede? Neden bu doğal depremden etkilenen
vatandaşlarımız için kullanılmıyor?
Toplanan deprem vergileri ile halkın
yaralarının acilen sarılması gerekirken AKP hükümeti acizliğini
ilan ediyor. Yapamadık diyor. Yeterince çadır veremedik diyor.
Yanlış hesap ettik diyor. Bu arada, sanki tüm ülkenin iktidarı
değillermiş gibi, Van'ın BDP'li belediye başkanlığı
yetkilileri ile görüşmeyi de reddediyor.
El birliğiyle elimizden ne geliyorsa yapalım. İlerici gençlerin depremin ertesi günü hızla hareket ederek Van'a yardım götürmelerini alkışlıyoruz. Sermayenin ve ırkçı partilerin etkisini kırmak, halkın dayanışma duygusunu daha da arttırmaktan geçiyor. Tüm dostlarımızı ilan edilen yardım kuruluşlarına yardımlarını ihmal etmeyeceklerine inanıyoruz.