Mısır'da devrim ile karşıdevrim arasındaki kapışma devam ediyor. Hatırlanacağı gibi, işçi sınıfının ve şehir emekçilerinin yüz binlerin katılımıyla gerçekleştirdiği büyük grev dalgası 2011 Eylül ve Ekim aylarına damgasını vurmuştu. Amerikan emperyalizminin ve işbirlikçi kapitalist oligarşinin kuklasıYüksek Askerî Konsey ise, 28 Kasımda başlayacağı ilan edilen güdümlü seçimlerle iktidarı gerici-faşist Müslüman Kardeşler örgütüyle paylaşma, fakat asıl belirleyici güç olarak ipleri kendi elinde tutma planlarını ortaya koymuştu.
Bağımsız işçi sendikaları ile sosyalist, devrimci ve ilerici laik örgütler, emperyalist ve kapitalist egemenlerin, laikliği vitrin olarak kullanan sağcı çevrelerle işbirlikçi İslamcıları biraraya getirmeyi öngören sözüm ona ılımlı "Türkiye modeli"yle Mısır halk devrimini boğma, Mübareksiz Mübarek rejimini yeni bir kılıf altında sürdürme planlarını protesto etmeye başladılar. Bu eylemleri dağıtmak ve Tahrir meydanını tekrar boşaltmak isteyen askerî cunta 19 Kasım Cumartesi günü Tahrir meydanında polis ve askerlere protestoculara karşı gerçek mermi kullanma emrini verdi.
Askerî cuntanın karşıdevrimci saldırısı ters tepti, işçi sınıfının ve emekçi kitlelerin yeni bir atılımını ateşledi. Resmi açıklamalara göre 41 kişinin öldüğü, 2000 kişinin yaralandığı çatışmalara rağmen, sosyalist, devrimci ve ilerici güçler meydandan ayrılmadı.
Yüksek Askerî Konsey'in başkanı Mareşal Hüseyin Tantavi'nin derhal istifa etmesini ve yargılanmasını; Yüksek Askerî Konsey'in iktidarı halka devretmesini; eski rejimin kodamanlarının yargılanmasını; işçilere, memurlara, işsizlere, köylülere, gençlere, kadınlara, evsizlere siyasal, sosyal ve ekonomik haklarının sağlanmasını isteyen kitlelerin baskısından bunalan Yüksek Askerî Konsey, manevra yapmaya başladı. Ölümlerden üzüntü duyduklarını, bundan dolayı halktan özür dilediklerini, seçimlerden sonra iktidarda kalma hesabı yapmadıklarını, fakat "Mısır'ı kaosa sürüklememek için" şu anda istifa etmeyeceklerini, ancak bütün halkın istemesi ve bu isteğini bir referandumla ortaya koyması durumunda iktidardan ayrılacaklarını ilan etti. İyice yıpranan İssam Şeref hükümeti istifa etti. Yüksek Askerî Konsey, Hüsnü Mübarek döneminde bakanlık ve başbakanlık yapmış Kemal Ganzuri'yi yeni hükümeti kurmakla görevlendirdi.
Sosyalist, devrimci ve ilerici güçler 25 Kasım Cuma günü Tahrir meydanında yüz binlerce kişinin katıldığı büyük bir gösteriyle Kemal Ganzuri'yi tanımayacaklarını, onun başbakanlığa atanmasının hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini, bunun bir oyun olduğunu ilan etiler. Konsey'in istifa etmesini ve yerine bir devrim hükümetinin kurulmasını istediler. Güdümlü 28 Kasım seçimlerinin iptal edilmesini ve dürüst seçimlerin devrim hükümeti tarafından düzenlenmesini talep ettiler.
Amerikan yönetimi yaptığı açıklamayla 28 Kasım seçimlerinin ertelenmesine karşı çıkarken Yüksek Askerî Konsey'in iktidarı Kemal Ganzuri'nin kuracağı sivil hükümete devretmesini istedi.
Taraftarlarını gösterilere katılmaması konusunda uyaran Müslüman Kardeşler örgütü, Konsey'in derhal istifa etmesinin kaosa yol açacağını iddia etti ve seçimlerin planlandığı gibi 28 Kasımda yapılmasını istedi. 19 Kasımdan bu yana süren gösterileri, kendilerinin iktidarını önlemek isteyen "İslam düşmanı" solcu, laik ve liberal çevrelerin düzenlediğini, "Müslüman Mısır halkının bu oyuna gelmeyeceğini", seçimlere katılarak oyunu bozacağını ilan etti.
Mısır'da ülkenin geleceğini belirleyecek köklü bir çatışma yaşanıyor. Mısır emperyalizmin ve kapitalizmin güdümünde bir yeni sömürge olarak mı kalacak, yoksa bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm yolunda adımlar mı atacak? Mısır halk devrimi emperyalizmin kuklası Yüksek Askerî Konsey ve Müslüman Kardeşler örgütünün komplolarıyla boğulacak mı, yoksa Mısır işçi, köylü ve emekçi kitleleri köklü özlemlerini gerçekleştirerek hedefine mi ulaşacak? Gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz.