Sosyalist Dergi: 19 |  ÜRÜN |
Irak Dünya Mahkemesi, İstanbul Nihai Oturumu Vicdan Jürisi Özet Kararı

24-26 Haziran 2005

İki bin üç yılının Şubat ayında, Irak'a savaş ilan edilmeden haftalar önce, dünyanın sokaklarında milyonlarca gösterici protesto gösterileri düzenledi. Bu çağrılar karşılık bulmadı. Hiçbir uluslararası kurum ya da kuruluş, ABD ve İngiltere'nin şiddetine karşı durma cesaretini ve vicdanını gösteremedi. Kimse onları durduramadı. Aradan iki yıl geçti. Irak bu süre içinde işgal ve talan edildi.

Irak'a yapılan saldırı, aynı zamanda adalet, özgürlük, güvenlik gibi kavramlara, geleceğimize, hepimize yapılan bir saldırıydı. Biz, vicdan sahibi insanlar olarak ayağa kalktık ve barışçıl ve adil bir gelecek istemiyle Irak Dnüya Mahkemesi'ni oluşturduk. İstanbul oturumu, Irak'ın yasadışı işgali üzerine dünyanın farklı yerlerinde 20 şehirde düzenlenen 20 oturumun sonuncusuydu, oturum, 24-26 Haziran 2005 tarihleri arasında İstanbul'da düzenlendi. Irak Dünya Mahkemesi'nin (World Tribunal on Iraq / WTI) temel amacı, Irak Savaşı hakkındaki gerçekleri mümkün olabildiğince gün yüzüne çıkarmak, Irak halkına karşı adaletin sağlanmasının ve sorumluların hesap vermesinin önemini vurgulamaktır.

Irak Dünya Mahkemesi'nin meşruiyeti, insanlığın ortak vicdanına dayanmaktadır. Biz Vicdan Jürisi olarak, 10 ayrı ülkeden gelip İstanbul'da toplandık. İddia Heyeti'ni ve Irak, ABD ve İngiltere'den gelen toplam 54 katılımcının tanıklıklarını dinledik.

I. Genel Bakış

1. ABD ve İngiltere hükümetlerinin Irak'ın Mart 2003'teki yasadışı işgali öncesinde uluslararası kamuoyuna sundukları kanıtların yanlışlığı ortaya çıkmıştır. Gerçek amaç, Ortadoğu'yu baskı ve denetim altında tutmaktır. Ortadoğu'da hegemonya kurmanın nedeni, dünyanın en büyük petrol rezervleri üzerinde kontrol elde etmek ve ABD'nin bölgedeki stratejik müttefiği İsrail'in konumunu güçlendirmektir.

2. Irak'ta kitle imha silahlarının varlığına ve Saddam Hüseyin rejimi ile El Kaide terör örgütü arasındaki ilişkiye dair düzmece kanıtlar, bağımsız bir ulusa karşı ‘önleyici saldırı' düzenlemek için gereken kamuoyu desteğini sağlamak üzere ‘imal edilmiştir'.

3. Irak yıllardır kuşatma altındadır. 1991'deki ilk Körfez Savaşı'nın ardından uygulanmaya başlayan yaptırımlar, ülkenin Kuzey ve Güney bölgelerinde ilan edilen uçuşa yasak bölgeler, ve ülkenin aynı anda bombalanması, Irak'ın insani ve maddi kaynak ve kapasitesinin, ülkenin işgal ve istilasını kolaylaştıracak biçimde adım adım zayıflatılması amacına hizmet etmiştir. Bu süreçte, ABD ve İngiltere, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin suç ortaklığına hizmet eden kararını arkalarına almıştır.

4. Kendi gündemlerini oluşturmak pahasına, Bush ve Blair, dünyanın dört bir yanındaki milyonların tepkisine kulaklarını tıkamış, tarihin en haksız, ahlâksız ve kalleşçe savaşlarından birini gerçekleştirmiştir.

5. Irak'ın 27 aydan beri Anglo-Amerikan işgali altında bulunması, Irak devleti ve toplumunun çöküşüne neden olmuştur. Yasa ve düzen tamamen ortadan kalkmış, insan güvenliği kalmamış, altyapı darmadağın edilmiş, sağlık sistemi yokedilmiş, eğitim sistemi işlevsizleştirilmiş, çevresel ve ekolojik katliamlar yapılmış ve Irak'ın kültürel ve arkeolojik mirası ayaklar altına alınmıştır.

6. İşgal ile birlikte Irak'taki etnik ve dinsel ayrılıklar, Irak toplumunun ulus kimliğinin ve bütünlüğünün zayıflatılması amacıyla bilinçli olarak kışkırtılmıştır. Bu, bildik sömürgeci ‘parçala ve yönet' anlayışıyla bütünlük gösteren bir yaklaşımdır.

7. 1991'den işgale kadar süren yaptırımlar, binlerce insanın acı çekmesine ve ölümüne neden olmuştur. İşgalden sonra durum daha da kötüleşmiştir. En az 100 bin insan öldürülmüştür, 60 bin kişi ABD hapishanelerinde herhangi bir yargı işlemine tabii tutulmadan, insani olmayan koşullar altında tutulmaktadır, binlerce insan kaybolmuş durumdadır ve işkence artık sıradan bir olay haline gelmiş bulunmaktadır.

8. Irak ekonomisinin özelleştirilmesi, kuralsızlaştırılması ve liberalleştirilmesi, ülkenin Washington Uzlaşması'na uygun biçimde bir hizmet ekonomisine dönüştürülmesini öngören biçimde gerçekleştirilmektedir. İşgal güçleri, aynı zamanda ülkenin petrolünün denetimini ele geçirmişlerdir.

