Felsefenin bir bölümünü oluşturan bilgi kuramı, insanın bilgi edinme sürecinin yanı sıra
bilginin özünü, yapısını ve bağlı olduğu yasaları felsefe ve dünya görüşü düzeyinde kavrayan görüş ve anlayışları
içerir ve genelde şu sorunları araştırır: Bilgi edinme sürecinin dayanakları ve itici gücü, öğrenmenin amaç ve
hedefleri, insanın bilgi edinme faaliyetinin niteliği ve insanın toplumsal üretim faaliyetinin içindeki yeri, bilgi edinme süreci
içinde özne (öğrenen insan) ile nesnenin (bilginin konusunun)
ilişkisi, bilgi ile nesnel gerçek ilişkisi, bilgi ile bilginin
doğruluğu (hakikat) ilişkisi, bilgi edinmenin yöntemi, gerek
bilgi edinme sürecinin gerekse bilginin gelişmesinin bağlı
bulunduğu yasa demetleri.
Bilgi kuramı sorunlarının kavranışı ve yorumlanışı; bilgi kuramının sorunlarına
verilen yanıtlar, her zaman, belli bir felsefenin temelinde yatan dünya görüşüne sıkı sıkıya bağlı olarak süregelmiş, bu
felsefelerin, felsefenin temel sorununa başka deyişle dünyanın (evrenin) bilinebilirliği konusuna eğilirken maddeciliğe ya da
idealizme bağlı oluşları, bilgi kuramı sorunlarına
yaklaşımlarını da belirler, bilgi kuramı da bağlı olduğu
felsefeye göre ya maddeci ya da idealist karaktere bürünür, nasıl
ki felsefenin tümü sınıfsal karakter taşıyorsa, felsefenin
bütünleyici parçası olan bilgi kuramı da sınıfsal niteliklidir ve bilgi edinme sürecinin ve bilginin felsefe ve dünya görüşü
düzeyindeki öğretisi olarak aynı zamanda bilgi edinmenin belli başlı ilişkilerinin gerçekliğini kuram düzeyinde yansıtmakla
kalmaz, belirli sınıfsal çıkarların da bir yansısını oluşturur. Sınıflı toplumda insanın bilgi edinme faaliyeti sınıfların pratik ve kuramsal çıkarlarına doğrudan bağlı
bulunduğundan, bilgi kuramı da belli bir sınıfın ideolojisinin öğesi olmaktan kurtulamaz ve giderek kendisi de ideolojik bir
karaktere bürünür.
Daha ilkçağ Yunan felsefesinde bilgi kuramının önemli birçok sorununun ele
alındığını görüyoruz. Bu felsefe içinde biri maddeci, diğeri idealist olmak üzere iki anlayış ortaya çıkmıştır. Maddeci
çizgiyi izleyenler, Parmenides, Heraklit, Empedokles ve özellikle Demokrit'tir. Bilgi kuramının kurucusu sayılan Parmenides
algılamayı ve düşünmeyi, insan faaliyetinin doğal bir faaliyeti saymıştı. İlkçağ Yunan felsefesi içinde Demokrit'in
görüşleri, maddeci bilgi kuramının gelişmesine yol açmıştır. Demokrit'e göre tüm cisimler, bitimsiz bölünmez atomların
birleşmesinden oluşur. Demokrit, tüm algılamaları atomların birbirine değmeleriyle açıklayarak duyu algılamalarına bir
açıklık getirmeye çalışmıştır. Tüm cisimlerin sürekli atom saldıklarını, yani duyu organlarına değen, böylece algılamaları
olanaklı kılan görüntüler (eidola) çıkarttıklarını kabul ederek imge kuramının ilk biçimini ortaya koymuştur.
Diyalektik maddeci bilgi kuramı, bilgi kuramına ilişkin görüşlerin gelişmesinde tamamen
yeni bir nitelik demektir. Bacon'dan Feuerbach'a uzanan çizgide, bilgi kuramının gelişmesi burjuvaziyi dayanak almışken, hedefi
ve amacı burjuvazinin çıkarlarına göre düzenlenmişken, diyalektik maddeci bilgi kuramı tamamen farklı toplumsal bir temele
dayanır.
