1 Mayıs 2011
İşçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve
dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. İşçi sınıfı ve dostları, 1 Mayıs'ı
İstanbul'da Taksim meydanında milyonluk katılım hedefiyle
kutlayacak.
İstanbul'da ve ülkenin çeşitli
yerlerinde alanları dolduracak olan işçi sınıfı ve dostları, emeğin
kazanılmış haklarına yönelik saldırıları, işsizliğin ulaştığı kitlesel
boyutları, yoksulluğu, kuralsız, güvencesiz, esnek çalışma biçimlerini,
taşeronlaşmayı, sendikal hak ihlallerini, düşünce özgürlüğüne yönelik
girişimleri, ekolojik çevrenin katledilmesi ile emekçilerin uğradığı tüm
haksızlıkları protesto edecekler. Kapitalist sömürüye ve emperyalist
zulme karşı çıkıp bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm özlemini, onurlu
barışa ulaşma arzusunu dile getirecekler.
Yıllar
süren özverili mücadeleyle Taksim'de 1 Mayıs yasağını kıran ve 2010
yılında görkemli bir miting gerçekleştiren 1 Mayısçılar, bu yıl çok daha
kitlesel bir miting için kolları sıvadılar. Kapitalizmin otuz yıllık
neoliberal saldırısına artık dünya çapında kitlesel tepki gösteren
uluslararası işçi sınıfının ve başta Arap halkları olmak üzere ezilen
halkların dipten gelen devrimci dalgası, bu hedefi kolaylaştıracak. Yeni
devrimci yükseliş dönemi emperyalizmin ve işbirlikçilerinin savaş ve
karşıdevrim stratejisini çökertecek.
Tunus ve Mısır halkları, gerçekleştirdikleri
devrimlerin yarattığı elverişli ortamı halk yararına gerçek kazanımlara
dönüştürmek için güç topluyor; hâlâ iktidarı bırakmamakta direnen
işbirlikçi kapitalist oligarşileri devirmek için örgütleniyor. Bütün
zorluklara rağmen Libya halkı NATO'nun faşist savaşına boyun eğmiyor.
Asya, Avrupa ve Amerika'da işçi sınıfının ve emekçilerin grev ve
protesto hareketlerinde belirgin bir canlanma yaşanıyor. Japonya'daki
nükleer felaket, kapitalist tekellerin beyin yıkamasıyla
tepkisizleştirilen halkların gözünü açtı, doğayı korumak için yapılan
mitinglerin sayısında ve çapında büyük artış var.
Libya'da emperyalizmin maşalığını kabul eden yerli
kapitalist egemenlerin, ülke içinde AKP eliyle yürüttüğü saldırılara
rağmen, metal işçileri, MESS'in grup sözleşmesindeki dayatmalarını
kırmayı başardı. Liseli gençler, ülke çapında alanlara çıkıyor ve YGS
sahtekârlığını protesto ediyor. Kürt halkı sivil direnişin çapını
büyütüyor. Kapitalizmin mahvettiği doğayı, dereleri, yaylaları, tarım
toprağını, dağları korumak için "Anadolu'yu vermeyeceğiz" yürüyüşü devam
ediyor. Faşizme ve despotizme, gericiliğin karanlığına karşı düşünce ve
örgütlenme özgürlüğünü, kadın haklarını, laikliği koruma ve geliştirme
bilinci yaygınlaşıyor. Liberal, milliyetçi ve dinci masalların büyüsü
zayıflıyor.
1 Mayıs 2011, emperyalizmin
işbirlikçisi TUSKON, MÜSİAD, TÜSİAD oligarşisini geriletmenin,
oligarşinin yürütme komitesi AKP'yi durdurmanın dönüm noktası olmalıdır.
1 Mayıs 2011, aynı zamanda, emperyalizme ve kapitalizme karşı sömürüsüz,
savaşsız ve sınırsız bir dünya isteyenlerin birleşme iradesini
güçlendirmeli, likidasyonu ve şovenist isim hırsızlığını mahkûm etmeli,
Türkiye işçi sınıfının en değerli varlığı, en büyük ustalığı, en ince
hüneri olan partiyi siyaset gündemine taşıyan dönüm noktası
olmalıdır.
1 Mayıs'ta, işte bu amaçlarla, hep
birlikte yürüyeceğiz.
