Sosyalist Dergi: 22 |  ÜRÜN |
15-16 Haziran'ı Yaşatıyoruz

Türkiye işçi sınıfının kendi gücünü ortaya koyduğu, politik süreçlere önderlik edebileceğini gösterdiği gün olması açısından işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yeri olan 15-16 Haziran'ın üzerinden 37 yıl geçti. Ancak 15-16 Haziran hâlâ işçilere ve emekçilere yol göstermeye devam ediyor. İşçilerin ve emekçilerin kendilerine yönelen saldırılar karşısında birleştiklerinde burjuvaziye nasıl geri adım attırdıklarının da en güzel örneklerindendir 15-16 Haziran genel grevi.


15-16 Haziran 1970 ne bir günde oluştu, ne de işçilerin kendiliğinden bir hareketiydi. 15-16 Haziran işçilerin örgütlü gücü DİSK'in kapatılmasına karşı verdiği ve gün be gün örülmüş bir direnişin de adıdır. Dönemin hükümetinin işçilerin diledikleri sendikaya üye olmasını engelleyen ve sendikal barajı yükselten yasa önerisi karşısında DİSK başkanı Kemal Türkler, işçilerin bu yasaya izin vermeyeceğini, bu yasanın açık hedefinin işçilerin örgütü DİSK'i etkisizleştirmek olacağını söyleyerek işçilerin bu yasaya karşı alacağı tavrı da belirtmiş oluyordu.
İstanbul'da üç koldan yürüyüşe geçen işçiler her fabrika önünde güçlerini ve örgütlülüklerini yükselterek yürüdüler. İzmit ve Gebze tarafından Kadıköy'e, Levent tarafından Mecidiyeköy ve Taksim'e, diğer yanda ise Topkapı'ya ulaşan işçiler hükümetin kendilerine karşı çıkardığı yasanın geri çekilmesini istediklerini, DİSK'in kapatılamayacağını haykırdılar. Kadıköy tarafında işçilerin üzerine açılan ateş sonucunda üç işçi öldürüldü. Sonuç olarak, direniş karşısında çaresizleşen burjuvazi geri adım atmak zorunda kaldı, yasa geri çekildi.

Yeni 15-16 Haziranlar yaratacağız
15-16 Haziran'ın 37. yıl dönümünde Birlik Dayanışma Hareketi bir basın açıklaması ve panel gerçekleştirdi. 16 Haziran 2007 14.30'da Taksim Tramvay durağında düzenlenen, Ürün'ün ve TÜM-İGD'nin de destek verdiği basın açıklamasını Maden-İş Sendikası üyesi ve organizatörü Mehmet İçin yaptı. Basın açıklaması şöyleydi:

Bugün, bundan tam 37 yıl önce gerçekleştirilen ve zaferle sonuçlanan 15-16 Haziran Genel Direnişi'nin yıl dönümünü kutluyoruz. Tarihimizle kopmaz bağlar kuruyor; dünü bugüne, bugünü yarına bağlıyoruz. Selam olsun o günleri yaratanlara! Selam olsun işçi sınıfımıza!

Burjuvazi 37 yıl önce, yani 1970'te sendikal hak ve özgürlükleri budamak, 1967'de kurulan DİSK'i kapatmak için harekete geçti. DİSK, işçi sınıfına dayatılan patron yanlısı Amerikan sendikacılığına karşı işçi sınıfının duyduğu tepkinin örgütlenmesiyle kurulmuştu. Ayrıca DİSK'in başlattığı, her koşulda işçiden yana tavır alan tutum, kitle ve sınıf sendikacılığı anlayışını yeşertmeye başlamıştı. İşte burjuvazi tüm bunları göz önünde tutarak işçilerin içinde yeşermeye başlayan kitle ve sınıf sendikacılığı anlayışını önlemek için DİSK'i kapatmaya kalktı. İşçi sınıfının bu haddini bilmez davranışa karşı tutumu sert ve kesin oldu. 15 Haziran günü Türkiye işçi sınıfı Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Ermenisiyle, Rumuyla, Alevisiyle, Sünnisiyle hep beraber genel greve çıktı. Burjuvazi bu genel direniş karşısında geri adım atmak zorunda kaldı. 16 Haziran günü de süren eylemler neticesinde uzlaşma sağlandı ve yasa geri çekildi.

