Sosyalist Dergi: 9 |  Bekir Karayel |
NEDEN TÜRKİYE KOMÜNİST PARTİSİ (TKP)?

     Söz konusu parti, elbette Mustafa Suphi ve yoldaşları tarafından, 10 Eylül 1920'de Bakû'da kurulmuş olan Türkiye Komünist Partisi'dir. Bizler, yani bugün Türkiye'de yaşayan komünistler (gerçek sosyalistler), memleketimizde ancak ve ancak TKP sayesinde sosyalizmin kurulabileceğine inandığımız için Onu (TKP) canlandırmak, kuvvetlendirmek ve memleketimizin politik arenasında söz sahibi olabilmesini sağlamak üzere elimizden gelen her türlü çabayı göstermeli, göstermeye devam etmeliyiz diyorum. İnanmak demek bilmek demek olmasa da, hedefe ulaşmak için inanmanın da gerekli araçlardan biri olduğu inkâr edilemez.



     Bizim inancımız bir müminin peygamberine olan inancına benzemez elbette. Bizim bu inancımız, yetiştirildiğimiz kültürle bağlantılı olduğu kadar, memleketimizin içinde bulunduğu politik koşullardan da kaynaklanmakta ve beslenmektedir. Türkiye Komünist Partisi'yle ilgili düşüncelerimi yazarken "ben" yerine hep "biz"i kullanmam, benim gibi düşünen başkalarının da bulunduğuna inanmamdandır. Ayrıca er veya geç tüm Türkiye komünistlerinin, işçi sınıfının gerçek siyasi örgütü olan Türkiye Komünist Partisi bayrağı altında bir araya geleceklerine, birleşeceklerine de inanıyorum.
     Bir başka hususu da belirtmek yararlı olur zannediyorum: şimdiye kadar, ben komünistim diyen kiminle görüştüysem, hiçbiri bana, yukarıda adıyla zikrettiğim partiye (TKP) karşı olduğunu söylemedi. Ama komünistim diyenlerin hepsi TKP'liyim de demedi. Hiç kuşkusuz komünist olduğu halde, komünistin öz partisi olan TKP'den uzaklaşan (uzaklık mesafesi ne olursa olsun) komünistler de var memleketimizde. Uzaklaşmayı bir tek sebebe bağlamak elbette doğru değil; çeşitli nedenler var şüphesiz. Ama bence en önemli sebep, TKP dışında, TKP'nin yerini tutacak başka bir parti aranmasıdır. Bu düşünce yeni de değil. Ta 1946'da Esat Adil, Türkiye Sosyalist Partisi'ni kurarak bu konudaki düşüncesini fiilen uygulamış, daha sonra onu izleyen başkaları da çıkmıştır. Ve günümüzde de, hiçbir olumlu sonuç vermeyecek olan bu gibi hayallere kapılanlar var. Hayal demeye cüret etmem sadece geçmişteki örneklerin fiyasko ile neticelenmesinden kaynaklanmıyor. Kurulacak olan yeni bir partinin TKP'mizden daha iyi, daha mükemmel bir parti olabileceğine de inanmadığımdan, inanmadığımızdan da ileri gelmektedir.
     Yeni bir parti kurmak isteyenler (şayet kurabilirlerse), hernekadar geçmişe sahip çıkacaklarını söyleseler de, kurdukları partiyi iyi göstermek için geçmiştekini kötülemek zorunda kalmayacaklar mı? Bunun örneğini Türkiye İşçi Partisi döneminde gördük, yaşadık. Komünistlerin katkılarıyla güçlenen ve ayakta durabilen, gene komünistlerin çabalarıyla parlamentoya 15 milletvekili sokabilen TiP, kendisinin Türkiye solunun yegâne temsilcisi olduğu, artık komünistlere ihtiyacı kalmadığı yanılgısına kapılarak TKP'ye karşı düşmanca bir tutum takınabilmiştir. Hem de yıllarca TKP'ye hizmet etmiş, TKP uğruna azımsanmayacak fedakârlıklara katlanmış olan Behice Boran başkanlığındaki Türkiye İşçi Partisi.
     Türkiye Komünist Partisi'nin yerini tutabilecek başka bir parti kurma teşebbüsleri, Türkiye işçi sınıfının devrim davasına hiçbir katkı sağlamadı şimdiye kadar. Bundan sonra fayda sağlayacağına inanmak da, bu davaya sahip çıkanların harcı değildir, olmamalıdır. Çünkü bu ve buna benzer tutumlar, bazı komünistleri öz partisinden, bazılarını da birbirinden soğutmak gibi, hiç de arzu edilmeyen sonuçlar doğurmaktadır. Art niyetli olmayanlar, işçi sınıfı davasına samimi olarak inananlar için bu durum gerçekten üzücü olmaktadır.
     Bu üzücü duruma son vermek, komünistleri bir araya getirmek, kaynaştırmak, yoldaşça ilişkileri pekiştirmek, Türkiye komünistlerinin en başta gelen görevidir bugün. ?u veya bu konuda ayrı görüşler elbette olacaktır aramızda. Görüş farklılıklarına çözüm bulmak da, diyalektiğin kanunlarına uygun davranmak da ancak ve ancak bir arada bulunmakla mümkündür. Hep bir arada bulunduğumuz sürece, bizleri birbirimizden soğutan, az veya çok birbirimizden uzaklaştıran sebep ya da sebepler ne olursa olsun, hepsine bir çare bulabileceğimizi düşünüyor ve haydi yoldaşlar birleşelim, kaynaşalım ki birbirimizle uğraşacağımıza düşmanları çatlatalım diyorum. Zira yarınlar bizimdir; yarınlara hazır olalım.
 
Yazarın Diğer Yazıları
 BİRLİK YOLUNDA
 NEDEN TÜRKİYE KOMÜNİST PARTİSİ (TKP)?
 KENDİMİZİ BİLELİM