9. İşgal himayesinde oluşturulmuş her yasa ve kurum, hem yasal, hem de ahlâki zeminden yoksundur. Henüz sonuçlanmış olan seçim, Kurucu Meclis, varolan hükümet ve Anayasa Taslak Komitesi, bu nedenle gayri meşrudur.

10. İşgale karşı yoğun bir muhalefet vardır. Barışçıl yollardan yürütülen siyasi, toplumsal ve sivil direniş, işgal güçlerinin baskısıyla karşılaşmaktadır. İşgal güçlerinin kaba kuvvete başvurması, güçlü bir silahlı direnişin örgütlenmesine ve çaresizlikten kaynaklanan türlü şiddet eylemlerine vesile olmuştur. Birleşmiş Milletler Sözleşmesi ve uluslararası yasalarda belirtilen ilkelere göre, işgale karşı halk hareketi meşru ve makuldür.

II. Tavsiyeler

Biz Vicdan Jürisi olarak, Irak halkının ülkesinin yasadışı işgaline karşı direnme ve kendi bağımsız kurumlarını oluşturma hakkını tanıyarak ve işgale karşı direnme hakkının, Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'nden kaynaklanan kendi kaderini tayin, özgürlük ve bağımsızlık için mücadele etme hakkı olduğunu teyid ederek, Irak halkıyla dayanışma içinde olduğumuzu ilan ederiz.

Tavsiyelerimiz şunlardır:

1. Koalisyon güçleri hiç zaman kaybetmeden ve koşulsuz olarak Irak'tan çekilmelidir.

2. Koalisyon devletleri, gerçekleştirdikleri yasadışı istila ve işgal ile yol açtıkları insani, ekonomik, ekolojik ve kültürel yıkım nedeniyle Irak'a ve Irak halkına tazminat ödemelidirler.

3. İşgal süresi içinde yapılan ve Irak halkının çıkarlarına aykırı gördüğü bütün yasa, mukavele, anlaşma ve kurumlar geçersiz sayılmalıdır.

4. Guantanamo hapisanesi ve yabancı ülkelerdeki bütün diğer ABD askeri hapisaneleri kapatılmalı, mahkûmların adları açıklanmalı, savaş tutsağı statüsünde oldukları kabul edilip yasal hakları tanınmalıdır.

5. Irak'ta saldırı suçu ve insanlığa karşı suç işlemekten sorumlu olanlar hakkında, başta Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George W. Bush, İngiltere Başbakanı Tony Blair ve koalisyon ülkeleri hükümet yetkilileri olmak üzere kapsamlı bir soruşturma yapılmalıdır.

6. Bu yasadışı savaşa katılanları, örneğin kasten yalan söyleyen gazetecileri, ırkçı, etnik ve dini nefreti körükleyen büyük şirketlere ait medya kuruluşlarını ve bu savaştan çıkar sağlayan çok uluslu şirketlerin üst düzey yöneticilerini ahlâken ve kişisel olarak sorumlu tutacak hesap sorma süreci başlatılmalıdır.

7. İnsanlar tüm dünyada bu savaştan doğrudan kâr eden ABD ve İngiliz şirketlerine karşı harekete geçmelidir. Bu şirketler arasında Halliburton, Bechtel, Carlyle, CACI Inc., Titan Corporation, Kellog, Brown and Root (Halliburton'un taşeron firması), DynCorp, Boeing, ExxonMobil, Texaco, British Petroleum sayılabilir. Şu şirketler Irak'a karşı tazminat davası açmış ve "tazminat" almışlardır: Toys R Us, Kentucky Fried Chicken, Shell, Nestlé, Pepsi, Phillip Morris, Sheraton, ve Mobil. Bu eylemler bu şirketlerin ofislerini kapatmak, mallarını boykot etmek ve hissedarlarına hisselerini elden çıkartmaları için baskı yapmak gibi doğrudan eylem biçimlerini içerebilir.

8. Ordu mensupları vicdanlarının sesini dinlemeli ve askere alınmayı ve yasadışı bir savaşa katılmayı reddetmelidirler. Ülkeler vicdani retçilere siyasi sığınma hakkı tanımalıdır.

9. Yabancı ülkelerdeki tüm ABD üslerinin kaldırılması için açılan uluslararası kampanya güçlendirilmelidir.

10. Tüm dünya halkları, hükümetlerinin Irak'taki işgale maddi, lojistik ve manevi destek verme girişimlerine karşı direnmeli ve bu girişimleri reddetmelidirler.

Biz, Vicdan Jürisi üyeleri olarak, bu tavsiyelerin uluslararası kurumların, korku ve çıkarlar değil halkların iradesi doğrultusunda şekillendiği ve yeniden şekillendiği, gazetecilerin ve aydınların sessiz kalmadıkları, dünyanın halklarının iradesinin merkezde olduğu ve insan güvenliğinin devlet güvenliği ile şirket kârlarından önce geldiği bir dünya için gereken zemini hazırlayacağını umuyoruz.



 
Yazarın Diğer Yazıları
 Cengiz Çandar'ın Yeni Hedefi
 Yanlış Tarih, Yanlış Politika
 Ordu ve AKP
 Hesap Vakti
 Akıl Tutulması
 Tarih Hızlanıyor
 Merhaba
 Gündemden
 Haydi, Devrimci Dayanışmamızı Göstermeye
 Libya Gündeminden
 1 Mayıs Gündemi
 Seçimden Önce
 12 Haziran 2011 Seçiminde Tutumumuz
 12 Haziran 2011 Seçim Sonuçları
 Seçimden Sonra