Çağrımızdır
İşçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve
dayanışma günü 1 Mayıs, bu yıl İstanbul'da "1 milyon emekçi Taksim'e"
sloganıyla kutlanacak. 1 Mayıs günü, sendikalar, meslek birlikleri, işçi
sınıfının kurtuluşu davasına gönül vermiş partiler, öğrenci dernekleri,
köylü birlikleri, kadın örgütleri, Kürtlerin ve diğer ezilen halkların
kurumları, Aleviler ve baskı altında tutulan inanç gruplarının
kuruluşları, eşitlik ve özgürlük taleplerini haykıracak.
1 Mayıs 2011 aynı zamanda Türkiye işçi sınıfının doksan
yıllık meşru partisi TKP'ye gönül vermiş kadrolar ve taraftarların
likidasyona son verme iradesini gösterecekleri gün olacak. TKP'liler
dünya proletaryasının devrimci teorisini günümüz dünyasının devrimci
pratiği ile birleştiren; sermayeden, devletten ve dinden bağımsız
olduğunu gururla ifade eden Mustafa Suphilerin ve İsmail Bilenlerin
partisini ayağa kaldıracaklar.
Hiç kimse, TKP'yi
AKP işbirlikçisi liberalizme, dinciliğe, SİP yöneticilerinin
şovenizmine, her alanda devrimciliği çürüten düzen içi çözüm hayallerine
teslim edemeyecektir.
Bütün TKP üye ve
sempatizanları, Birlik Dayanışma emektarları, İGD'liler, İKD'liler,
İLD'liler, Barış Derneği aktivistleri, Köy Koop'lular, Mustafa
Suphi'den Deniz yoldaşa, Hasan Basri'den Ali İhsan Özgür ve Talip
Öztürk'e, Boz Mehmet'ten Meryem Karakız'a, bu gelenek bizim diyen
herkese çağrımızdır:
1 Mayıs'ta "SUPHİ'DEN
BİLEN'E GELENEK YAŞIYOR" pankartı altında yürümeye davet ediyoruz.
SUPHİ'DEN BİLEN'E
GELENEK YAŞIYOR GİRİŞİMİ
Görkemli 1
Mayıs
İşçi sınıfı ve dostları, uluslararası
birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs'ı ülkenin dört bir köşesinde
coşkuyla kutladı. İstanbul'da Taksim'e çıkan emekçiler bir milyonluk
katılım hedefine ulaşarak Türkiye tarihinin en büyük mitingini
gerçekleştirdiler.
1 Mayıs 2011'da ülke çapında
milyonları alanlara toplamayı başaran sendikalar, meslek birlikleri,
devrimci ve ilerici partiler, öğrenci dernekleri, kadın örgütleri, köylü
birlikleri, Kürtler, Aleviler, bütün ezilen halklar ve kesimler, yirmi
birinci yüzyılın yeni devrimler dönemine hazırlandıklarını gösterdiler.
Kapitalist sömürüye ve emperyalist zulme karşı çıkan, bağımsızlık,
demokrasi, sosyalizm özlemini haykıran, eşitlik ve özgürlük
sloganlarıyla yürüyen yüz binlerce işçi ve emekçi, emperyalizmin
işbirlikçisi TUSKON, MÜSİAD, TÜSİAD oligarşisine ve bu oligarşinin
yürütme komitesi AKP'ye artık kolay kolay boyun eğmez.
1 Mayıs 2011, aynı zamanda, Mustafa Suphi'lerin ve
İsmail Bilen'lerin TKP'sine gönül vermiş kadroların ve taraftarların
likidasyonu aşma, partiyi yeniden ayağa kaldırma iradesini haykırdıkları
bir gün oldu. "Suphi'den Bilen'e Gelenek Yaşıyor" pankartı arkasında
birlikte yürüyen TKP'liler, işçi sınıfının sermayeden, devletten ve
dinden bağımsız politik örgütlenmesini önlemek amacını güden liberal,
şovenist, dinci ablukaları kırma yolunda kilit bir adım atmış oldular.
Taksim'de, İzmir'de ve Berlin'de bu bilinçle yürüyen gepegenç
liselilerden doksan birlik emektarlara kadar bu hedef için canla başla
çalışan bütün insanlarımız, bölge ve dünya devriminin ayrılmaz bir
parçasını oluşturacak olan Türkiye devriminin bütünsel başarısını da
hazırlamış oluyorlar.
Emperyalizmin ve
işbirlikçilerinin son olarak Libya ve Suriye'ye yönelttiği kanlı
saldırılar dünya kapitalist sisteminin gerçek bir mafya düzeni olduğunu
bir kez daha kanıtladı. 1 Mayıs 2011, ülkenin, bölgenin ve dünyanın bu
kritik döneminde, mücadele azmimizi pekiştiren esinlendirici bir gün
oldu.