Diyalektik maddeciliğin bilgi kuramı kuramsal içeriğiyle de yeni bir niteliktir. Bir
anlamda kendisinden önceki tüm bilgi kuramı görüşlerinin sonucudur; çünkü bilgi kuramının tüm tarihi boyunca
birikegelmiş tüm doğru sonuçları ve daha ileriye götürücü ilkeleri benimseyip geliştirir; özellikle bilgi konusundaki maddeci
ve diyalektik görüşleri sürdürür, bilimsel olarak temellendirir.
Bilimsel bilgi kuramı, daha önceki felsefi düşüncenin eleştirel değerlendirilmesine
dayanmakla kalmaz, aynı zamanda tek tek bilimleri ve toplumsal pratiğin ortaya koyduğu sonuçların yanı sıra, toplumsal
pratiğin felsefe düzeyinde çözümlenmesine ve değerlendirilmesine dayanır. İnsanlığın zihinsel gelişmesinin tarihi yanında,
çocuğun zihinsel gelişmesinin tarihi ve hayvanların ruhsal
gelişmesinin tarihi, bilgi kuramınca değerlendirilir.
Diyalektik İlişkisi
Bilimsel bilgi kuramı,
özellikle doğanın, toplumun ve bilgi edinme faaliyetinin genel
hareket ve gelişim yasalarının felsefi öğretisi olan
diyalektiğin ayrılmaz bir parçasıdır. Diyalektik, bilginin genel
gelişim yasalarını, bilgi edinmenin genel yöntemini ve genel
kategorilere dayalı bilgi edinme araçlarını kapsamı içine
aldığından, aynı zamanda bilgi kuramını da içerir.
Diyalektik maddeci
felsefede, bilgi kuramının diyalektik yöntem ile bütünleşmesi,
Hegel'in idealist dizgesindekinden farklı olarak, bilgi ile nesnel
gerçek arasındaki uygunluğu ve farklılığı içerir. Farklılık,
bilginin nesnel gerçek ile özdeş olmaması, onun bir yansısını
oluşturması demektir.
Öte yandan diyalektik ile bilgi kuramı arasındaki önemli bir farkı da gözönünde tutmamız
gerekir. Diyalektik, doğa ve toplum dahil nesnel gerçekliğin genel yasalarını ve belirleyici öğelerini kapsar; oysa nesnel
gerçekliğin yansısı olan bilginin bu genelliklerin yanı sıra, kendine özgü yasaları, karakteristik yanları, belirli özellikleri
vardır ve bunlar onun kendine özgü nitelikçe farklı yanını oluştururlar. Bu bakımdan bilgi kuramı bilgideki genelin yanında
özel olanı da, yani nesnel gerçekliğin insan bilincinde yansımasının diyalektiğini çelişkilerle dolu gelişimi içinde
araştırmalıdır. Böylece bilgi kuramı, diyalektik maddeciliğin oluşturduğu dizge içinde özel bir konum kazanır, kendine özgü
sorunlarıyla göreli, bağımsız bir felsefe disiplini olur.
Bilimsel bilgi kuramı, bilgi edinen öznenin yalnızca toplumsal karakterini açıklamakla
kalmamış, aynı zamanda bilgi edinme sürecinin, tümüyle toplumsal bilgi edinme süreci şeklinde geliştiği ve bu süreç
içindeki sonsuz çokluktaki her bilgi edinme sürecinin bir bütünün
parçaları halinde yer aldıklarını göstermiş; insanların
toplumsal pratiğini, hem bilginin belirleyici temeli, en önemli
itici gücü ve son amacı; hem de bilginin doğruluğunun güvenilir
tek ölçütü olduğunu kanıtlamıştır.
Kaynak: Manfred
Buhr, Alfred Kosing. Bilimsel Düşüncenin
İlkeleri 1