Sosyalist Dergi: 17 |  Ahmet Erhanlı |
Felluce'nin Anlattığı

     Amerikan işgalcileri, Felluce şehrini Ramazan bayramından önce ele geçirmeyi amaçlıyorlardı. Geçiremediler. Mısır'ın Şarmelşeyh şehrinde toplanacak uluslararası Irak konferansından önce Felluce'yi mezar sessizliğine mahkûm etmek için yeniden hamle yaptılar. Yine başaramadılar. Felluce direnişi devam ediyor. Direniş kuvvetlerinin 20 Kasım 2004 tarihli açıklamasına göre, şehrin güneyindeki mevzilerini elde tutan direnişçiler Amerikan kuvvetlerini pusularla ve vurkaç eylemleriyle taciz ettikleri gibi, şehri kuşatan işgal ordusuna 60 ve 82 milimetrelik havanlar, C5K, Tarık ve Grad roketleri ve Ebabil füzeleriyle ağır zararlar vermeye devam ediyor.


     Direnişçiler gerilla savaşı taktiklerini uygulayarak ana güçlerini Amerikan saldırısından önce geriye çekip başka şehir, kasaba ve köylere zaten dağıtmışlardı. Yani Felluce bütünüyle düşse bile, bu, Amerikan sömürgecileri için astarı yüzünden pahalıya patlayan bir Pirus zaferi olacaktı. Yine de, Felluce'nin bütün ülke, bölge ve dünya halkları açısından kazandığı simgesel önemin farkında olan direnişçiler, bir kısım kuvvetlerini şehri savunmak için bırakmışlardı. İşte bu kuvvetler, kanlarının son damlasına kadar savaşarak Amerika'ya simgesel bir zafer kazanma fırsatını bile tanımıyorlar. Iraklı yurtseverlerin kahramanlığı önünde saygıyla eğiliyoruz. Kahraman Felluce, tarih boyunca unutulmayacak bir destan yaratmaya devam ediyor.
     Felluce, büyük bir sınav alanına dönüştü; Amerikan emperyalizminin gücünü ve güçsüzlüğünü gözler önüne seriyor.
     Dünya kapitalizminin ağababası Amerika, işgal ettiği ülkede 400 bin nüfuslu bir şehri harabeye çevirecek, binlerce sivili öldürecek kadar güçlüdür. Çeyrek, yarım ve birer tonluk bombalarla, hastaneleri, camileri, koca mahalleleri yıkacak kadar güçlüdür. Kimyasal silah kullanarak bir yerleşim bölgesindeki bütün canlıları toptan yok edecek kadar güçlüdür. Cesetlerin sokaklardan toplanmasına izin vermeyecek, camideki yaralıları televizyon kameraları önünde bile kurşuna dizecek kadar güçlüdür. Eli silah tutabilecek yaştaki çocuklar dahil bütün erkeklerin öldürülmesi emrini verecek, her türlü savaş suçunu pervasızca işleyebilecek kadar güçlüdür.
     Ama, Amerika, ne yaparsa yapsın, Irak halkının direniş azmini kıramayacak kadar güçsüzdür. Kuzeyden güneye 4.5 kilometre, doğudan batıya 4 kilometre çapındaki, altı aydır her gün bombaladığı, bir aydır kuşattığı, gıda ve ilaç ambargosu uyguladığı, iki haftadır havadan ve karadan vahşice topyekün saldırdığı bir şehri düşürmeyi başaramayacak kadar güçsüzdür. Felluce direnişiyle dayanışmanın, kuzeyden güneye, doğudan batıya, bütün Irak'ı sarmasını önleyemeyecek kadar güçsüzdür. Irak halkını sömürge köleliğine razı etmeyi amaçlayan genel stratejik siyasi hedefine ulaşmak şöyle dursun, çok önem verdiği bir taktik siyasi hedefine, örneğin Felluce'yi bayramdan veya hiç olmazsa uluslararası konferanstan önce düşürme gayesine ulaşamayacak kadar güçsüzdür. Dünya tarihinde benzerine rastlanmamış bir yok etme gücüne sahip olan Amerikan savaş makinesi, Amerikan emperyalizminin siyasi hırslarını gerçekleştirmekten aciz bir duruma düştü. Siyasi hedefleri gerçekleştiremeyen askeri güç ise, kapitalist haydutlar dünyasının mantık çerçevesinde bile, işe yaramaz bir güçtür.