Komünistlerden Berlin'de 1
Mayıs
Berlin'li komünistler, uzun yıllardan sonra TKP bayrağını yeniden
dalgalandırdılar. Yurtdışında yaşayan komünistler, ülkedeki gelişmelere
paralel olarak birliği güçlendirmek, safları sıklaştırmak ve yeniden
ayağa kalkışın yurtdışı ayağını oluşturmak üzere, 1 Mayıs 2011'e çok
hazırlıklı girdiler. Mütevazi ama bir o kadar da nitelikli bir kortej
oluşturmayı başaran Berlin'li komünistler, uzun yıllardır ayrı düşmüş
TKP'lilerin birliğinin çok büyük bir hızla gerçekleştirilebileceğini de
kanıtlamış oldular.
Berlinli TKP'liler de 1
Mayıs mitingine İstanbul ve İzmir'deki yoldaşları gibi "SUPHİ'DEN
BİLEN'E GELENEK YAŞIYOR'' pankartı altında katıldılar. Yürüyüşe, bu
pankart altında 1 Mayıs sabahı saat 9.00 da, Alman Sendikalar
Birliği'nin düzenlediği ve çeşitli ilerici devrimci komünist
örgütlerin oluşturduğu 'Klassenkämpferischer Block'' (Sınıfsal
Mücadeleci Blok) içerisinde katılındı. Kortejde ayrıca Ürün önlükleri ve
TKP bayrakları da yer aldı.
Yürüyüş esnasında
"Suphi'den Bilen'e Gelenek Yaşıyor" pankartı hem diğer örgütlerin, hem
dostlarımızın, hem de TKP'lilerin birliğine girmeyi reddedip başka
kulvarlara yelken açan bir kısım eski arkadaşın da büyük ilgisini
çekti.
Tam tahmin ettiğimiz gibi, dostlarımızın
neşesi, coşkusu ve merakı, diğerlerinin ise yakınmaları ve eleştirileri
arttı.
Geleneksel 1 Mayıs şenliği büyük oranda
Türkiye ve Kürdistanlı göçmen işçilerinin ve ailelerinin oturduğu "Küçük
İstanbul'' olarak adlandırılan Kreuzberg semtinde yapıldı. Bizler de, 1
Mayıs alanı olarak da anılan Mariannenplatz'da saat 12.00 den sonra
standımızı açtık.
Güneşli güzel havada geçen ve
birçok dost ve arkadaşımızın ziyaretine uğrayan standımıza ilgi çok
büyüktü.
Standımızı pankartımızla süsledik.
Standın yarısını Ürün Yayınları ve Deniz Yayınlarından çıkan Taha
Parla'nın kitapları ile doldurduk. Standın diğer yarısına da,
masraflarımızı çıkartmak amacıyla, ellerimizle yaptığımız mezelerimizi
sergiledik ve sunduk.
Standımızı ziyaret eden
dostlarımızla güzel sohbetler yaptık. Yine, yurtdışındaki mitinglerin
geleneksel eylem sonrası etkinliğine uygun olarak ziyaretçilerimize
teklif ettiğimiz mezelerimiz ve şarabımız da büyük ilgi gördü.
Etkinlik bizler açısından, dostumuz işçiler açısından
ve kendimizi Almanya soluna anlatmak açısından çok başarılı geçti. En
güzel yan ise, birçok dost ve arkadaşımızın, seneye daha zengin organize
edilebilecek bir standın yanısıra, Berlin'de Ürün Sosyalist Dergi
çerçevesinde daha geniş ve daha kapsamlı aktiviteler yapılmasını
önermeleri oldu. Uzun yıllardır ayrı durduğumuz, görüşemediğimiz kimi
dostlarımızla konuşma, tartışma, eleştiri ve önerileri karşılıklı alma
imkânımız oldu.
Bu bağlamda, çok daha güçlü ve
çok daha etkin bir Ürün Sosyalist Dergi çalışmasının zemini şimdiden
döşenmiş oldu. Tabii ki ortak etkinlikler için bir yıl sonrasını
beklemeyeceğiz. TKP'liler likidasyona son vermek, komünistlerin
birliğini sağlamak ve şoven SİP'in gerçek yüzünü yurtdışındaki dost
örgütlerimize göstermek için en kısa zamanda harekete geçeceklerdir.