Kaça kadar saymayı öğrendin sen hayatta?
Çocuk:
Birden
üçe kadar.
Üç
yaşındayım çünkü.
Bizim
bahçedeki ağaçları bile
sayacağım
seneye.
Zenci:
Bu gece
kımıldayan yıldızlar
denk
değil ırkımın çektiği acılara
ve
unutmayacaktır tarih
yüzümüze
fırlatılan
o keskin,
o oktan bakışları,
diyecek
kadar.
Hesabı
sorulacaklarım kadar bir de.
Ya
bağırarak,ya içimden.
Bilin ki
sayıyorum.
Sayacağım.
Bombardımanda sığınağa yetişemeyen:
Mavi göklerimizi yol yol çizen
gümüşi
demir parmaklıklar gibi,
fütursuz
uçaklarınızdan
başımıza
geçirmeye yeltendiğiniz
yüzüne
kan sıçramış çuval
kaç
taneyse elinizde.
Katil 1:
Karadeniz'de.
On beşe.
O:
Üçe
kadar:
Kendimi,
kendime,
kendimde.
Sen:
Kendimden
başlayıp
tüm
insanları tek tek katarak içine
başım hep
dik kalasıya,
inadım
dünyaya yayılasıya
son insan
düşene dek
bol yıldızlı bayrağıyla üstümüzde
uğuldayan
umursamaz bir panzerin dibine.
Sayacağım
yılmaksızın
hepimizin
söylediği o ülkesiz türküde.
Yaşamayı
bilecek ve sevecek kadar
Öldürülenleri ve dirileriyle.
Başak Ergil
16.05.2005