15 Mayıs 1916'da doğan Sarkis Çerkezyan Yoldaşın 18 Mayıs Pazar günü kutladığı 87. doğumgününe Ürün Sosyalist Dergi olarak biz de davetliydik. Sarkis amcanın yazdığı ve bir komünist olarak yaşadığı hayatını anlattığı kitabını Yasemin Gedik derlemiş. Dünya Hepimize Yeter adını taşıyan kitabı Belge Yayınları yayınladı. Sarkis yoldaş çok heyecanlı. Kitabını imzalatmayı isteyen herkesle konu-şuyor. Sarkis amca yüzündeki çizgilerde tarihi birikimi açığa vuruyor. Belli ki bu birikimden süzülüp gelenleri kitabında yoğunlaşmış biçimde okuyacağız. Onun özel olarak kendi yaşantısına ve TKP'ye emek verdiği yıllara ilişkin anlattıklarının günümüze ışık tutacağını düşünüyoruz. Sarkis yoldaşın "en büyük hünerlerinden" biri, kendi marangoz atölyesinde Atılım'ı basmış olmasıdır. Şimdilik bu kadarını söyleyip gerisini kendisinden okuyalım:
"Ben marangoz muydum? Ne marangozu? Orası (marangozhane) üniversite oldu, matbaa oldu. Senelerce Atılım'ı bastım. (...) O kadar zaman gazeteyi bastık, kokusu çıkmadı. 1980'den önceydi. Mustafa Hayrullahoğlu biliyordu burayı. O gözaltına alındı, işkencede öldü, bir konuşsaydı, hepimiz yanmıştık zaten. Bu olaylar bize bir şeyler öğretti. Açık vermemek, birlikte iş yaptığın insanları iyi tanımak... Gerisi insanın vicdanına bağlı bir şey."
Hep TKP ile içiçe olmuş Sarkis amca: "Ben hayattaki safımı iyi seçtiğime inanıyorum. Komünist oldum. Bu yaşa kadar hep insanların iyiliği için, düşmanlıkları gidermek için çalıştık. Halklarımızın bir daha benzer acılar yaşamaması için, aralarındaki gereksiz perdelerin kaldırılmasına uğraştık. Emeklerimin boşa gitmediğini düşünüyorum. Halklarımızın çektiği acıların tekrarlanmaması, gelecek hiçbir neslin benzer yıkımlar, kıyımlar yaşamaması en büyük dileğim" diyor kitabında.
Birçok yoldaşımızla daha anıları var. Ürün'le de anısı var, ayrıca ne de hünerliymiş: "Cağaloğlu'nda Ürün dergisi vardı... Oraya birşeyler yaptım. Bir gün bana mimar bir genç gönderdiler dergiden. Çocuk, içinde gizli bölmesi olan özel bir masa istiyor. Taslağını çizmiş, getirdi bana. 'Senin ne istediğini anladım, hadi sen git, ben bir masa yaparım, gelir alırsın' dedim gönderdim onu. Kaba suntadan bir masa yaptım. Sonra geldi bu mimar delikanlı, 'Yaptın mı?' dedi. 'İşte, istediğin masa bu' dedim. Masayı incelemeye başladı, yanına baktı, önüne baktı, altına, üstüne baktı, ters çevirdi; aradığını bir türlü bulamadı, 'Ama bu benim istediğim gibi bir masa mı?' dedi tereddütle. 'Senin istediğin masa' dedim. Bir daha baktı, bir daha baktı, zulayı bulamadı. Sadece mimarlık yetmiyor yani bu işlere. 'Ama nasıl oluyor bu?' dedi. Ben masanın nasıl açılacağını gösterdim, şaşırdı kaldı, aldı masayı gitti. Sonradan duyuyorum ki, o masa ne işlere yaramış. O masanın sayesinde herşeyi yazmışlar da, çizmişler de, saklamışlar da. Dergi arandığında bakıp gidermiş polisler."