     Amerika'nın gücü, büyük insanlığın vicdanında Amerika'yı daha da mahkûm etmekten başka sonuç vermeyecektir. Amerika'nın güçsüzlüğü ise, dünya halklarını Amerika'ya karşı yüreklendirecek, hepimizin karşı devrimler ve gericilik döneminin üzerimize serptiği ölü toprağından sıyrılmasını hızlandıracaktır. Sadece halkların tekrar bir atılıma başlamasına değil, bugüne kadar Amerikan kurdunun vahşetine suç ortaklığı yapan tilkilerin ve çakalların da Amerika'dan uzaklaşmasına şahit olacağız.
     Felluce büyük bir sınav alanına dönüştü; bütün ideolojiler, siyasal hareketler, kurumlar bu sınavda yeniden değerlendiriliyor.
     Amerika ve uluslararası suç ortakları Irak'a demokrasi ve özgürlük götürdüklerini iddia ediyorlardı. Onların demokrasi ve özgürlük dedikleri şeylerin çıplak sömürgecilik ve faşizm olduğu açığa çıktı. Amerika ve uluslararası suç ortakları, Felluce saldırısının emrini kurdurdukları geçici hükümete verdirdiler. Bu geçici hükümette, İslami Davet Partisi ve Irak İslam Devrimi Yüksek Konseyi adlı Şii İslamcı partiler var. Müslüman Kardeşler örgütünün Irak kolu olan Irak İslam Partisi adlı Sünni İslamcı parti var. Kürdistan Demokrat Partisi ve Kürdistan Yurtseverler Birliği adlı Kürt milliyetçisi partiler var. Tescilli CİA ajanı Başbakan İyad Allavi'nin Irak Ulusal Uzlaşma Partisi adlı laik partisi var. Hatta revizyonist döneklerin eline geçmiş Irak Komünist Partisi var. Bu işbirlikçi kuklaların hepsi, kendi halklarına karşı uygulanan soykırıma ortaklık ediyor.
     Amerika'nın ve uluslararası suç ortaklarının Irak saldırısına evet demedikleri halde etkili bir karşı çıkışta bulunmaktan da kaçınan Fransa, Almanya, Rusya ve Çin, Felluce'deki saldırıyı da boş gözlerle seyretmeyi sürdürüyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi konuyu gündemine bile almıyor. Avrupa Birliği kılını bile kıpırdatmıyor. Ne Arap Birliği, ne İslam Konferansı, ne Afrika Birliği harekete geçiyor. Kapitalizme, piyasaya, kâra, rekabete iman eden bütün ideolojilerin ve kurumların tepeden tırnağa çürüdüğü, her gün evlerimizin oturma odasına kadar taşınan bir insanlık suçunu durdurmak için hiçbir şey yapmadıkları görülüyor.
     Türkiye'deki iktidarın İslamcı köklerden gelen kanadı da, milliyetçi ve laik köklerden gelen kanadı da aynı çürümüşlüğü paylaşıyor. Dünya sömürgeciliği ve soykırımları normal kabul edenlerin elinde.
     Sömürgeciliği ve soykırımları normal kabul etmeyen yeni bir dünyaya ihtiyacımız var. Felluceli kahramanlar, bize böyle bir dünyayı kurabileceğimizi anlatıyorlar. Bu kadar elverişsiz koşullarda Felluce'nin gösterdiği direniş, bu kadar kuşatılmışlığın ortasında Iraklı yurtseverlerin yaktığı kurtuluş ateşi, yeni dünyanın ayak sesleridir.
 
Yazarın Diğer Yazıları
 ENİS BATUR: ÖLÜ ORDUNUN GENERALİ
 TÜRKİYEDE DİN-DEVLET İLİŞKİLERİ