15-16 Haziran direnişi işçi sınıfının siyasal süreçlere öncülük edip edemeyeceğine ilişkin tartışmalara son vermesi açısından da önemlidir. İşçi sınıfının teorik ve pratik önderlik kabiliyetinin ilanı olan genel direniş, doğal sonucuna sınıf ve kitle sendikacılığının işçiler içerisinde kök salmasıyla ulaştı. 70'li yıllar işçi hareketi açısından çok zengin deneyimlerle geçti.

37 yıl sonra bugün, devrimci bir sınıf odağı yaratmak için yola çıkan bizlere düşen görev, 15-16 Haziran direnişinin ürünü olan sınıf ve kitle sendikacılığını savunmak, geliştirmek ve tekrar işçi-emekçi kitlelerine mal etmektir. İşçi sınıfı ve emekçi halkımız neo-liberal politikalar altında ezilirken, özelleştirme saldırısı giderek artarken, yoksulluk ömürleri tüketirken, Kürt düşmanlığı üzerinden ülkeyi Ortadoğu'daki mahşerin kapısından sokmaya çalışırlarken 15-16 Haziran ruhunu yükseltmek en önemli görevimizdir.

Yaşasın 15-16 Haziran Direnişimiz!
Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği!
Yaşasın sınıf dayanışması!

"İş ekmek yoksa, barış da yok", "Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği", "Yolumuz işçi sınıfının yoludur" sloganlarının atıldığı basın açıklaması, saat 16.00'da Ürün Sosyalist Dergi bürosunda yapılacak panel duyurusuyla sonlandırıldı. Yapılan bu basın açıklaması Birlik Dayanışma Hareketinin 1980 sonrasında tek başına yaptığı ilk eylem olması adına da önemliydi.
Ürün Sosyalist Dergi bürosunda Yetgül Karaçelik başkanlığında gerçekleştirilen panelde 15-16 Haziranı yaşamış Hamit Şindi, o günleri, direnişi nasıl ördüklerini, burjuvazinin kendilerine karşı yaptıklarını ve sonuç olarak işçilerin burjuvaziye nasıl geri adım attırdıklarını, günümüzde de bu hareketin tekrar canlandırılması gerektiğini anlatan bir konuşma yaptı. TÜM-İGD temsilcisi Murat Nergiz ise gençlik açısından 15-16 Haziran'ın önemi ve günümüzde gençliğin yolunun neden işçi sınıfının yolu olması gerektiğini, gençliğin işçi sınıfı hareketinin ayrılmaz bir parçası olduğunu anlattı. Dinleyicilerin de katkı sağladığı panelde o günleri yaşayan ve direnişin içinde olan arkadaşlarımız deneyimlerini aktardı.
Panel, işçi sınıfının kurtuluş mücadelesini sürdürme, 15-16 Haziran ruhunu yaşatma ve bu amaçla yılmadan, usanmadan sınıf içinde örgütlenme çağrısıyla sona erdi.

 
Yazarın Diğer Yazıları
 Cengiz Çandar'ın Yeni Hedefi
 Yanlış Tarih, Yanlış Politika
 Ordu ve AKP
 Hesap Vakti
 Akıl Tutulması
 Tarih Hızlanıyor
 Merhaba
 Gündemden
 Haydi, Devrimci Dayanışmamızı Göstermeye
 Libya Gündeminden
 1 Mayıs Gündemi
 Seçimden Önce
 12 Haziran 2011 Seçiminde Tutumumuz
 12 Haziran 2011 Seçim Sonuçları
 Seçimden Sonra