O bir yandan kitaplarını imzalarken, biz bir yandan kitabının sayfalarına göz atmaya başlıyoruz, bir yandan doğumgünü pastası kesiliyor. Biraz titriyor elleri, ne de olsa 87 yılın yorgunluğu var. Biz de Ürün'den tüm yoldaşların selamını söylüyoruz. Sarkis amca Ürün'ü duyunca, dostlar nasıl diye soruyor. Kitabımızı imzalatıyoruz ve onun da selamını tüm yoldaşlara ulaştıracağımızı belirtiyoruz. Ardından pastalar dağıtılıyor kokteyl eşliğinde. Bir iki televizyon kanalı çekim yapıyor, ayrıca özel çekim yapanlar ve bol bol fotoğraf çekenler var. Dostları, eski ve yeni yoldaşları arasında. Bizim de bu arada eski yoldaşlarla karşılaştığımızda duyduğumuz o her zamanki burukluk var.
Belge Yayınlarının sahibi Ragıp Zarakolu herkesi biraraya çağırıyor. Hem Sarkis amcayı, hem kitabının önemini, bir de Ayşe Zarakolu'nun adını anarak, anlatıyor. Daha sonra sırasıyla dostları ve (eski ve yeni) yoldaşları, yine kendisi gibi Ermeni olan dost ve tanıdık çevresi onunla yaşadıklarını, anılarını anlatıyor. Eşber Yağmurdereli de orada, o da bir konuşma yapıyor. Tüstav çevresinden kimi arkadaşlar, yanı sıra Erden Akbulut orada. Yine Sarkis amcayı çok iyi tanıyanlardan Veysi Sarısözen orada. Zaten Eşber Yağmurdereli ile ikisi koşa koşa ancak yetişmişler bir panelden doğumgününe. Veysi Sarısözen, dostlara işaret ediyor. Tüstav'ın kitabın yayınlanışındaki katkılarına değiniyor. Bir Ragıp Zarakolu, bir Veysi Sarısözen sırasıyla konuşmacıları kışkırtıyor, herkes birşeyler söylesin istiyorlar. Veysi Sarısözen, oradaki dostlara yalnızca nostaljik olarak eski günleri ve TKP'yi anmanın ötesinde, bugün de hâlâ TKP'yi savunan ve bu doğrultuda mücadele yürütenler olarak Ürün'e işaret edip 'onların da mutlaka söyleyecek birkaç sözü vardır' diyerek konuşma sırasını bize veriyor.
Ürün adına konuşma yapan Fatma arkadaşımız Sarkis amcaya dönerek duygularını şöyle dile getiriyor: "Sarkis amca, Sarkis yoldaş. Senin TKP saflarında vermiş olduğun mücadele bizim için çok önemli. Katmış olduklarına, vermiş olduğun emeğe büyük değer veriyoruz. Biz TKP'nin mirasına sahip çıkıyoruz. Bu mirası geleceğe taşıyacağız. Ben kişisel olarak, Fatma olarak, bir başka çınarın, Mehmet Bozışık yoldaşın son yıllarında onunla birlikte olan biri olarak onun söylediği sözleri aktarmak istiyorum ve sözümü öyle bağlamak istiyorum. O, 'mücadeleye devam, zaferimizin teminatıdır yoldaşlar' derdi. Gerçekten, mücadeleye devam edilmesi zaferin teminatı olacaktır. Biz bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Senin bırakmış olduğun anı önünde saygıyla eğiliyoruz".
Sarkis amca, söz mücadeleden açılınca, 1 Mayıs'ı anımsatıyor ve komünistlerin önünde bütün ayrı duran parçaları birleştirmek gibi bir görev olduğunu, bugün her birinin bir tara.a olduğunu, ayrı durduğunu belirtiyor. Evet Sarkis amca, bu görevin biz de farkındayız ve sana çok hak veriyoruz diyoruz. Merak etme, o görevi de yerine getireceğiz bir gün.